Bir müteahhit tanımıştım yakın bir tarihte.
Doğru dürüst iş filan aldığı yoktu, borçla yaşardı.
Ama her gün'kısa Marlboro' içer, mutlaka eski model ve benzin yüzünden çok binmiyor olsa da kapısında her daim o 'mersedes'i vardı.
'Bu ne iştir?' diye sorduğumda hiç unutmam, 'Sadece ben değil benim gibi herkes öyle. Böyle olması gerekiyor. Aksi taktirde başka türlü iş alamam. Çünkü bizim insanlar buna bakıyor' diye cevap vermişti.
***
Yine meslekte henüz daha yeni iken bir Avukat arkadaşımla konuşuyordum.
''Henüz doğru dürüst dava almışlığın filan yok ama borçla güzel bir ofis yaptırmış, son model araba almışsın. Bu ne iştir?' diye sormuştum.
''Sadece ben değil, herkes öyle. Böyle olması gerekiyor. Benim ofisim ve de bindiğim araba güzel olursa ancak iş alabilirim. İnsanlar buna bakıyor' demişti.
***
Sadece iki örnekle yetineyim istiyorum.
Zira, bu tür örnekleri çoğaltmam mümkün.
Bir şekilde havayı seviyoruz.
Aç gezeriz,dik gezeriz!
Desinlere baylıyoruz.
Biz yedi kardeşiz, yedimizi de biliriz.
Hepimiz de aynıyızdır esasında.
Ayranımız yoktur belki içmeye ama Hasandede dağına oduna çıkmaktan da geri durmayız!
***
Tüm bunları aslında şunun için anlatıyorum
Geçen gün kısa adı ERVAK olan Erzurum Kalkınma Vakfı'nın Genel kurulu vardı.
Benim de üyesi olduğum ama il dışında bulunduğumdan katılamadığım genel kurulda Erdal Güzel ağabeyimiz yine başkan seçilmiş.
Kafasını sevdiğim ve aklına, fikrine inandığım az adamlardan biridir.
Ama görüyorum ki sevgili Erdal ağabeyi de modaya uymuş, bir 'desinler' moduna o da girmiş..
Oluşturduğu yönetimine baktığınızda şıppadanak anlıyorsunuz zaten!
***
Niyedir, ne gerek vardır çok da bilmiyorum ama bana çok 'senato' havasında bir yönetim geldi yaptığı yönetimi.
Fatih Tüzemen'i çık, oluşturulan yönetim ERVAK yönetimi değil de sanki 'Üniversite Senatosu' mübarek!
Zerre şapka yok, 'Kravatın zaferi' gibi bir şey olmuş daha çok!
Aslında her birisi de yakından tanıdığım, sevdiğim de isimler.
Erol Kürkçüğlu, Ömer Özden, A.Vahap Yağanoğlu, Binali Çomaklı,Süleyman Çiğdem
Bunlar profesör.
A.Kadir Coşkun var yönetimde, yardımcı doçent.
Bir de doktor Rahmi Özkul, öğretim görevlisi Yücel Çil ile eğitimci Abdurrahman Zeynal.
Başka da kimse yok.
***
Yok oğlu yok!
Ne bir esnaf, ne bir tüccar, ne bir Avukat, ne bir gazeteci, ne bir sivil toplum örgütcü.
Oysa kalkınması hedeflenen Erzurum için öyle bir vakfın yönetimi de her kesimden insanlardan oluşmalıydı gibime geliyordu.
İlla isim vermem şart mı bilmiyorum ama böyle tam protokol değil de yarı resmi, yarı sivil bir yönetim çok mu iyi olurdu ne!
Şöyle hepimize bir şekilde 'dokunan' bir yönetim.
Dedim ya,isimlerde değilim, ünvanlardayım.
O ünvanlara takılıp kalınmasındayım!
O yüzden Allah'ın bildiğini kuldan niye esirgeyeyim, çok da tutmadım yeni yönetimi.
Benim Güzelağabeyim Erdal Güzel niye böyle bir tercih yapıyor, anlamış değilim ve bu konuda beni ikna etmesini çok ama çok isterim.
***
NOT 1: İstanbul Eyüp'deki Feshanenin ne zaman önünden geçsem hep başka illerin günlerinin olduğuna dair afiş ve pankartlar görür, 'Erzurum niye yok?' diye iç geçirirdim. Hatta bu konudaki rahatsızlığımı eğer hatırlarsa Büyükşehir Başkanımız Ahmet Küçükler'e de bir vakitler dile getirmiştim. İşte her zaman yanından geçerken 'Niye Erzurum yok' diye hayıflandığım ve de iç çektiğim o Feshane'de 'Erzurum Günleri' vardı. Büyükçekmece Derneği tarafından organize edilen ve 3 gün süren tanıtım proğramında ben eksiğine ve gediğine rağmen bu organizasyona ve yapanlara kocaman bir alkış yolluyorum. Sosyal medyaya daha çok eksiği ile yansıyan bu proğramı bir ilk olarak görüyor ve devamının daha başarılı olacağına inandığımı belirtmek isterim.
NOT 2: Bu sezon ilk defa iç sahadaki bir maçını izleyemediğim için üzüldüğüm Büyükşehir Belediyespor, alt sıradaki Elazığ'ı bile son dakikalarda bulduğu golle yenebildiğine göre, demek ki o hiç beğenmediğimiz, kerhen istediğimiz ilk 5'e girmek de zor! En azından o anlaşıldı. Yine de haftayı kayıpsız atlattığı için Belediye takımını tebrik ediyor, iç sahada kaybedilen Düzyurt maçının rövanşını almak için daha şimdiden haftaya Pazar günü Trabzon deplasmanını izlemenin heyecanını yaşadığımı da belirtmek isterim.
Vedat bey bence o eski model Mercedes bile olmamış.yani yukarda erol küçükoğlu hariç diğer hocaların hangi alanda isimleri duyulmuş.bu şehirde ne yapmışlar hangi alanda neye katkı sağlamışlar.Malesef evrakta eski heyacanını kaybetmiş durumda. Erdal abimiz bence artık görevi daha heyecanlı birine bırakmalıdır.olay heyacanını kaybetti çünkü.