Endonezya'da ulema Çin aşısına helâl dedi...

Türkiye'nin de satın aldığı Çin'in "CoronaVac Aşısı"nı inceleyen "Endonezya Ulema Konseyi" aşının 'helal' olduğunu açıkladı. Bu fetvayı hangı ölçütleri kullanarak ve yetkinliklerine dayanarak verdiklerini merak ediyorum. Acaba Batı patentli ilaçlarlarda da fetva aranacak mı? Helâl ve haramlarda hüküm koyan sadece ve sadece Allah değil midir? Sormazlar mı adama "helâl-haram" tartışmasına gireceğinize; kendi ülkenizde ilaç üretmenin yollarını arasanız ya...


Allah aşkına bakın tıp alanında var olan, müslim, gayr-i müslim her kesimin kullandığı hangi ilaç müslüman ülkelerin patentini taşıyor ki? Keşke taşımış olsaydı. İlaç ve aşıların kahir çoğunluğunu Batı ve İsraillil bilim adamlarının ürettiği İsrail ve Batı patentli ilaçlar... Hemen hemen her gün bir kez kullandığımız coraspirin'in fetvası mı var ? Koruyup kollayıcı hangi aşının, ilacın fetvası var ki? Kaldı ki bilimsel ineceleme ve araştırmalarda fetvalı bir yol ve yöntem olabilir mi? İslâm dünyası bu kafayla bilimde ve bilimin ürettiğa teknolojik gelişmelerde yol alabilir mi veya yol bulabilir mi?


Insanlık; gelinen bugünkü seviye ve aşamalarda; "soy-kimlik-milliyet" ve "inanç" ayırımına girmeden bilim insanlarına çok şey borçludur. Şükürler olsun ki, ülkemizde sağlık alanına yönelik bu tür şeyler olmuyor. Yoksa devletimizin satın alarak ithal ettiği Çin aşısının vurulmasında güvenimiz azalır ve işimiz epeyce zor olurdu. Virüsden korunma aşısı için Bilim Kurulu'nun bilimsel tıbbi kararını bekleyelim.


10 Ocak "Çalışan Gazeteciler Günü" Sansür ve baskılardan uzak; daha hür, daha özgür bir basın ve daha da objektif ve tarafsız  bir habercilik yapılması dileklerimle; "Çalışan Gazeticiler Günü"nü kutluyorum.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Dadaş 31 Ocak 2021 11:24

