Sabahın erken saatlerinde yola koyulmuştuk.
SYDV'nin Müdürü eski meslektaşımız Zekeriye Deniz ile birlikte binlerce Erzurumlu gibi bizler de Tabyalar durağında bu yolculuğumuzu noktalamak için o kalabalık arasındaydık..
'Dedeciğim biz geldik' diyorduk.. Bu anı hiç ama hiç kaçırmaya gönlümüz elvermezdi..
Hava soğuktu ama nedense hiç üşümüyorduk!
Çoluk,çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek, binlerce Erzurumlu olarak tabyalardaydık..
Aramızda çoğu bizden çok daha heyecanlıydılar, biliyorduk, çünkü onlar ilk defa buraları görüyordu..
Heyecanla çıktığımız Tabyalar yolculuğundan dönerken bu defa mutluyduk ama biraz da buruktuk.
Yüzlerce şehidimizi orada bırakıp dönüyorduk..
Ama hiç olmazsa yüreğimizi bırakıyorduk orada.. Yüreklerimizi ve dualarımızı bırakarak dönüyorduk..
Ömer Özden, Hüsamettin Yerli, Dursun Şen, ben ve Zekeriye Deniz, dönüşte bu anı fotoğrafladık, verilmesi gereken mesajın ilgilisine ulaştığına kanaat getirdik.
Çok şükür!
ERZURUM diye yazmıştık, birilerine TÜRKİYE diye okutmuştuk!
Dönüşte Büyükşehir Belediyesi Sosyal İşler Daire Başkanı MuhammetEmin Öz, bize Tebrizkapı Çarşısında çay ısmarladı.. Çok iyi geldi..
Eğitimci,yazar ve aynı zamanda ŞEHİRDER'in Başkanı Murat Ertaş, manşeti burada atmıştı..
''Bakın bir adamın çok şey olduğunu bugün bir kere daha anladık'' diyordu.
Bu proğramın gerçekleşmesi için Vali Ahmet Altıparmak'ı işaret ediyordu Ertaş ve onun sayesinde başarılı bir organizasyona imza atılıyor, şehrin istense kabuğunun kırılacağı mesajını veriyordu!
---
Siz başkalarının şehrinin, köyünün, dağının taşının adı zorla değiştirenler küstah değil, Altan Tan küstah öyle mi? Nasıl zoruna gitmiş, biraz empati yapmana yarar belki!!!