Erzurum Lisesi anıları...

          Erzurum Lisesi ikinci sınıftaydım lisenin Antep Halk oyunları gurubunun elemanlarından şımarık olduğu söylenen bir subay çocuğunu Kemal Aykut ekipten atmış. Tahsin Kaya ile ekibe eleman arıyorlar, teneffüste bana geldiler. Başladılar figür öğretmeye, o gün iki oyun öğrenmiştim. Ertesi gün de iki oyun. Ekibe girmiştim. Galiba o hafta lise spor  salonunun sahnesinde Dokuzlu, Oğuzlu, Mendilli ve Çepikli oyunlarını oynamış ve güya hiç hata yapmamıştım.

          O gece aynı zamanda Tahsin Kaya'nın kendi yazıp yönettiği 'SON KADER' isimli tiyatro oyununda rolüm var. Ağa rolündeki Tahsin Kaya'nın emriyle ve üzerimdeki Antep yöre kıyafetleriyle bir eve giriyor, iki arkadaşımla birlikte başka bir ağanın kızını kaçırıyorum. Daha önce prova yapmama rağmen, zavallı kızın başına hızla vurup bayılttıktan sonra, sırtıma alarak kulise götürüyorum, Tahsin bana bağırıyor ''ne yaptın, kız bayılmış.'' Evet kız gerçekten bayılmış.

          Tesadüflerin insan hayatında çok büyük rolü olurmuş derler. İşte halk oyunları ile tanışmak hayatının dönüm notalarından biri oldu. O günden sonra halk oyunlarından hiç kopamadım.

          Yine lise ikinci sınıftaydım ama bu sefer dönem sonundayız.

          Mukaddes Coşkun (lakabı teşi)  hocanın fizik dersinde birinci dönem not ortalamam Beş, (5) ikinci dönem de yaptığı üç yazılıdan da 5 almışım.

           Yıl sonu dersler kesilmiş herkes bahçede dolaşmakta. Bir haber geldi. Mukaddes Hanım, falan sınıfta seni sözlü yapacak. O zaman yeni yapılan ek binadaki sınıflardan birinin kapısını araladığımda; Mukaddes Hanım'ın, sınıfta sekiz on kız öğrenci ile sohbet ettiğini gördüm. Kapıyı kapatarak oradan kaçtım. Soran olursa hiç okula gelmedi dersiniz, dedim. Son üç günde hiç okula gitmedim. Mukaddes Hanım, ''sözlüsüne sıfır verdim,  gidin haber verin'' demiş. Sözlüye sıfır bile verse 5-4 ile sınıfı geçiyorum. Hoca sıfırdan sonra bir de kanaat kullanmış, ikinci dönem ortalamamı 3 (üç)'e çekmiş ve beni 5-3 ile sınıf  tekrarına bırakmış.

         Bu olay hayatımın dönüm noktalarından biridir. Hâlâ aklıma geldikçe içim sızlar. Emsallerimden, arkadaşlarımdan bir sene sonra hayata atılmak, bir memur çocuğu için ne kadar acı bir şey! Bu durum bana asıl, Eylülde okullar tekrar açılınca koydu.

          Sınıfta gittim hiçbir arkadaşım yok. Başka bir okula tayin gitmişim gibi. Ama asıl arkadaşlarımın olduğu üst sınıfa gittiğimde herkes gülüyor, söylüyor, oynuyor. Tahsin, Fehmi, Kemal, Selahattin... Hepsi oradalar ama ben yokum!



          Okulu terk ettim. Öğleye kadar salak salak dolaştım. Kendimi 3 Temmuz Stadı'nın orta noktasında buldum, oraya oturdum. Başladım hüngür hüngür ağlamaya, ne kadar ağladım bilmiyorum. Kendime geldiğimde yüzüm gözüm toz içinde, Nene Hatun Kız Lisesi'nin kızları galiba bana laf atıyorlardı.

            Hayatım boyunca bu olayı da hiç unutamadım. Zaman zaman da öğrencilerimle yukarıda anlattığım şekilde paylaştım ve benim dersimden hiç kimseyi bugüne kadar sınıfta bırakmadım.

            Bir lisenin hayalleri büyük olur, gönlü büyük olur. Bir lisenin hayallerini yıkmaya, gönlünü kırmaya ne hakkınız var?

            Evet lise bitti. Üniversite sınavlarına girdik. Cumhuriyet tarihinde ilk defa o yıl üniversiteye giriş sınav soruları çalındı. Sınavlar iptal edildi. Kaçan balık büyük olur derler ya; Birinci sınavdaki %90 başarım 2. Sınavda %65'lere düştü. Belki de yüce mevlam doktor olmak yerine, öğretmen olmamı orada nasip etmişti.  

           Halk oyunları konusunda da günler geçtikçe kendimi daha da geliştirmeye, daha çok şeyler öğrenmeye gayret etim.

           Günler, aylar, yıllar geçti kendimi Erzurum 50. Yıl Ortaokulu'nda 'Sosyal Bilgiler' öğretmeni olarak buldum.

           Artık, Türk Halk Oyunlarından birçok yöre oyununu biliyor ve öğretebiliyordum. Bir taraftan Kafkas, Antep, Elazığ oyunlarını oynayan ekipler yetiştirirken, diğer taraftan da Erzurum birincisi Kros takımım (kız ve erkek), 'Kavurma Koydum Tasa' türküsü ile 'İstiklal Marşı'nı makamıyla okuyabilen müzik gurubum vardı. Sevgili  arkadaşlarım Taner Bacaksız ve Faik Ünlü en büyük yardımcılarımdı... (Devam edecek...)
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.