    1. Sayın Fevzi Budak 10 Ocak 2021 tarihli yaptığım yorumlarıma yanıt vermişsiniz. İşlerin yoğunluğu, hastalık derken size karşı yanıtım gecikti. Önce selamınızı alıyor Aleykümselam diyerek başlamak istiyorum. Asıl mevzuya girmeden girizgâh mahiyetinde bazı şeyler söylemek istiyorum, cevabınızda ?İsmini yazmaktan korkan dadaş? diyerek bana korkaklık? imasında bulunmuşsunuz. Sayın Fevzi Budak şimdi size samimiyetle cevaplamanız için bir soru soracağım. Yazınızı eleştirmeyip övseydim takma adla yazmam sizin için problem teşkil edermiydi? Söz korkaklıktan cesaretten açılmışken Mevlüt Özben hocanın konuşanların ve yazanların kulaklarına küpe etmesi gereken çok güzel bir sözünü hatırlatmak istiyorum. ?Karşılığını alacağınız cevabını kaldıramayacağınız sözler size ait değildir. Söz şu iki şey bir arada olursa söylenir/söylenmelidir. Zekâ ve yürek. İlki var ikincisi yoksa korkak, ikincisi var ilki yoksa cahil (yerine göre aptal) olursunuz. Düşünerek ve cesaretle konuşurum (yazarım). Alacağım karşılıklardan korkmam? 2. Şimdi asıl mevzuya geçmek istiyorum yazınızda;a. Endonezya Ulema Konseyi" aşının 'helal' olduğunu açıkladı. Bu fetvayı hangi ölçütleri kullanarak ve yetkinliklerine dayanarak verdiklerini merak ediyorum? b. Acaba Batı patentli ilaçlarda da fetva aranacak mı? c. Helâl ve haramlarda hüküm koyan sadece ve sadece Allah değil midir? Diyerek sorular yöneltiyorsunuz. 3. Son sorudan başlayalım: a. ?Onlar ki, ellerindeki Tevrat ve İncil?de yazılı bulunan o elçiye, o ümmi peygambere uyarlar. O ki kendilerine iyiliği emreder, onları kötülükten men eder; onlara temiz ve hoş şeyleri helal, pis ve çirkin şeyleri haram kılar?? (A?raf, 7/157) b. ?Kendilerine kitap verilenlerden Allah?a ve âhiret gününe iman etmeyen, Allah?ın ve Resulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini din edinmeyenlerle, ezilip büzülüp kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.? (Tevbe, 9/29) Bu ayetlerde peygamberimiz (a.s.m.)?in helal-haram kılma yetkisi açıkça görülmektedir. Bu açık ayetlere rağmen sizin ?Helâl ve haramlarda hüküm koyan sadece ve sadece Allah değil midir?? diyerek soru sormanız konu hakkındaki bilgisizliğinizin bir göstergesi sadece. 4. Evet batı patenli ilaçlarda da fetva aranacak ve aranmıştır da: a. Misal olarak Diyanet İşleri Başkanlığı tedavi ile ilgili kendisine sorulan bir soruya şu yanıtı vermiştir. ?Bir hastalığın tedavisi için, helâl maddelerden elde edilmiş bir ilaç henüz üretilmemiş ya da üretilen bu ilaca ulaşma imkânı yok ise, haram olan bir maddenin veya bundan üretilen bir ilacın, meslekî ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen uzman bir doktor tarafından tavsiye edilmesi halinde, kullanılmasında dinen bir sakınca yoktur. Çünkü ?Zaruretler yasakları mubah kılar? (Mecelle, md. 21). Zaruret ortadan kalkar ve helal başka maddelerden yapılan ilaçlar bulunursa, o zaman helal olanları kullanmak gerekir. Çünkü ?Zaruretler kendi miktarlarınca takdir olunur.? (Mecelle, md. 22).? b. Aslında Endonezya Ulamasının verdiği fetva (İslam hukukuyla ilgili bir konunun, bir sorunun dinsel hukuk kurallarına göre çözümünü açıklayan, şeyhülislamca ya da müftüce verilen hüküm, yanıt.) bunun bir benzeridir. 08.01.2021 tarihli Sözcü gazetesinin haberinde söyle deniyor: ?Domuzdan elde edilen jelatinin aşının saklama ve nakliye işlemleri sırasında etkisini yitirmemesi için kullanıldığı belirtilirken, ?Aşılar helal mi?? sorusunu akıllara getirmişti. Dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusuna sahip ülkesi Endonezya?da, Çin?den satın alınan CoronaVac aşısı bu kapsamda incelendi.? c. Benzer fetvayı bizim Diyanet İşleri Başkanlığımız da verdi: ?Türkiye'ye ilk partisi bu sabah saatlerinde getirilen Çin'in korona virüs aşısı Sinovac için Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan flaş bir fetva geldi. ?Domuz proteini varsa haram mı?? sorusuna "Alternatif bir ilaç/aşı bulunmadığı durumlarda; dinen haram kılınmış bir maddenin tedavide kullanılması caizdir? yanıtını verildi. Anka'dan Tamer Arda Erşin'in haberine göre, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye'de uygulanacak olan Çin'in korona virüs aşısı Sinovac için "Domuz proteini varsa haram mı?" sorusuna yanıt verdi. