Sezen Aksu, son albümünde Sarı Gelin Türküsünü Ermenice okuyacağı açıklamasının ardından Erzurum’da sivil toplum kuruluşlarından yükselen tepkiler üzerine bu kararından vazgeçtiği bildirildi.
Erzurum Ajans-Sezen Aksu, son albümünde Sarı Gelin Türküsünü Ermenice okuyacağı
açıklamasının ardından Erzurum’da sivil toplum kuruluşlarından yükselen
tepkiler üzerine bu kararından vazgeçtiği bildirildi.
Dün özel
bir TV kanalında yayınlanan programa telefon bağlantısı ile katılan ünlü
sanatçının menejeri Sezen Aksu’nun son albümü Kök’te bu türküye yer
vermeyeceğini açıkladı.
Programa katılan Erzurumlular Birleşim
Derneği (ERBİRDER) Yönetim Kurulu Başkanı Osman Nuri Toraman, TRT
Erzurum Radyosu THM sanatçısı Raci Alcan, ASİMDER Başkanı Yrd. Doç. Dr.
Savaş Eğilmez ve sanatçı Ahmet Şafak’ta görüşlerini dile getirdiler.
TORAMAN: “SEZEN AKSU'NUN "SARI GELİN" TÜRKÜSÜNÜ ERMENİCE SÖYLEMESİ KABUL EDİLEMEZ”
Erzurumlular Birleşim Derneği (ERBİRDER) Yönetim Kurulu Başkanı Osman
Nuri Toraman konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, “Erzurum
denince akla Ermeni mezalimi gelir.Ermeni diyince de Erzurum gelir akla.
Ermeni çeteleri, Erzurum'da zülmetmiştir, kıyım, vahşet ve Soykırım
yapmıştır... Bütün bunlar ortada iken Sezen Aksu'nun asıl ismi "Erzurum
çarşı pazar" olan ama popüler ismiyle "Sarı Gelin" türküsünü Ermenice
söylemesi kabul edilemez. Öz be öz Türk'e ait olan bir türkünün ermeni
türküsü olarak tescillenmesine tepkimiz büyüktür. Geçmişe,tarihe eğer
bir göz atarsak; Erzurum’da bir gecede 3 bin kişinin katledildiğini
görürüz. Azerbaycan'da Karabağ'da 1 milyon mülteci 20 bin şehit görürüz.
Sadece bir gecede bir kentin Hocalı'nın haritadan silindiğini görürüz.
Kazım Karabekir paşa 12 Mart gününü anılarında şöyle anlatır...
"Erzurum'da halk gözyaşları içinde kimi babasını,kimi kardeşini yakılmış
yada süngülenmiş buluyor,saçlarını yoluyordu.Sokaklarda canlılıktan bir
iz bile kalmamıştı.Yerlerde çocuk,kadın ve yaşlılar kanlar içinde
yatıyordu" yine Erzurum 2.Topçu kale komutanı yarbay Twerdo Khelebof
anılarında şunu yazıyor; "Bilhassa Tahtacılar semtinde karşılıklı yer
alan Mürsel Paşa ve Osman Ağa konaklarına doldurulup yakılan ve
katledilen Erzurum'lular insanı titretiyordu." Tüm bu mezalimi yaşamış
bir halk, kendine ait türkünün kendisine vahşet,kıyım,Soykırım uygulamış
bir milletin dilinden söylenmesini nasıl kabul eder..?
Sanatçı
Sezen Aksu "KÖK" isimli albümü için köklerini ararken Erzurum'a gidiyor,Erzurumda "Sarı Gelini" buluyor ve ermeni korosu eşliğinde ermenice
okuyor... Bunu hiçbir şekilde kabul etmemiz mümkün değildir... Sezen
hanım istediği türküyü istediği dilden söylesin.
