Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bir araya gelen 2021 yılının son Kabine Toplantısı sona erdi.
ERZURUM AJANS - Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine toplantısı sonrası kurdaki dalgalanmaları durdurmak için alınacak 8 maddelik tedbiri açıkladı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı, 2 saat 45 dakika sürdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana gündem maddesi ekonomi olan toplantı sonrası açıklamalarda bulundu.
Kurdaki dalgalanmaları durdurmak için alınacak yeni tedbirleri açıklayan Erdoğan, "Üretimi ve istihdamı desteklemek için çok sayıda paketi hayata geçiriyoruz. Kurdaki dalgalanmayı durdurarak serbest piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde yeni araçları devreye alıyoruz. Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunuyoruz." diyerek yeni tedbirleri şöyle sıraladı:
- İnsanlarımızın bankadaki TL varlığını, mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak.
-Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın kur daha yüksek olacak diye mevduatını TL'den dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak.
-Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalarımıza Merkez Bankası aracılığı ile ileri vadeli kur rakamı verilecek. Kur farkı TL olarak ihracatçı firmamıza ödenecek.
-Bireysel emeklilik sistemimizin cazibesini arttırmak için devlet katkısını yüzde 30'u çıkarıyoruz. Devlet iç borçlanma senetlerine buradaki stopajı yüzde 0'a indiriyoruz. Vergi yükünü azaltarak uluslararası rekabeti desteklemek amacıyla ihracat ve sanayi şirketleri için kurumlar vergisinde 1 puanlık indirim planlıyoruz.
-Katma değer vergisini yeniden düzenliyoruz. Amacımız kayıt dışı ekonomiyi azaltmak, iş ve yatırım ortamını iyileştirmek, ihracatı özendirmek, firmalarımızın KDV iadesi yoluyla finansmana hızla erişimini sağlamaktır.
-Şirketler tarafından yapılacak temettü ödemeleri üzerindeki stopajı yüzde 10'a indiriyoruz. Yatırım ve fon kazançları kurumlar vergisinden istisna olmasına karşılık diğer fon kar payları istisna dışındaydı. Bu farklılığı ortadan kaldırıyoruz.
-Ülkemizde yastık altında 280 milyar dolar değere sahip 5 bin top altın bulunduğu bilinmektedir. Bu altınların finansal sisteme dahil edilerek ekonomiye kazandırılması için piyasa paydaşlarıyla birlikte yeni araçlar geliştirilecektir.
-Kredi garanti fonu desteğiyle uzun vadeli istihdamı koruma ve destekleme işletme kredileri verilecektir. Ülkemizdeki istikrar ve güven iklimini güçlendirecek tüm tedbirleri ilgili kurum ve meclisimizle süratle hayata geçireceğiz.
TÜRKİYE-AFRİKA ORTAKLIK ZİRVESİ
Geçtiğimiz hafta İstanbul'da Türkiye - Afrika ortaklık zirvesini gerçekleştirdik. Zirve marjında Afrikalı mevkidaşlarımızla ikili ilişkilerimizi ve bölgesel değerlendirmelerimizi yapma fırsatım oldu. Afrika ile ticaret hacmimizi 5,4 milyar dolardan, 11 ayda 30 milyar dolara çıkardık. Ticaretimizi önce 50 milyar dolara, ardından da 75 milyar dolara taşımaktır. Türkiye-Afrika ortaklığında yeni bir döneme girdiğimize inanıyorum.
TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen 2022 yılı bütçesinin, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bütçemiz üzerine oturttuğumuz stratejik programlarla hedeflerimize katkı sağlayacaktır. Gelecek projeksiyonların odağını oluşturan 2053 vizyonunun ilk adımı olan Yeşil Kalkınma Projesi, çevreci yönleriyle öne çıkmaktadır. Faiz dışı açık, 38milyar lira olarak hesap edilmektedir. Yine bütçede tarımsal desteklere 26 milyar lira, yatırım harcamalarına 148 milyar lira kaynak ayrılmıştır. Bütçe hazırlık sürecinde emeği geçen kurumlarımız ile sürece katkı veren milletvekillerine teşekkür ediyorum.
