(ŞEHİRDER) Başkanı Murat Ertaş, Danıştay 10. Daire Başkanlığı'nın Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) yerleşke alanı ve çalışmaları hakkında yürütmeyi durdurma kararının ETÜ'ye ve Erzurum'a maddi ve manevi zarar vereceğini söyledi.
Erzurumajans-Şehir ve Kültür Araştırmaları Derneği (ŞEHİRDER) Başkanı Murat Ertaş,
Danıştay 10. Daire Başkanlığı'nın Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ)
yerleşke alanı ve çalışmaları hakkında yürütmeyi durdurma kararının
ETÜ'ye ve Erzurum'a maddi ve manevi zarar vereceğini söyledi.
ETÜ'nün yerleşke alanının kamuoyunda bilinenin aksine tarım arazisi
olmadığını dile getiren Ertaş, "ETÜ'nün yerleşke inşaatı yaptığı arazi
1981'de Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca imara açılması onanmış,
1992'de de Maliye Bakanlığı Milli Emlâk Genel Müdürlüğü'nce Atatürk
Üniversitesi'ne kuruluş ve gelişim tahsisi için arazidir. Yani bu arazi
ETÜ'ye verilene yani 2011'e kadar zaten Atatürk Üniversitesi
yerleşkesinin bir parçasıydı. Yani Atatürk Üniversitesi de bu arazi
üzerine ahırlar yaptığı gibi hizmet binaları da yapabilirdi ve kimse ses
çıkaramazdı. Kaldı ki şu an jeolojik özellikleri bu araziyle aynı olan
Atatürk Üniversitesi yerleşkesinde her geçen gün yeni binalar
yapılmaktadır. Bunlardan biri 2010 yılında yapılan Veterinerlik
Fakültesi? 1981'den beri tarım arazisi olmayan bu arazide tarım
faaliyeti yapılıp yapılmaması bu gerçeği değiştirmez; ama gözlerden
kaçan bir başka gerçek de bu arazi tarım arazisi ise, şimdiye kadar
ahırlardaki hayvanların ot ihtiyacı dışında hangi tarım yapılmıştır?
Hangi tarımsal ürün ne kadar yetiştirilmiştir? Sorgulanacaksa 1981'de bu
alanı imara açan karar sorgulanmalıdır. Sorgulanacaksa Atatürk
Üniversitesi'ne tahsis edilen bu araziden çok, tarım arazisi olabilecek
araziye hava alanının, otogarın, özel sektöre ait bazı yapıların
kondurulması sorgulanmalıdır" dedi.
Ertaş açıklamasını şöyle
sürdürdü; Bir arazinin yerleşke alanı olabilmesi için ilgili kurumların
dikkat çektiği tüm parametrelere uygun olması lâzım. Bu parametreler;
kamulaştırma maliyeti, ulaşım, kente uzaklık, arazinin yapısı, birimler
arası ilişkiler, altyapı ve depremselliktir. Kaldı ki burası daha önce
Atatürk Üniversitesi'ne ait yerleşke alanıydı, şimdi ETÜ'ye devredildi.
Kampus yerinin seçimine de Maliye Bakanlığı Müsteşarlığı
Koordinatörlüğü'nde, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı, Milli Eğitim
Bakanlığı Müsteşarı, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı, YÖK temsilcisi,
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü, ilin valisi,
belediye başkanı, üniversite rektöründen müteşekkil KURUL kararı karar
verir. Prof. Dr. Muammer Yaylalı'nın rektörlüğünden yaklaşık dört ay
önce Erzurum Valiliği Maliye Bakanlığı'na yer tahsisi konusunda üç
öneride bulunmuş: Bunlardan biri Atatürk Üniversitesi'ne ait ve şu an
ETÜ'ye verilmiş olan arazi, biri Tafta ve diğeri de Müdürge köyü civarı.
15 Nisan 2011'de de bu arazinin Atatürk Üniversitesi'nden alınıp ETÜ'ye
verilmesine karar verilmiş.
Ayrıca inşaatta beton sulamalarını
araziden su çıkıyor diye gösterirseniz, kamuoyunu yanıltmış olursunuz.
Yaptığımız görüşmelerde açılan 40 kuyunun sadece 8'inde 11 metreden su
çıktığını gördük. Diğer kuyularda 30 metrede suya rastlanmış durumda.
Herkesin
ETÜ'nün yerleşke yeri için farklı teklifi ve düşüncesi olabilir. Her
düşünce saygıdeğerdir. Dernek olarak bizim de ETÜ yerleşkesi yeri için
farklı tekliflerimiz olurdu. Ancak bunları tartışmak bugün anlamsız.
Şimdiye kadar harcanan para ve emeğin yanı sıra, arazinin zaten diğer
üniversite için çok önceleri tahsis edilmiş bir arazi olduğu göz önünde
bulundurulduğunda eğitim öğretimin başlamasına kısa bir süre kala ETÜ
arazisiyle ilgili gelinen bu durum şehre ve ETÜ'ye zarar verecektir.
Yapılması gereken yararsız tartışmalarla şehrin enerjisini tüketmemek,
yıllarını kaybetmemektir. Danıştay konuyla ilgili muhataplarından,
Erzurum Valiliği ve Maliye Bakanlığı'ndan belgeler ve açıklamalar
istemiş. Çok yakın zamanda yanlıştan dönüleceğini ve yürütmeyi durdurma
kararının iptal edileceğini umuyoruz."
- Mehmet Emin DAŞ 01 Ocak 1970 02:00
Sayın Ertaş oraya bugüne kadar ne ekilmiş demekle ciddiye alınmaması gereken bir yazı yazdığını ispatlamıştır. Sulak Arazi bugün dünyanın en çok önem verdiği biyolojik alanlardandır. Ormanlardan daha fazla oksijen ürettiği ispatlanan sulak arazilerin biyolojik çeşitliliğe katkısı saymakla bitmez. Bugün eğer bu şehirde kuş gözlemciliği hatta kelebek gözlemciliği yapılabiliyor ve Türkiyenin bitkisel açıdan en önemli şehirlerinden biri olan bu şehirdeki bitkisel çeşitlilik tüm Avrupa kıtasında olanın üçte biri kadar bitki çeşitliliği içeriyorsa bunun nedeni ordaki arazilerdir. Oradaki araziye müdahale etmek, bu şehrin dengesini bozar ve gelecekte bu şehir doğası ve havası ile de kimliksiz, kişiliksiz bir yapıya bürünür. Tıpkı son zamanlarda şehrimizin manevi havasıyla oynandığı gibi.. Atatürk Üniversitesi ile yarışmanın ne anlamı var? İlla yarışılacaksa bilimde projede yarışılmalı.
- M AKİF 01 Ocak 1970 02:00
ETÜ`YÜ ORAYA KURMAYA ÇALIŞAN ZİHNİYET UTANSIN ORASI ZATEN ÜNİVERSİTEYDİ. KARDEŞİM GİT MAHALLEBAŞINA VEYA SANAYİ TARAFINA KURDA ŞEHİR GELİŞSİN DENİLDİ. MUHAMMER YAYLALI İNAT ETTİ ORAYA KURDU. KISA VADEDE NE KADAR ZARAR OLSADA UZUN VADEDE EĞER YERİ DEĞİŞİRSE ERZURUM KAZANIR.