Ahmet Hamdi Tanpınar, Atatürk Üniversitesi için Erzurum'a gelecek olan Mehmet Kaplan'a yazdığı bir mektupta Erzurum için "ihtiyar şehir" demektedir. İhtiyarlık psikolojisi şehri teslim almış diyebiliriz. Sadece kendisini beğenme, sinirlilik, hep maziden bahsetme, dışa kapalı içe kapanık haller, üretememe, enerji eksikliği, sıkça sızlanma, şikâyet ederek dikkat çekme psikolojisi, yalnızlık duygusu? Evet, tüm bunlar ihtiyarlık psikolojisi? Bu kötü bir durum. Sosyal norm ve gelenek dediğimiz birçok anlayış şehrin kalkınması önünde ciddi engel. Tükenmişlik sendromu yaşatmamak lâzım bu şehre? Yeni şeyler söylemek lâzım. Şehrin ergen ve ihtiyarlık psikolojisi arasında baskıda kaldığını söyleyebiliriz. İhtiyar şehir başkadır, kadim şehir başka? Kadim şehir eğitim, kültür, ticaret ve farklılıklar noktasında sürekli kendini yenileyen ve enerjisini asırlardır ve halen sürdüren şehir demek. İhtiyar şehirlerde sadece -iyi kötü demeden, sorgulamadan- eskilerden, maziden, nostaljiden bahsetmek para ediyor, maalesef. Ve bunu çok iyi kullananlar var.
Şehrin yetkin, yetişkin insanlara ihtiyacı var. Bunun yolu da kendisine dayatılan anlayışları sorgulayan, diğer şehirleri, bulunduğumuz coğrafyayı ve dünyayı tanıyan gençlerin önünü açmak olacaktır. Yokluk adam yokluğudur. Şehrin yeni idrak katmanlarına ihtiyacı var. İnovasyona tabi tutmak lazım şehrimizi. Bu noktada üniversitelerimizin, akademilerimizin Erzurum üzerine ciddi sosyolojik araştırmalar yapmaları, meseleleri yıllardır oturmuş algıların ötesinde yeniden tespit edip adlandırmaları gerekir."