Erzurum'da av tüfeği ile 14 yaşındaki kardeşi Yahya Ağdaş'ı öldürüp annesini de ağır yaralayan Mustafa Ağdaş?a (23) mahkemece indirime gidilmeden ağırlaştırılmış müebbet ve 11 yıl hapis cezası verildi.
Erzurum’da geçtiğimiz yıl yaşanan olayda Mustafa Ağdaş (23), kardeşi Yahya Ağdaş (14) ve annesi Esra Gül A.’yı (40) av tüfeğiyle vurduğu iddiasıyla tutuklanmıştı.
Yahya Ağdaş olay yerinde tek kurşunla hayatını kaybederken anne Esra Gül A. ise silahtan çıkan saçmalarla ağır yaralanmıştı.
Hem vurmuş hem bıçaklamış
Göğsünden aldığı tek kurşunla yaşamını yitiren Yahya Ağdaş’ın ayrıca 4 yerinden bıçaklandığı, iki bıçak darbesinin göğüs boşluğunda olduğu ve öldürücü nitelikte olduğu tespit edildi. Söz konusu bıçak ise bulaşık makinesinde bulundu. Katil Mustafa Ağdaş, suçlamayı kabul etmeyerek, soruşturma aşamasında verdiği ifadede “Av tüfeği yerleştirdiğim yerden kayıp yere düşüp kendi kendine patladı. Ben kimseye tüfek doğrultmadım” dedi. Kardeşinin nasıl bıçaklandığı sorulduğunda ise, “Ben kardeşim ve anneme bilerek ve isteyerek bir şey yapmadım. Arkadaşlarımın yanına gittiğimde şişme montumun cebinde aynı zamanda kabının içinde bıçak vardı. Kardeşim vurulduktan sonra onu kucakladım, kucaklama anında bir şey oldu mu bilmiyorum ancak ben ona karşı bıçak darbesi vurmadım. Bıçağın nasıl cebimden çıkıp bulaşık makinesine girdiğini bilmiyorum” dese de daha sonraki ifadesinde bıçağı kendisinin eline battığı için bulaşık makinesine koyduğunu söyledi. Bilirkişi raporunda ise şişme yelek üzerinde delici ya da kesici izi olmadığı gibi sarılma kucaklama yönü itibariyle de uyum sağlamadığı ifadelerine yer verildi.
“Silah kendi patladı, bıçak kardeşime nasıl girdi bilmiyorum”
Mustafa Ağdaş, olay günü arkadaşları ile dışarıda olduğunu, silahla havaya ateş ettiklerini, eve geldikten sonra da av tüfeğini mutfaktaki tezgâhla birleşik çekmecelerin üstündeki fayansa koyduğunu söyledi. Ağdaş, ifadesinde olay anını şu sözlerle anlattı, “Eşimden su istedim, suyu içtim içmedim, eşim de kapının eşiğinde duruyordu. Bir baktım bir kere sıçradı. İkinci defa sıçrayışında silah düştü, silah patladı. Çok değişik bir gürültü oldu. Silah patlar patlamaz annem elini önüne doğru koydu, kız kardeşim odadan çıktı, bir bana bir de salona baktı. Odaya girdim, annem koltukta, kardeşim ayaktaydı. Kardeşim sallandı bir iki kere, bir kere öğürdü, koltuğa kendini bıraktı, daha sonra gözlerini kapattı. Hemen yanına gittim. Banyodan eski kirlilerim ile kazağımı getirip yarasına tampon yaptım. Ben onu öldürmek isteseydim niye kendisini kurtarmaya çalışayım? Ben kimseye derdimi anlatamadım. 8 aydır kendimi yiyip bitiriyorum. Silah patladı ancak bıçak nasıl ona geldi, değdi, girdi bilmiyorum. Nasıl vurulduğunu anlamadım. Ben kardeşime bıçak ile vurmadım. Benim üzerimdeki bıçak yeleğimin içinde, kabındaydı. 4 kere kardeşimin vücuduna bıçak nasıl girdi bilmiyorum. Burada benim geleceğim söz konusu, planlarım ve hayallerim vardı. Ben evlenecektim, annem düğünümü yapacaktı. Kızı da getirmiştim, her şey tamamdı. Böyle planları olan bir insan nasıl böyle bir şey yapabilir? Eğer yapmış olsaydım ben orada kendi kafama da sıkardım. Herkes bu dünyada bir şeyler ile sınanıyor. Ben bu suçu işlemedim, bu vebale girmeyin.”
