Yaz yaklaşsa da Erzurum’un geceleri ayaz kokar; ayazı da yaz kokar bu coğrafyanın!
İnsanları mı?
Her yerde olduğu gibidir.
Yani cacığa benzer!
Hıyarı da vardır, maydanozu da, yoğurdu da…
Bu cacığa bazen sarımsak da rendelenir ve kokusu çekilmez olur; amma zeytinyağı gibi üste çıkanları hiç eksik olmaz.
Memleket bizim.
Övgüsü de yergisi de bize yakışır.
Suç da bizim, ceza da!
Yolu da bizim yolsuzluğu da!
İmdi sözümüzün özüne dönelim.
Yazımızın başlığı Erzurum Emniyeti değil mi!
O zaman Erzurum Emniyet Müdürü Sayın Çelik’ten söz eylemek gerekir.
İkibinonbir’e hazırlanıyor Erzurum.
Nasıl mı?
Bir gece çıkın sokaklara, eğer iki dakikada bir polis aracına rastlamazsanız o zaman söyleyin.
Artık karakolda beklemek yok!
Karakol sokaklarda geziyor.
Yani karakolda ayna var kardeşim! Hem de dikiz aynası.
İsteyen saçını tarıyor, isteyen de şekline bakıp kendine çeki düzen veriyor.
Yani Erzurum kılığını kıyafetini düzeltiyor.
Bunda Sayın Çelik’in ve taviz vermeyen tutumunun büyük rolü var.
Aklı başında ve düzgün yaşayan herkesin Erzurum Emniyeti’ne bir teşekkür borcu olmalı.
Düzgün yaşamayanlar da istediği kadar sövüp dursun; iadesi bu köşeden geri döner.
Şimdi diyeceksiniz ki Ömer Nazmi Erzurum Emniyet Müdürü’ne yaltaklanıyor.
Alın size yaltaklanma.
Sayın Çelik, koskoca Erzurum İl Emniyet Müdürüsünüz!
Emniyet Müdürlüğü’nün bulunduğu yerin yollarını ve kaldırımlarını neden Belediye’ye bildirmezsiniz?
Neden düzenlenmez o yol ve kaldırımlar?
Erzurum’un içkili yerlerine müşteri kisvesiyle birkaç sivil memur gönderemez misiniz?
Uyuşturucu kullanımında maşallah Erzurum oran olarak önlerde yer alıyor!
Bunun önlemini almak ve engellemek Emniyet’e mi yoksa Devlet Su İşlerine mi düşüyor!
Benim niyetim pırıl pırıl bir şehir istemekten başka bir şey değil.
Bugün Sayın Çelik, yarın başka biri.
Biz yiğidin hakkını yiğide verenlerdeniz.
Övgümüzü de yaptık yergimizi de.
Ankara’da yaşayan bir Erzurumlu olarak temiz bir kent istiyorum ben.
Sokaklarıyla ve insanlarıyla temiz bir kent.
Ayıp mı ediyorum yoksa!