Ermenice,Rusça,İbranice,Yunanca yada İngilizce. Ama Erzurum'un hiçbir
türküsünü Ermenice söylemesini kabullenmemiz,izin vermemiz söz konusu
olamaz. Bu durum barışa, kardeşliğe ve bugünlerde en çok ihtiyacımız
olan birliğe,beraberliğe hizmet etmez. Aksine kabuk tutmuş yaraların
kanamasına,
Bizlerin vicdanlarımızı,Aziz şehitlerimizin de kemiklerini sızlatmak başka bir işe yaramaz.”
ALCAN: “ERZURUM TÜRKÜSÜDÜR VE HEP BÖYLE KALACAKTIR”
TRT Erzurum Radyosu THM sanatçısı Raci Alcan ise yaptığı açıklamada
Her ne kadar Erzurum Çarşı Pazar Türküsü, aidiyet açısından sadece
Erzurum’u ilgilendiriyor gibi görünse de son zamanlarda üzerine
yüklenilen misyondan dolayı bütün Türkiye’yi ilgilendirdiğini söyledi.
Son yıllarda Türk Kültürünü erozyona uğratma yönünde bilinçli olduğunu
düşündüğü yoğun bir çalışma gözlemlediğini ifade eden Alcan, “Bu sadece
türkülerimizle ilgili olmayıp daha geniş alanları ihtiva eden çok
hayati bir faaliyettir. Bilindiği gibi Halk Kültürümüzün önemli parçası
olan Bar, Horon, Zeybek, gibi Halk Oyunlarımızın ismi yakın bir tarihte
Halk Dansları olarak değiştirip Halk Oyunlarımıza bale görünümü
kazandırılmıştır. Hemen akabinde bizde edebin seremonisi olarak
sergilenen Kadın Halk Oyunlarımız şortla sergilenecek kadar olumsuz
yönde değişime uğramıştır.Gelecek nesillere Kültürümüzü böylesine yanlış
nakletmenin vebali hepimizin üzerinedir. Aynı çabanın Türkülerimiz
üzerinde de sergilendiğini teessürle takip etmekteyim. Bu çabanın en
güzel örneklerinden birisi uzun süredir üzerinde uğraşı vererek başka
yerlere yamanmaya çalışılan Sarı Gelin diye ünlenen türkümüzdür. Türkü
önce Salkım Hanımın Taneleri Filmiyle hem ismi hem de melodisi tahribata
uğratılarak izleyiciye takdim edilmiştir. Birinci husus türkünün adı
Sarı Gelin değil TRT Repertuarına alınan şekliyle Erzurum Çarşı
Pazardır. Eserin kaynak kişisi Faruk Kaleli’dir. Derleyen Muzaffer
Sarısözendir. İkinci tahrifat türkünün ikinci kıtasına başlarken
yapılmıştır. Türkü ikinci kıtaya “Erzurum’da Bir Kuş Var ”sözleriyle
başlamaz “Palandöken Yüce Dağ” sözleriyle başlar. Türkü üzerine
uygulanan üçüncü tahrifat ise 10 zamanlı olan türkünün belirli icracılar
tarafından ısrarla 6 zamanlı okunmasıdır. Öncelikle bu hususlara dikkat
etmeli ve düzeltmeliyiz. Neden öncelikle düzeltmeliyiz diyorum zira bu
noktalarda yapacağınız değişikliklerle türkünün aidiyeti ile ilgili
yapılacak değişikliklere zemin hazırlamaktadır. Onun için olup biteni
dikkatlice takip etmeliyiz. Türküler bizim Kültür Mirasımızdır.
Erzurum’da ki Çifte Minareli Medrese, İstanbul’ da ki Topkapı Sarayı bu
ülke için ne anlam taşıyorsa Erzurum Çarşı Pazar’da aynı manaya
gelmelidir. Şimdi gelelim türkünün hangi yöreye ait olduğunu tespit
etmede müracaat edilebilecek normlardan önemli olan birkaç tanesini
sıralamaya. Erzurum Çarşı Pazar türküsünün nereye ait olduğunu tespit
etmek için, Türküyü tarihi seyri açısından irdelemek, Sözlerini Halk
Edebiyatı açısından irdelemek, Türkünün söz, melodi, usul, tavır
bakımından hangi yöreye uygun düştüğünü tespit etmek gerekir. Bunlardan
ilk ikisi tarihçi ve edebiyatçıların çalışma alanına girerken üçüncü
yöntemle tespit sanat icracılarının katkılarıyla yapılabilecektir.
