Şaka gibi bir şey!
Biri bir hanıma saldırır. Darp eder!
Kolluk kuvvetleri devreye girer.
Saldırganı yakalamak için darp edilen hanımın ifadesine başvurulur.
Tutanak çok sıkı bir şekilde tutulur!
Dedim, seni mi darp etti?
Dedi ki, he!
Dedim, şikayetçi misin?
Dedi ki, he!
Dedim, tanıyor musun?
Dedi ki, yoh!
Dedim, başka biri var mıydı?
Söyledi, yoh yoh!
Söyledi yoh yoh!
Dedim, tarif eder misin?
Dedi ki, he!
Dedim, ressam gelsin mi?
Dedi ki, he!
Dedim, benzedi mi resim?
Dedi ki, yoh!
Dedim, bu mu saldırgan?
Söyledi yoh yoh!
Söyledi yoh yoh!
Haftalar önce Hasankale'de bayan öğretmene saldırı işi arap saçı gibi.
Bu hanım kız konuşmuyor mu; emniyet güçlerini yanlış mı yönlendiriyor, bilinmez!
Herkesin bildiği gibi saldırıya uğrayan kişi, şikayetçi olur.
Kime?
Polise.
Polis ne yapar!
Saldırıya uğrayan kişinin ifadesini alır, ona göre hareket eder!
Polis, şikayetçi olan kişiyi zorla konuşturamaz ki!
Ne yani, doğru konuşturmak için, eskilerde kalmış işkence yöntemine mi başvursun!
Haftalar önce meydana gelen bu olayın faili olarak öğretmen hanımın tarifiyle robot resimleri çizildi ve basına dağıtıldı. Hem de üç beş tane!
Günlerdir gazetelerde yayınlandı bu resimler.
Şimdi de yeni bir robot resim çizilecekmiş.
Niye!
Öncekiler benzemiyor, diye.
E öğretmenim, eğitmenim, yeni mi aklın başına geldi!
Emniyet güçlerini bu kadar oyalamanın alemi var mı?
Alemi varsa, ne ola ki bu alem!
Şimdi yeni resimler bekleniyor!
Bakalım kime benzeyecek, diye aldı mı bizleri bir sıkıntı!
Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Orhan Bozkurt büroda oflayarak dolanıp durmakta, ya yeni resim uzun saçlı çenesinde bir tutam sakalı olan biri olursa, diye. Ömer Nazmi de çizilecek resim kendisine benzer diye her ihtimale karşı olay günü nerede ne halt karıştırdığını düşünmekte.
Oynamaya gönlü olmayan gelin, yerim dar, dermiş!
Saldırıya uğrayanın, yeri mi dar yoksa!