BölgeHaber Girişi : 10 Ağustos 2011 12:26

Erzurum kaleleri geçmişi bu güne taşıyor!..

Erzurum kaleleri geçmişi bu güne taşıyor!..
Doğu Anadolu'nun en büyük kenti olan ve M.Ö. 4 bin 900 yıllarında kurulduğu tahmin edilen Erzurum, tarih boyunca Urartular,

Erzurum Ajans-Doğu Anadolu'nun en büyük kenti olan ve M.Ö. 4 bin 900 yıllarında kurulduğu tahmin edilen Erzurum, tarih boyunca Urartular, Kimmerler, İskitler, Medler, Persler, Parftlar, Romalılar, Sasaniler, Araplar, Selçuklular, Bizanslılar, Sasaniler, Moğollar, İlhanlılar ve Safaviler, Osmanlılar tarafından idare edildi. Binlerce yıllık geçmişinde birçok kavim ve medeniyet, stratejik noktalara yaptığı kalelerle kenti düşman saldırılarından korumaya çalıştı.

Kentteki tarihi kaleler içerisinde en eski olanı Erzurum Kalesi’dir. Çifte Minareli Medrese’nin karşısında,Saat Kulesi’nin de yanında bulunan Erzurum Kalesi’nin bazı kalıntıları ile dış kalenin duvarları Erzurum’un etrafında görülmektedir. Erzurum Kalesi’nin ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamasına karşın kaynaklarda Urartular döneminden kalma bir kale olduğu belirtilmiştir. Bununla beraber kalenin M.S. 5’inci yüzyılın ilk yarısında, İmparator Theodosius tarafından şehre hakim bir tepe üzerinde yaptırıldığı da bazı kaynaklarda yer almaktadır. Erzurum Kalesi, bulunduğu tepenin üzerinde bir iç kale ve bunu çevreleyen dış kaleden meydana gelmiştir. Günümüzde dış kalenin surları büyük ölçüde yıkılmış, yalnızca dört yöne açılan kapılarının isimleri bilinmektedir. İç kalenin sur duvarları üzerinde ise sekiz burç bulunmaktadır. Kale iki katlı ve üç sıra halinde sur duvarlarıyla çevrili olup 110 burcu olduğu kaynaklarda belirtilmiştir. Kuzey, doğu ve güney doğu köşelerindeki burçlarla desteklenmiştir. İç Kalenin yapımında kalker taşları kullanılmıştır. Günümüze İç Kale’den çok az bir bölüm gelebilmiştir. İç Kalenin girişinin pek az bir bölümü günümüze gelebilmiştir. İç Kale'nin bu günkü girişi ikinci bir kapıdan sağlanmaktadır. Kale kapısının açıldığı avlu kısmen harap olmuştur. Bu bölümde eskiden hamam, arabalar, savunma odaları bulunmaktaydı.

Kale askeri yönden önemini kaybedince depo olarak kullanılmıştır. 19’uncu yüzyılın ortalarında kalenin bazı bölümleri yıktırılmış ve taşlarından başta Mecidiye Tabyası olmak üzere tabyalarda kullanılmıştır.

İspir ilçesinde bulunan İspir Kalesi’nin İlhanlılar döneminde, 12’inci veya 13’üncü yüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır. Kalede günümüze gelebilen bir kitabe bulunmadığından kesin yapımı ile ilgili bilgiler oldukça kısıtlıdır. Kale 16.yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından da onarılmıştır. Kalenin yapımında temellerde yanından geçen nehirden toplanan taşlardan, üst duvarlarda da blok kesme taşlardan yararlanılmıştır. Kale içerisinde bulunan mescidin minaresi aynı zamanda kalenin gözetleme kulesi görevini üstlenmiştir.

Oltu Çayı kıyısındaki tepe üzerinde bulunan Oltu Kalesi, M.Ö 4’üncü yüzyılda yapılmıştır. Kale Bizans, Selçuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlı dönemlerinde onarılmıştır. Ancak bu onarımları belirten bur kitabe günümüze gelememiştir. Osmanlı döneminde bir süre kervansaray olarak da kullanılmıştır. Oltu Kalesi kesme taştan yapılmış ve 3000 m2’lik bir alana yayılmıştır. Günümüze dış kale ile surları gelememiştir. Bugün yalnızca iç kale görülebilmektedir. Kalenin kuzeyindeki iki burçtan biri türbe olarak kullanılmıştır. Ayrıca kale içerisinde bulunan hamam da diğer bölümlere göre çok daha iyi durumda günümüze gelebilmiştir.

