Ancak; 7 Haziran seçimleri ve ardından yaşanan sürece ek olarak, 1 Kasım seçimlerinden sonra ortaya çıkan manzara, "Önce Ülkem ve Milletim, Sonra Partim ve Ben" diyen bir yönetim anlayışında eksen kayması olarak karşımıza çıkmış; parti içi demokrasi ve geleneklerimiz adeta görmezden gelinmiştir.
İlaveten; Ortak paydası herşeyden önce "Erzurum" olan bir partili olarak; Erzurum'da yürütülen çarpık siyasetin bir parçası olmaktan hicap duyacağımı hemen her platformda ifade ettiğim gibi, bu yönde atılacak hiçbir adımın da parçası olmayacağımın bilinmesini isterim. Partiye emek vermiş olan ve mesaisini bu uğurda harcetmiş birçok Ülküdaşım, bilinmelidir ki benimle aynı görüş ve düşünceleri taşımakta; teşkilatın aklının üzerinde bir akıl oluşturma çabası esefle karşılanmaktadır.
Aynı zamanda; Gazetecilik yapıyor olmam nedeniyle "Erzurum"un çıkarları doğrultusunda kaleme aldığım köşe yazım bile teşkilat üzerinde hakimiyet kurma planları yapan çevreleri rahatsız etmiş; doğruları ifade etmiş olmamıza dahi tahammül edilememiştir.
Mevzu şudur; MHP Milletvekili Kamil Aydın, TBMM kürsüsünden Erzurum'a ait bir takım fotoğraflar paylaşmış; birçok milletvekilinin bulunduğu bir ortamda ve ekranlar karşısında "olumsuz" bir Erzurum imajı ortaya koymuştur. Ben de yazımda bu girişiminin şekil açısından yanlış olduğundan hareketle Milletvekili Aydın'ı eleştirmiş ve "Erzurum imajını" zedeleyen "partimin milletvekili bile olsa" karşısında olacağımı izah ve ifade etmeye çalışmıştım.
Görünen o ki; Doğruları dile getiriyor olmak bile gelinen noktada "geçer akçe" olmaktan çıkmıştır/çıkarılmıştır.
Dolayısıyla; Böyle bir anlayışın parçası olmak bana zuldür, utanç vesilesidir. Daha fazla utanmama ve bu çarpık anlayışla birlikte anılmama adına kendi istek ve irademle partimdeki tüm görevlerimden istifa ettiğimi bildirir, kamuoyunu saygıyla selamlarım."