Doğu'nun Bab-ı Ali'si olarak bilinen ülkenin en köklü basın kültürüne sahip ili olan Erzururm'da bugünlerde öyle şeyler yazılıp çiziliyor ki, bu saygın meslek adeta yerlerde sürünüyor... İşte güne ve gündeme damga vuracak bir yazı...
Hakaret...
İftira...
Ne yazık ki bu kavram veya kelimeler, şu sıralar Erzurum basınının bayraklaştırdığı en önemli ilkeler!.. Seviyeye bakar mısınız Allah aşkına... Eğri oturup doğru konuşmak lazım denir ya, biz de diyoruz ki hayır doğru oturup doğru konuşalım:
Erzurum basını bugün yerlerde sürünüyor!
Evet bu cümle canımızı fena halde yakıyor ama neylersiniz ki gerçek bu...
Tetikçisinden tutunuz da, yardakçısına ve yandaşına kadar ne ararsan var.
Menfaat karşılığı hakikatler karşısında kör ve sağır olanlar da var, üç paralık çıkarı uğruna önüne gelene hakaret edip, iftira atanlar da...
Çıta öyle bir alçaldı ki, biliyorum birçok meslektaşımız artık sağda solda "ben gazeteciyim" demekten utanıyor. Sarı basın kartının rengini unutanlar bile var.
Ama meydan boş, dere ıssız tilki bey!
Eline bir kalem geçiren başlıyor salamaya:
Filanca vatan haini, falanca hırsız, şu vurguncu...
Kimi adliye koridorlarında "sanık" olarak vakit öldürüyor, kimi olup bitenleri intikam hırsıyla keyifle izliyor. Oysa Erzurum basını hızla uçuruma yuvarlanıyor, itibarsızlaşıyor, ciddiye alınmaktan uzaklaşıyor. Bu mesleğin duayenleri nasıl olur da bu gerçeği göremiyor bir türlü anlayamıyorum.
Tetikçiler, şantajcılar, iftiracılar, yalancılar ve cahiller bugün "gazeteci" kimliği ile aramızda yahut da adliye koridorlarında dolaşıyor.
Kimse kusura bakmasın ama benim gördüğüm şudur:
Erzurum basını yerde sürünüyor.
Bu mesleğin ve bu camianın içinde olan biri olarak bunu ben söylüyorum ve yüreğim fena halde acıyor. Tetikçiler üzerinden hesap gören usta gazeteciler artık uyanmalı ve akıllarını başlarına alıp bu ateşe bir su serpmelidirler. Yoksa o ateş sonunda o ustaları da yakacak ve geriye enkazdan başka bir şey kalmayacak.
Kim haklı, kim haksız...
Maşeri vicdan zaten bunu biliyor. Bilmeyenler bir tek bu mesleğin erbaplarıdır.
Nefislerinin esiri olan usta gazeteciler, kan gölüne dönen bu meydana bakıp avuçlarını ovuşturuyor. Oysa yanılıyorlar, bugün düşman için tetik çeken kiralık adam yarın menfaati kesilince o namluyu sana çevirecektir. Bu gerçeği nasıl göremiyorlar anlayamıyorum...
Erzurum basını öyle bir irtifa kaybediyor ki, böyle giderse yere çakılması bile bir seviye sayılacak. Bu yangının artık söndürülmesi lazım... Bugün kavga ve boğuşma günü değil.
Günlerdir izliyoruz işte belden aşağı vurma neredeyse rutin bir iş haline geldi. Kamuoyu bu olup bitene bakarak, haklı olarak diyor ki:
"Bu basın mı bize öncü olacak, yol gösterecek?"
Evet kimse kusura bakmasın ama bugün Erzurum basınının içinde olduğu bu seviye bu şehre bir yöne veremez. Bunu bu mesleğin bir ferdi olarak söylemekten hicap ediyorum ama ne yazık ki hakikat böyle...
Ya toptan yok olup gideceğiz, ya da içimizdeki çürük elmaları ayıklayıp yara bere içinde de olsa yolumuza devam edeceğiz. Bu mesleğin önde gelenleri artık karar verin:
Gazeteci mi olacağız, müptezel mi? (Berna KARATAY/Palandöken)