Gündüz itiş kakışın yaşandığı Cumhuriyet Caddesi, akşam yani iftardan sonra tam bir cümbüş yeri…
Yakutiye
ve Büyükşehir arasındaki “eğlence rekabeti”, belki belediye
başkanlarının sinirlerini geriyordur ama sonuçta, karlı çıkan ahali…Dün
gazeteci dostumuz sevgili Recep Kapucu’yla birlikte, iftardan sonra her
iki meydanı da gezdik.
Cumhuriyet Caddesi ana-baba günüydü.
Yaşlısından gencine, tesettürlüsünden açığına kadar, binlerce insan
adeta yaz akşamının keyfini çıkarıyordu.
En güzel tarafı da,
müthiş bir güvenlik ve düzen olmasıydı. Özellikle dikkatlice baktım ki,
birileri kalabalığın keyfini bozacak taşkınlıklarda bulunuyor mu?
Yok; bir tatsızlık yoktu.
Bu da şehir adına gerçekten güzel bir tablo...
Malumunuz Erzurum’un artık yüz metre arayla iki meydanı var. İlkini birkaç yıl önce Yakutiye Belediyesi yapmıştı.
İyi ki de yapmış. Çünkü o meydan meğerse ne büyük bir ihtiyaçmış, meğerse insanlar ne çok özlemiş meydana çıkmayı…
Bu
yıl da Büyükşehir atağa kalktı ve bilindiği üzere, Halk Eğitimi
Merkezi’ni sökerek o alana bir meydan yapmaya başladı. Henüz bitmemiş,
besbelli ki seneye orası da güzel bir meydan olacak.
Ramazan münasebetiyle her iki meydanda da “ramazan eğlencesi” var.
Hacivat-Karagöz’den
tutunuz da, ramazanın ruhuna uygun müziğe kadar, insana hoşça vakit
geçirtecek pek çok etkinlik gerçekleştiriliyor.
Recep dedi ki, “her iki meydanı da gezelim, bakalım ki hangisi daha iyi”
Öyle yaptık.
Şayet
müfettiş olsaydık ve illa da iki meydana not verseydik; hiç kuşkunuz
olmasın ki, Yakutiye on üzerinden sekiz, Büyükşehir ise, on üzerinden
ancak dört alabilirdi.
Tamam; Büyükşehir’in meydanı henüz
bitmedi, bu yüzden de kasabalardaki panayır arsalarına benziyor. Ama o
yarım haliyle bile daha güzel bir düzen oluşturulabilinirdi. Besbelli
ki, Büyükşehir sırf Yakutiye’nin gerisine düşmemek için, öyle bir meydan
ihdas etmiş. Halbuki buna hiç gerek yoktu. Çünkü adı “Büyükşehir
Belediyesi” olan bir etkinlik, o büyük isme layık olmalıdır. Bir belde
belediyesi gibi çalakalem yapılmış bir etkinlik, başkana artı puan
kazandırmaz.
Yakutiye’nin ki öyle değil… O geçen seneden de tecrübeli…
Ses düzeni iyi olmamakla beraber, hem sahnesi, hem vatandaşın oturma düzeni, hem çarşı-pazarı daha güzel, daha düzenli ve temiz…
Ali
Korkut ve ekibi bu işi artık öğrendi. Şayet önümüzdeki yıl aynı
etkinlik tekrarlanırsa, bu yıldan da güzel olacağını söyleyebiliriz. Bir
de Yakutiye ile Havuzbaşı arasında da çok fark var. Vatandaş daha çok
caddenin o noktasını tercih ediyor. Çünkü alt tarafta dükkanların
olmaması yüzünden, belki de Kolordu’nun da etkisiyle, daha resmi…
Gördüğümüz
şu ki, iki belediye arasındaki bu rekabet, şehre artı değer
kazandırıyor. Gerçi şu noktadan bakıldığında şöyle de söylemek mümkün:
-Madem
belediyeler halka ramazan eğlencesi sunmak istiyor. Niçin bunu parça
parça yapıyorlar ki? Oturup anlaşsalar imkanlarını birleştirip, çok daha
kapsamlı bir etkinlik yapsalar daha iyi olmaz mı?
Tabii ki daha
iyi olur. Olur da ama Erzurum’da böyle bir şey mümkün olmaz. Bugün ki
belediye başkanlarına mahsus bir durum değil bu. Hatırlayınız geçmiş
dönemlerde de, hep Büyükşehir belediye başkanları ile alt belediye
başkanları arasında soğuk bir savaş olurdu; tıpkı bugün olduğu gibi…
Vatandaş
oy verirken düşünüyor ki, (daha doğrusu biz öyle zannediyoruz) belediye
başkanları aynı partiden olsunlar ki, daha uyumlu görev yapsınlar.
Hiçbir zaman olmadı…
Gerçi bu soğuk savaşın zaman zaman şehre büyük yararları da olmuyor değil.
İşte meydan örneği…
Şayet
Ali Korkut Yakutiye Meydanı’nı yapmamış olsaydı, Ahmet Küçükler bir
meydan arayışına girmezdi. Düşünüyor olsaydı, sekiz yıl içinde on tane
meydan açardı.
Bu rekabet, kentsel dönüşümde de pozitif anlamda vücut buldu.
Şimdilik
Palandöken ve Aziziye bu soğuk savaşın tam ortasında değiller. Gerçi
bazen Palandöken dahil oluyor ama savaş genellikle Büyükşehir-Yakutiye
arasında geçiyor. Aziziye uzakta olmanın keyfini çıkarıyor.
Şayet
bu soğuk savaş, her zaman şu ramazan eğlencesi tadında geçecekse şahsen
destekliyorum. Çünkü o rekabetin neticesi, vatandaşa hizmet olarak
dönüyor.
Sözün özü, dün akşam eksiklerine ve amatörlüklere rağmen
meydanları beğendim. Demek ki, siz bu şehrin insanına güzel bir şey
sunarsanız anında mukabele ediliyor.
Dün gördüğümüz şuydu: Erzurum otuz-kırk yıl önce olduğu gibi sokağa çıkmış ve ramazan akşamının keyfini yudumluyordu.
Hem de serin serin esen rüzgarın deminde…