Köprüköy'de Güzelhisar Köyü’nde, Çobandede Köprüsü’nün güney doğusunda olan Avnik (Soğuksu) Kalesi Akkoyunlu’lar zamanında XII. Yüzyılda yapılmıştır. Kalenin eteklerinden geçen akarsular nedeniyle İranlılar bu kaleye soğuk su anlamında Ab-İnik ismini yakıştırmışlardır. Sonraki dönemde İlhanlılar da bu kaleyi kullanmış, bu nedenle de İlhanlı hükümdarı Olcayto ile Tunur tarafından onarılmıştır. Kayalık bir tepe üzerinde bulunan kale iç içe geçmiş üç sur duvarlarının içerisindedir ve kayalığın en üst noktasında iç kale yer almıştır. Surların iki kapısı güneye açılmaktadır. İç kalede bir de cami yapılmış olup, bunun ancak kalıntıları günümüze gelebilmiştir. Kale 1922 yılındaki depremden büyük hasar görmüş duvarları bütünüyle çatlamıştır.

Pasinler ilçesinde bulunan Hasan Kale’yi İlhanlılar’ın son döneminde, İlhanlı Emiri Hacı Toğay’ın oğlu Hasan Bey l339’da yaptırmıştır. 16’ıncı yüzyılda Kanunu Sultan Süleyman kalenin onarımını yaptırmıştır. Kale kuzeyde sarp kayalıklara dayanmaktadır. Kale iç ve dış olmak üzere iki bölümden yapılmıştır. Kesme taş ile moloz taşın kullanıldığı kalenin İç Kale kapısı ile duvarları günümüze gelebilmiştir. Evliya Çelebi kalenin çevresinin bin adım olduğundan ve etrafında hendek bulunmadığından söz etmektedir. Kalenin güney yönündeki duvarları arazi konumundan ötürü diğerlerinden çok daha yüksek yapılmıştır. Kalenin Erzurum Kapısı batı yönünde olup Evliya Çelebi’den öğrenildiğine göre burada demir kanatlı büyük bir kapısı varmış. İç Kale’nin içerisinde Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırmış oluğu bir mescit ile Sultan 4’üncü Murat dönemine ait bir kasrın kalıntıları bulunmaktadır. Ancak bu yapılar ile ilgili yeterli bir bilgiye kaynaklarda rastlanmamıştır.

Tortum’a 14 kilometre uzaklıktaki Tortum Kale Köyü’nde bulunan Tortum Kalesi’nin yapıldığı tarih ile ilgili bilgiler, kesin değildir. Bununla beraber yörede Nihah, Kaledibi, Ağca, Azort ve Üngüzel kalelerinin kalıntıları günümüze ulaşmıştır. Tortum Kalesi iç ve dış kaleden meydana gelmiştir ve bir de sur ile çevrilidir. Kalenin kuzeyindeki duvarları oldukça iyi durumdadır. Evliya Çelebi bu kalede Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı bir cami olduğundan söz etmektedi

Kentin kuzeyinde Hınıs ilçesinin Bahçe Mahallesi’nde kayalık bir tepe üzerinde bulunan Hınıs Kalesi, günümüze harap bir durumda gelebilmiştir. Yıkık bir haldedir. Diğer tarihi kalelerin birçoğu gibi, taş ocağı olarak kullanılmıştır.

Şenkaya Bardız yakınındaki sarp bir kayalık üzerinde bulunan Bardız Kalesi’nin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Kaynaklarda da bu kale ile ilgili yeterli bir bilgiye rastlanmamıştır. Kalenin ulaşımı da oldukça güç olduğundan yeterince inceleme ve araştırma yapılamamıştır. Bununla beraber, burçlar ve burçlar arasındaki kesme taştan yapılmış sur duvarları görülmektedir. Moloz ve kesme taşın kullanıldığı sur ve burçlarda iki ayrı renkte taş alternatif olarak kullanılmıştır.

İspir yolu üzerindeki Serçeme Deresi’ne hakim, dar bir boğazda ve küçük bir tepenin üzerinde kurulan Zuvans Kalesi, günümüze çok harap bir durumda gelebilmiştir. Kitabesi de günümüze gelemeyen bu kalenin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Moloz ve kesme taştan yapılan bu kale Erzurum yöresindeki kalelerinden en küçüklerinden biri olup, bir karakol niteliğindedir.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.