Türkiye geçtiğimiz 19 yılda ortalama %5,1 büyüme başarısı göstermiş bir ekonomiye sahiptir. Salgının tüm dünyayı kasıp kavurduğu 2020 yılında herkes küçülürken biz %1,8 büyüdük. Hükümetlerimiz döneminde nüfusun 65 milyondan 84 milyona çıkmasına rağmen istihdamımızı 29 milyona yükseltmek suretiyle milletimizin iş ve aş sahibi olmasını sağladık. Eğitimde sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide ve tarımda tüm dünyada her alanda herkese dudak ısırtacak adımları attık. Vesayetin tuzaklarından darbe girişimlerine kadar nice engelleri aşarak ülkemizi bu seviyeye getirdik. Demokraside kalkınmada, güvenlikte diplomaside hak ettiği yere getirdiğimiz Türkiye'yi ekonomide de hak ettiği yere getirmeye kararlıyız.
Hükümet olarak bu çerçevede gereken adımları atıyoruz. Stokçuluk ve fahiş fiyatla milletimizin günlük hayatını zorlaştıranlarla kurumlarımız harekete geçmiştir. Çalışanlarımızı hayat pahalılığı altında ezdirmeme sözümüzü yerine getiriyoruz. Asgari ücreti 4 bin 250 liraya çıkardık. Asgari ücretten gelir ve damga vergisini kaldırarak işverenlerimizin de yükünü azalttık.
Türkiye'ye geçmişte defalarca olduğu gibi küresel ekonominin yeniden yapılanma sürecinin dışında bırakacak hiçbir oyuna itibar etmedik. Bir müjde de memurlarımıza vermek istiyorum. Asgari ücretin gelir ve damga vergisinden muaf olması uygulamasını tüm çalışanlarımızı kapsayacak şekilde genişletmiştik. Aldığı ücret ne olursa olsun tüm çalışanların asgari ücret kadar kazancının gelir ve damga vergisinden muaf olmasını temin etmiştir.
Memurlarımızın fiilen aldıkları ücretlerin artmasını sağlıyoruz. Ekonomi programımıza yönelik her eleştiriyi dikkatle inceliyor önüne arkasına bakıyoruz. Kur dalgalanması ve fahiş fiyat artışlardan canı yandığı için söylenen vatandaşlarımızı anlıyoruz, iyi niyetle yapılan eleştiriyi samimiyetle değerlendiriyoruz.
Sureti haktan görünerek Türkiye'nin siyaset, diplomasi, güvenlikte olduğu gibi ekonomide de hak ettiği yere gelmesine yönelik sinsi çelmelere eyvallah etmiyoruz, etmeyeceğiz. Ülkenin hayrına yapılan destek vermeyi bir kenara bırakalım, yaptıkları riyakarlığın bizim nezdimizde hükmü yoktur.
Geçmişte gazete ilanlarıyla hükümet kurup, hükümet kurmuşların iktisat kurallarına hızla dönülmeli diyerek karın ağrısını gayet iyi biliyoruz. Dövizdeki akıl dışı yükselişi önlemek için Merkez Bankası'nın müdahalelerine karşı kendilerince cinlik yapanları dikkatle izliyoruz.
Kambiyo rejimi diye ülkesini ve milletini sırtından hançerlemek için hangi sinsilikler peşinden koştukların farkındayız. Açıklamalarıyla, analiz adı altında dolaşıma soktukları art niyetli yorumlarıyla milletimizi, ülkeleri gelecekleri konusunda kötümserliğe sürüklemek isteyenleri dikkatle not ediyoruz.
İnşallah ülkemiz hedefe bir adım daha yaklaştığında bu felaket tellalı müfterilerin her dediklerini her sözlerini alınlarına yaftalayacağız. Biz bu oyunu kendi kurallarıyla oynayarak hedefimize ulaşacağız.