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı, bu soruya yazılı olarak yanıt verdi. Diyanet?in yanıtında toplum sağlığı açısından salgın hastalıklara karşı koruyucu olduğu belirtilen aşıların kullanımında sakınca olmadığını açıklanarak, "Esasen herhangi bir hastalığın tedavisinde helal maddelerden elde edilmiş alternatif bir ilaç/aşı bulunmadığı durumlarda; İslam âlimlerinin yaygın kanaatine göre, ?Zaruretler yasakları mubah kılar? (Mecelle, md. 21) kuralından hareketle, dinen haram kılınmış bir maddenin tedavide kullanılması caizdir. Nitekim günümüz fetva kuruluşları da bu doğrultuda görüş beyan etmişlerdir." denildi. Kaynak Yeniçağ: Diyanet?ten Çin?in korona aşısı için flaş fetva. Domuz proteini bulunsa dahi caiz Diyanetin bu konudaki fetvası sizin ?Şükürler olsun ki, ülkemizde sağlık alanına yönelik bu tür şeyler olmuyor. Yoksa devletimizin satın alarak ithal ettiği Çin aşısının vurulmasında güvenimiz azalır ve işimiz epeyce zor olurdu.? Sözlerinizi de havada bırakıyor, sizin dini konularda bilgisiz olmanın yanı sıra gündemi de takip etmediğinizin ifadesi bu cümle. 5. Gene yazınızda ?Sormazlar mı adama "helâl-haram" tartışmasına gireceğinize; kendi ülkenizde ilaç üretmenin yollarını arasanız ya...? diyorsunuz. Ben Endonezya Ulamasının avukatı değilim ama adamlar size ?Siz kendi ülkenizde aşı ürettiniz mi de bize soruyorsunuz?? derlerse ne cevap verirsiniz sayın yazar. 6. ?bilimsel inceleme ve araştırmalarda fetvalı bir yol ve yöntem olabilir mi? İslâm dünyası bu kafayla bilimde ve bilimin ürettiği teknolojik gelişmelerde yol alabilir mi veya yol bulabilir mi?? diye soruyorsunuz. Sayın yazar bilim başıboş bırakılacak bir alan değildir onun bir ahlakının olması gerekir ahlakın kaynağı ise yüce İslam dinidir. Bu konu ile ilgili yazılmış bir makalenin linkini istifade etmeniz için yazıyorum. https://dergi.diyanet.gov.tr/makaledetay.php?ID=11075 Sayın yazar ayrıca ahlaksız ilimin bazı zararları da vardır bunların bazıları: a. Günümüzde yazların uzun ve kurak, kışların daha az ve yağışsız olmasının sebebi yine insanların gelişen teknolojik işletim alanlarında yapmış oldukları bilinçsiz ve sorumsuz hareketlerin bir sonucudur. b. Hayvanların neslinin tükenmesi gelişen teknoloji ile doğaya vermiş olduğumuz tahribatın başka nedenidir. Günümüzde dünyanın en fazla alp kaynağı olarak bilinen Pasifik okyanusunda, sıcak sular sebebiyle ölümleri gerçekleşmeye başlamıştır. Bu durumda Amazon ormanlarından tam 70 bin kat daha fazla oksijen kaynağı olan Alplerin sonu gelmeye başlamıştır. Bunun kaynağı yine insanların yol açtığı doğal dengenin bozulmasından ötürü olmasıdır. c. Gelişen bilim ile geliştirilen başta nükleer silah ve çeşitli silahlar olmak üzere insanların birbirini öldürmesi çok daha kolay bir hal almıştır. ç. Geliştirilen bilimsel ürünlerde hayvanların denek olarak kullanılması bilimin en bariz zararlarından biridir. 7. Sayın Fevzi Budak sizin bu yazınızı ?Şeytân sol eliyle yemek yer imiş...? isimli yazınızla birlikte değerlendirdiğimde sizin bilgi sahibi olmadığınız konularda fikir sahibi olduğunuz sırf din adamlarını kötülemek amacıyla yalapşap yazdığınız sonucuna varıyorum. Sizin bu durumunuza Erzurumlular ???. bakmıyor hasan dağına oduna gidiyor? derler. Son olarak size tavsiyem alanızla ilgili konularda yazmanızdır. Saygılar.

  • Dadaşs 10 Ocak 2021 00:27

    Sayın yazar İslâm dininde Tıbbı Nebevî diye bir konu var haberin varmı? Tıbbi Nebevî de tedavi olmak ile ilgili bahisler vardır elbette ilaçlar ile fetva olacak.

  • Dadaş 10 Ocak 2021 00:09

    Fevzi Budak dini konulara girme çünkü bu konulari avami düzeyde dahi bilmedigin çok belli git İlmihal oku hemşerimiz Ömer Nasuhi Bilmem ilmihali tavsiyemdir.