Ahmet Hamdi Tanpınar'ın dört kapılı şehir dediği Erzurum, dışarıya açılan kapıların tamamını koruyamasa da bir tarihin izlerini yaşatmaya çalışıyor.
Erzurum Ajans-Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dört kapılı şehir dediği Erzurum, dışarıya açılan kapıların tamamını koruyamasa da bir tarihin izlerini yaşatmaya çalışıyor.
Eski çağlarda ve Ortaçağ ile Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde Erzurum'u düşman işgaline karşı koruyan surlar (toprak tabyalar) ile şehre 4 ana yönden giriş ve çıkışları sağlayan kapılar, tarih boyunca düşman yağmasından korunmaya çalışsa da artık günümüzde kentleşmenin getirdiği sorunlar sebebiyle kendini fazla koruyamıyor.
Kiliseleri, türbeleri, camiileri, evleri, hanların kalesi ve medresesi ile adeta bir tarih şehir olan Erzurum, bu kadar tarihi mekanın yanında kapıları ile de tarihi günümüze yansıtıyor.
Anadolu tarihinin şahidi Erzurum’u düşman işgalinden koruyabilmek için birçok kapı yapılmış. Ancak bunların en ünlüleri olan 7 kapıdan sadece 3’ü ayakta durmayı başarmış. Erzincan kapı, Kavak kapı, Kars Kapı, Yeni kapı, İstanbul kapı, Kilise kapı, Gürcü kapılarından . İstanbulkapı, Kavakkapı (Ardahankapı) ve Karskapı. Ayakta durmayı başaran kapılar arasında yer alıyor.
Kars Kapı, Askeri bölge içerisinde bulunuyor. Hatta bu sebeple koruma altında bulunan Kars Kapı, şehri çevreleyen surları göstermesi açısından büyük bir öneme sahip.
İstanbul Kapı, Atatürk’ün Erzurum Kongresi için geldiği sırada şehre girmek için kullandığı kapı olarak bilinir.
Tebriz Kapı'nın, Ebu İshak Kazeruni'nin türbesi, Ulu Camii ve Çifte Minareli Medrese üçgeninde bulunuyor. Harput Kapı, şehrin güneye açılan kapısı.
Erzincan Kapı; Erzincan istikametinden gelen yolcuların kervanların giriş yeriydi.
Gürcü kapı ise bu günkü Gürcü kapı camiinin kongre caddesine bakan tarafında bulunuyordu. Gürcistan’dan gelen kervanların giriş kapısı da burada idi.
Yeni kapının ne zaman açıldığı ise pek bilinmiyor.
Kavak Kapı İse; 50. yıl caddesi üzerinde sanayi yolu üzerinde yer alıyor