Erzurum Çarşı Pazar türkülüsünü sözleri ve tarihi seyri açısından uzun
çalışmalar sonunda değerlendiren Atatürk Üniversitesi, Fen Edebiyat
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Dilaver Düzgün “Türküdeki manilerin
Türk kültürüne özgü olması nedeniyle Ermeni kaynaklı olamayacağı”
kanaatine varmıştır. Düzgün’ün, Erzurum çarşı pazar türküsüyle ilgili
Milli Folklor Dergisi’nde yayımlanan makalesinde ise şu görüşlere yer
verilmiştir: “Erzurum çarşı pazar türküsü, bütünüyle bize aittir.
Ezgisi, yapısı, konusu bütün yönleriyle Türk halk kültürünün bir ürünü
olduğu muhakkaktır. Türkünün ana bölümlerinde ve nakarat kısımlarında
kullanılan bütün kelimeler Türk insanının duyuş tarzını, hayat
karşısındaki tavrını yansıtır. Türk milletini ayakta tutan dinamikler ve
kültürümüzün temel taşları doğru tespit edilirse türkünün dizeleri
arasında bizim sesimizi duymamak, bizim tarihsel serüvenimizi okumamak
mümkün değildir. Erzurum çarşı pazar, Erzurum coğrafyasında doğarak bu
coğrafyanın havasıyla, suyuyla beslenen Türk’ün sevgisini, heyecanını,
özlem ve hoşgörüsünü dikkatlere sunan çok eski bir türküdür”
Türkünün melodi, usul ve tavır açısından irdelendiğinde ise şöyle bir
tablo ortaya çıkmaktadır. Erzurum Çarşı Pazar Türküsü yöremizde en çok
kullanılan 10/8 lik usulle icra edilen türküdür. Erzurum türkülerinin
çoğu bu usulle icra edilmiştir. Ayrıca ikinci kıta sözlerindeki
“Palandöken Yüce dağ” sanırım Erzurum’dan başka bir yeri ifade edemez.
Yukarıda özellikle vurgulamaya çalıştığım husus türkünün isim, usul ve
söz yönünden tahrifata uğratılmasının altında yatan asıl amacın bu
güzelim Erzurum türküsünü Ermenistan’a mal etmek olduğu aşikâr olarak
görülmektedir. Bir de türkülerin tavırları vardır yani icra edilme
tarzları Bizler sanatçılar olarak icra tavırlarına göre türkülerin çok
önemli bir kısmının yöresini tespit edebiliriz. Örneğin “Ben Razı
Değilem Hicrana Gama” diye güzel bir Erzurum Türküsü vardır Bu türkünün
(icra şeklinden) tavrından Âşık Sümmani’ye ait olduğunu, yöresinin de
Erzurum olduğu kanaatine varabiliriz. Hatta vasat dinleyiciler bile
türkünün tavrından; Gesi Bağları türküsünün Kayseri’ye, Al Yanak
Allanıyor türküsünün Kırşehir’e hatta Neşet Ertaş’a, Eziz Dostum Menen
Küsüp İncidi türküsünün Azerbaycan’a, Gitme Bülbül Gitme Bahar Erişti
türküsünün Konya’ ya v.s ait olduğunu anlayacaktır.Bizler Erzurum Çarşı
Pazar türküsünün taşıdığı duygu, türkünün usulü, ve tavrından yola
çıkarak rahatlıkla bu türkü “Erzurum Türküsüdür ve hep böyle kalacaktır”