Erzurumajans-Dün ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün Amerika, Türkiyenin S-400 alması durumunda bunun son derece gerçekçi ve olumsuz sonuçları olacağını net bir biçimde Türkiyeye iletti. Bunlar arasında F-35 programından çıkarma ve CAATSA'nın (Amerikanın Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) devreye alınması da bulunuyor demesi Amerika Savunma Bakanlığı Sözcüsü Yarbay Mike Andrews, Türkiyenin Rusyadan siparişi olan S-400 hava savunma sistemi F-35 programıyla uyumlu değil. Türkiyenin iki sisteme de sahip olmasına izin verilmeyecek diye beyanat vermesi durumu ortaya koyuyor.
Ancak Türkiyeden hemen her gün bir üst düzey yetkili S-400lerin Temmuz başında Türkiyeye geleceğini vurguluyor.
ERDOĞAN'DAN ABD'YE 'GASP' ÇIKIŞI
Japonyadan Çine geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki temaslarının ardından Türkiyeye dönmeden Pekin Büyükelçiliğinde gazetecilerin sorularını verdiği yanıtta ABDnin F-35 teslimatını yapmama ihtimalini gasp olarak niteledi.
Yeni Şafak gazetesinden İbrahim Karagülün aktardığına göre Erdoğan, Siz bir müşteri arıyorsanız, bir müşteri çıkmışsa, o müşteri de ödemelerini tıkır tıkır yapmışsa sen o müşterinin malını nasıl vermezsin? Bunun adı gasp olur. Biz şu ana kadar da 1,4 milyar dolar ödeme yaptık. Askerlerimiz pilotlarımız bir general eşliğinde eğitime gitti. Dört tanesini teslim ettiler, diğerlerini bıraktılar. 116 tane F-35 almak için sözleşmemizi yaptık. Biz burada pazar değil aynı zamanda ortak üreticiyiz. Bazı parçalarını da Türkiyede üretiyoruz. Biz füzeler noktasında geçmişte Patriotlara müşteri olduk ama bu müşteri oluşumuz karşılıksız bırakılınca biz daha neyi bekleyeceğiz, başımızın çaresine bakmayacak mıyız? Düşman saldırsa biz bir yerden sistem bulalım öyle savaşalım mı diyeceğiz? Tedbirimizi hemen almamız lazım dedi.
ABD Başkanının görüşmede Türk heyeti hakkında Şu insanlara bakın, ne kadar hoşlar. Bakın bakın, onlarla anlaşmak çok kolay. Kast ajansı gibi. Hiçbir Hollywood setinde onlar gibilerini bulamazsınız ifadeleri kullanması görüşme esnasında gülümsemelerle karşılansa da Türkiyede en azından muhalefet kesiminde eleştirilere neden oldu.
Cumhurbaşkanı, ABD Başkanının sözlerinde kinaye hissetmediğini Sayın Trumpın o gün yaptığımız görüşmede arkadaşlarıma kullandığı ifadeler, onlara yönelik ortaya koyduğu tavır, takdire şayandır. Ben de zaten kendilerine bu tür tavırlarını sevdiğimi belirttim sözleriyle ifade etti.
ERDOĞAN: SKANDAL
Cumhurbaşkanı Erdoğanın gündeminde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin özel temsilcisinin Suriyede faaliyet gösteren YPG ile çocuk savaşçıların serbest bırakılması hakkında imzaladığı eylem planı da vardı.
Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in terör örgütü YPG/PKK ile bünyesindeki çocuk savaşçıları bırakması bahanesiyle görüşmesi ve bir anlaşma imzalanması asla kabul edilemez. Bu konuda biz de ilgili mercileri ciddi manada silkelemek istiyoruz. Hangi gerekçeyle olursa olsun BMnin bir terör örgütünü bu şekilde muhatap alması, masaya oturması ve resmi bir statü tanır gibi bir anlaşma imzalaması en hafif ifadesiyle bir skandaldır. BM böyle bir skandalın altına imza koyamaz. Olacak iş değil. Ben gıyabında söylüyorum ama BM Genel Sekreteri Guterresin bundan haberi yoktur, böyle bir yanlışı asla yapmaz diye düşünüyorum dedi.
Türkiyenin BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlunun, Guterresin Çocuklar ve Silahlı Çatışmalar Özel Temsilcisi Virginia Gambanın işlemini protesto etmek için girişim başlattığını vurgulayan Cumhurbaşkanı, ilk etapta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, BM Genel Sekreteri ile görüşeceğini eğer gerekirse kendisinin de devreye gireceğini ifade etti.
Özel Temsilci Gamba, 29 Haziranda Türkiyenin YPG/PKK üyesi olarak tanımladığı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Temsilcisi Mazlum Abdi ile Cenevrede bir araya gelerek eylem planına imza atmış, BM Temsilcisi Gamba, resmi törenle SDG'nin, bu anlaşma ile çocukları savaşçı olarak kullanmamayı, bünyesindeki kız ve erkek çocuklarını belirleyerek ayırmayı ve bu konuda önlemler almayı taahhüt ettiği bilgisini yazılı açıklama ile paylaşmıştı.
Özel temsilci Gamba eylem planı olarak tanımlanan anlaşmaya ilişkin, "Suriye'deki çocukların korunması için önemli bir gün ve SDG'nin şemsiyesi altında faaliyet gösteren hiçbir örgütün bundan sonra çocukları savaşçı olarak kullanmayacağına dair sürecinin başlangıcı" değerlendirmesinde bulundu.
Açıklamada, eylem planının, "Birleşmiş Milletler ve Suriye Demokratik Güçleri arasındaki aylarca süren istişareler sonucu imzalandığı" ifade edildi.
TÜRKİYE VE JAPONYA, ABD-İRAN GERİLİMİNDE DEVREYE Mİ GİRİYOR?
Gazeteciler Pekindeki görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğana, Trump ile görüşmesinde İran-ABD geriliminde Türkiyenin arabuluculuk yapma konusunun gündeme gelip gelmediğini de sordular. ABD Başkanıyla görüşmede konunun gündeme gelmediğini belirten Erdoğan, Japonya Başbakanı Şinzo Abenin ile ikili görüşmede bu konuyu açtığını dile getirdi.
Erdoğan, Abe Böyle bir olayda birlikte olabilir miyiz? dedi. Ben de Niye olmasın? Her ikisiyle de gerek Ruhani gerek Hamaneyle görüşmelerde bulunabilirim dedim. Beraber derseniz, beraber de olabilir dedim. O konuda bir sıkıntımız yok. Tabi nereden başlayacağız, nereye gideceğiz, nerede bitireceğiz? Bunlar da önemli. Acemlerin bir sözü var: Oturdular, konuştular ve dağıldılar derler. Öyle olacaksa hiç anlamı yok. Sadece vakit kaybedersiniz, o kadar. Burada da netice almaya odaklanılmalı diye konuştu.
Cumhurbaşkanı, Japonya Başbakanı bundan sonraki süreci planlamak ve gereken adımları atmak için uzlaşma sağladıklarını da dile getirdi.