Amerika'ya, tüm Batıya baksınlar, şu anda faiz politikaları nasıl çalışıyor onların faiz politikaları nasıl çalışıyor onu görsünler. Çin'e baksınlar, Hindistan'a baksınlar. Amerika'ya bakıyorsunuz sıfır faiz. Biz şu anda faizdeki indirimle beraber evvelallah birkaç ay sonra enflasyonda nasıl düşmeye başlayacak hep beraber yaşayacağız.
Biz dün bu ülkede yönetime gelmedik. 19 yıl önce göreve geldiğimizde faiz, enflasyon neredeydi ve biz nereye getirdik lütfen şöyle bir geçmişi incelesinler, baksınlar. Bunu da hangi yönetim yaptı görsünler. Biz yaptık ve şimdi yine aynısını biz yapacağız.
Ülkedeki ekonomi nedir bundan anlamayanların ağzına bakacak halimiz yok. Biz yaşadık ve uyguladık. Faizi ve enflasyonu nereden nereye çektiğimiz ortada.
Ülkemizde durum bu iken dünyadaki vaziyet nedir? Dünya ekonomisinin yüzde 80'ini oluşturan küresel güçler yakın tarihin en büyük kavgasını veriyor. Tüm büyük ekonomilerin amacı kendi ülkelerindeki istihdamı korumaktır. Sürekli parasal genişlemeye giden gelişmiş ülkelerin kendi aralarındaki görünmez savaşın sebebi budur.
Çılgınca para basan, faizleri sıfıra yakın ve hatta ekside tutan merkez bankası bilançoları neredeyse milli gelir seviyesine çıkaran bu ülkeler belirsizlik batağından çıkamadıklarını bizzat kendileri ifade ediyor.
Avrupa ülkeleri Avroya geçiş sürecinde paralarını bir gecede yüzde 50 devalüve edilmiştir. Hükümetlerimiz döneminde verdiğimiz emekler, fedakarlıklar sayesinde sanayimizi ayakta tutmayı, ticaretimizi ve ihracatımızı geliştirmeyi başardık. Dünya 90 trilyon doları kamuya ait olmak üzere toplamda 220 trilyonu geçen borç batağında yüzerken Türkiye'ye faizlerin yükseltmesini dayatmak insanların aklıyla dalga geçmekten öte bir anlam taşımaz.
Salgın döneminde yaşadığı sağlık krizine ve toplumsal kırılmalara karşı yetersiz kalan, siyasi ve ekonomik konulara çözüm bulmakta zorlanan sisteme umut bağlayanları tüm bu hakikatleri görmeye davet ediyoruz. Mesela risk primlerinin yüksekliğinin Türk ekonomisinin gerçekliği ile ilgisi olmadığını vicdan sahibi her iktisatçı teslim eder.
Üretim, inovasyon, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm gibi konular öne çıkarken eski dünyanın kalıplarıyla ülkemizi değerlendirenler önce kendilerini yenilemelidir. Biz milletimize yeni bir vizyon öneriyoruz. Biz milletimize eski Türkiye alışkanlıkları değil 2023 hedefleri, 2053 vizyonu doğrultusunda hizmet etmeyi sürdüreceğiz.
Döviz kurunu istikrara kavuşturacağız, enflasyonu dizginleyeceğiz. Sevgili milletim, biz sizi seviyoruz, size inanıyoruz, siz bize inanın. Bugüne kadar inandınız, güvendiniz. 19 yıl Türkiye'nin altyapı, üstyapısıyla Türkiye'nin nereden nereye geldiğini gayet iyi biliyorsunuz.
Dünyadaki para bolluğu önce maliyetleri, sonra fiyatları arttırmaya başlamıştır. ABD ve Avrupa yakın tarihinde görmedikleri enflasyon rakamlarıyla yüzleşmektedir. Küresel metal, enerji, gıda hammadde fiyatlarındaki son dönemde gözlenen aşırı artışlar, para bolluğunun yol açtığı tehlikelerden kaçınmanın ürünüdür."