İmam nikâhlı sevgilisinden kıskanmış
Katilin kız kardeşi K.A.’nın da ifadeleri çelişkiliydi. K.A., ilk ifadesinde “Her ne kadar soruşturma aşamasında Mustafa’nın elinde tüfek ile salon kapısından koridora çıktığını ve ileri gelip gittiğini söylemiş gözüküyorsam da ben böyle bir şey söylemedim. Polisler yazmıştır. Yahya’nın kazayla yaralanmasına inanmadığımı, Mustafa’nın bize defalarca saldırdığını söylesem de şu anda vermiş olduğum beyan doğrudur, gözümle görmedim” dedi. Kız kardeş K.A., ilk ifadesinde şunları demişti; “Bir ay önce Mustafa’nın Yahya’ya saldırdığını duydum. Yahya ile Mustafa’nın nişanlısı olan Aleyna’nın evde bir aradayken bir şeyler yaptıklarını düşünüyordu. Yahya’ya saldırıp üstünü çıkarıp üstünü koklamış, bunları bana annem anlattı. Ağabeyim Mustafa bileklerini kesmeye çalıştı. Başarılı olamayınca da tüfekle kendisine, önüne gelene sıkacağını söyledi. Mustafa abim eşini ben de dahil hepimizden kıskanırdı” ifadelerini kullandı. Mahkeme kız kardeş K.A.’nın ifadelerinin çelişkili olduğunu, koruma içgüdüsü ile hareket ettiğine kanaat getirerek K.A.’nın ilk ifadesine itibar etti.
Savunmasına itibar edilmedi
Mahkemenin mütalaasında ise, sanık Mustafa Ağdaş’ın dışarıda arkadaşları ile havaya ateş ettikten sonra evine geldiği, evin içerisinde vefat eden Yahya Ağdaş’ın annesi Esra Gül A. ile birlikte salonda yerde oturup çay içip televizyon izlediği, sanık Mustafa Ağdaş’ın eve girip imam nikâhlı birliktelik yaşadığı Aleyna isimli şahısla mutfakta yüksek sesle konuşmaya başladığı, olaydan önce gerçekleştirdiği hareketlerin suça meyilli kişiliğini ortaya koyduğu ifadeleri yer aldı. Tutanaklarda, sanığın kardeşine duyduğu kıskançlıktan doğan kızgınlığı altında uzak atış tek el ateş ettiği, av tüfeğinden çıkan saçma taneleri ile her iki mağduru da ağır şekilde yaraladığı, 7 saçma tanesi ile yaralanan kardeşi Yahya’ya karşı saldırısına devam ettiği, olaydan sonra bulaşık makinesi sakladığı bıçak ile Mustafa’nın kardeşi Yahya’ya birden çok kez vurduğu ifadelerine yer verildi. Mahkeme sanığın savunmasının itibar edilebilir olmadığına karar verdi. Sanık, kardeşinin sırtının tüfeğe dönük olduğunu beyan etse de saçma giriş izlerinin Yahya’nın göğüs bölgesinde yer aldığı, vuruluş şekliyle yüzünün tüfeğe dönük olduğu da tespit edildi.
Uzaklaştırma aldık
Mustafa Ağdaş’ın annesi Esra Gül A., oğlunun metamfetamin adlı uyuşturucu maddeyi kullandığını, kullanınca kendinden geçtiğini, olay günü oğlundan sadece alkol kokusu aldığını söyledi. Ayrıca kendilerine saldırdığı için oğlu hakkında 4 ay önce uzaklaştırma kararı aldırdığını belirtti. Olay günü uzaklaştırma kararı olmadığını söyleyen anne Esra Gül A., oğlu Mustafa’yı koruyarak şikayetçi olmadı. Katille aynı evde yaşayan kız kardeş K.A. ve imam nikâhlı sevgilisi Aleyna da Mustafa’nın Yahya’yı vurmadığını söyleyerek Mustafa’yı korudu.
Mahkeme ceza indirimi uygulamadı
Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada karar çıktı. Mahkeme Mustafa Ağdaş’a ‘üstsoy veya altsoydan birine ya da eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı ve çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile cezalandırılmasına karar verdi. Öte yandan annesi Esra Gül. A.’yı yaraladığı için ‘kasten yaralama’dan 2 yıl, kasten yaralama suçunun üstsoya karşı silahla işlenmesinden 3 yıl, kasten yaralamanın mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olmasından ise 6 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme Mustafa Ağdaş’ın cezasında adli sicil kaydı, geçmişi ve duruşmadaki olumsuz kişilik davranışları nedeniyle herhangi bir indirim uygulamadı. Kaynak: Pusula