En iyi bildiğimiz şeyi yaptık, elbirliğiyle boğazladık!

 

Bugün size altın yumurtlayan tavuğu nasıl el birliğiyle boğazladığımızı anlatacağım.

 

Her şey çok güzel başlamıştı.

 

Yıl 2010.

 

Daha ortada ‘Yüksek İrtifa Kamp Merkezi’ diye bir şey yok.

 

Türkiye Futbol Federasyonu Eğitim Müdürü Yücel Uyar, Temmuz, Ağustos sıcağında Erzurum’un ‘hava’sını solumuş olacak ki, bir kampı Palandöken’de yaptı.

 

Antrenör, teknik direktör yetiştirdiler.

 

Ertesi yıl bir daha...

 

Ve mesken tuttular.

 

Potansiyelin farkında olan dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, on numara iş yaptı.

 

Bir yığın dedikodu ve engellemelere rağmen verdiği mücadele sonunda dağ yolundaki ilk etap sahaları açtı.

 

Ardından sağolsun, TFF Bölge Antrenörü Kemal Coşkun tırmaladı durdu.

 

TFF adına bir yığın kamp organize etti.

 

Futbol okullarını getirdi.

 

2010 yılı ve sonrasında burada eğitim gören, bugün futbol kulüplerine teknik patron olan isimler, Palandöken’i bildikleri için takımlarını buraya taşıdı.

 

2015 yılında 30 civarında takım Palandöken’de kamp yaptı.

 

Otellerin, esnafın, taksicilerin, lokatanların, AVM’lerin yüzü gülüyordu.

 

Hakkını teslim edelim 2014’te göreve gelen Mehmet Sekmen de bugün oteller bölgesine yürüme mesafesindeki sahalara imza attı.

 

Sadece kışın yüzü gülen Palandöken, yaz döneminde de patladı gitti.

 

2015, 2016, 2017... Onlarca takım Palandöken’deydi.

 

2018 yılında rekor kırıldı tam 56 takım kamp yapmıştı.

 

Gazeteler, ‘İrtifa Piyangosu’ manşetleri atıyor, kente ve ekonomiye sağladığı katma değerden bahsediyorlardı.

 

2019’da bu sayı 33’e düştü.

 

2020 malum Pandemi vurdu.

 

Ben demiştim’ demek hoşuma gitmiyor ama sitedeki arşivim ortada duruyor.

 

2019 yılında “Yüksek ‘irtifa’ kaybediyor” demiştim.

 

Sadece saha yapmakla bu işin yürümeyeceği belliydi.

 

Çünkü...

 

Afyon, Bolu Düzce, Burdur, Nevşehir ve Kayseri sahne almıştı.

 

Sağlam rakiplerdi.

 

Kulüplere kilometre olarak yakın olan bu şehirler, ulaşım açısından daha avantajlıydı.

 

Onlar da bu durumun farkındaydı. Satış ve pazarlama tekniklerini bunun üstüne kurdular.

 

Çok iyi reklam yaptılar.

 

Bizi tercih edin” diye kulüplerin kapısında yattılar.

 

Yatırımcı bulup, bölgelerine otel yaptırdılar.

 

Her gelen takımı el bebek, gül bebek diye pışpışladılar.   

 

Kendilerini öyle bir pazarladılar ki, bir kaç yıl öncesine kadar pastanın neredeyse yüzde 40’ına sahip olan Erzurum’un kafasına vurup, ekmeğini elinden aldılar.

 

Bakın, bugün ülkede, Süper Lig 20, 1. Lig 20, 2. Lig 39, 3. Lig 55 yani toplamda 134 takım bulunuyor.

 

Ve bu takımlar her ne olursa olsun, bir şekilde kamp dönemi geçirmek zorundalar.

 

Ekonomilerine baktığımızda, iç açıcı durumda da değiller.

 

Haliyle üçün beşin hesabını yapıyorlar.

 

Ankara - Erzurum 500, İstanbul - Erzurum uçak bileti olmuş 900 TL.

 

Bir takım düşünün, Erzurum’a gelirken, ekstradan 100 bin liranın üzerinde uçak biletine ödüyor.

 

Niye gelsin?

 

Geliyorlar ama...

 

Çünkü Erzurum’un, yukarıda saydığım illerden avantajlı bir çok yanı var.

 

Örneğin; Türkiye’deki tek sporcu performans merkezi Erzurum’da bulunuyor.

 

Klimatik iklimi, sporcuya daha iyi geliyor.

 

16 adet saha var. Takıma tahsis yapılıyor, istedikleri zaman antrenman yapabiliyorlar.

 

Sahalar, irtifa kaybetmeksizin yürüme mesafesinde.

 

Ancak gelin görün ki, biz elimizdekinin kıymetini bilmiyoruz.  

 

Gidin bakın, kamp yapan bir takımın malzemecisine sorun.

 

Ben sordum.

 

Bu yıl bir çok sahanın zeminini beğenmemişler.  

 

Sahanın orta kenarında olması gereken, çekim kulelerinin köşelerde olmasından rahatsızlar.

 

Saha ekipmanları yeterli değilmiş.

 

Soyunma odalarının bir kısmı rezil durumda ki, ben de gördüm.

 

Ayrıca haklı olarak turnuva istiyorlar.

 

Aslında şöyle bir bakarsanız eften püften şeyler.

 

Yapılamayacak, düzeltilemeyecek şeyler değil.

 

Lakin, bunları yapabilecek kimse yok!

 

Bakın şöyle şehre...

 

Valilik mi, Büyükşehir mi, diğer belediyerler mi?

 

TFF mi, STK’lar mı?

 

Kim yapsın bu işi, hangisine yaptıralım?

 

Biz, ‘ortak hareket’ etmek nedir, ‘ortak fikir’ nedir bilmiyoruz ki!

 

Biz, bu konuda da bildiğimiz en iyi şeyi yapıyoruz.

 

Altın yumurtlayan tavuğu elbirliğiyle boğazlıyoruz, iş, bir şey yapmaya gelince kimseyi bulamıyoruz.

 

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Dadaş 27 Temmuz 2021 13:44

    Onur bey Murat Çoban beye katılıyorum dilekçe verip kapattık ve bir başka internet paketi kullanmaya başladık. Turkcell Süper Online kullanmadığımız internete bir ay sonra tekrar fatura gönderdi. Dilekçe vermediğimizi söylediler. Halbuki vermiş oldukları mail adresleri aynı olan ikinci dilekçe vermemizi istediler. Bizim aynı mail adresine ikinci dilekçeyi vermemizden sonra kapama işlemi başlattılar. Bir Ay kullanmadığımız internet ücretini bize ödettiler. İlahi adalete havale ettik.

  • S.Tazegul 27 Temmuz 2021 11:58

    TURKCEL BİZİM Mİ Kİ.İP İTOGLU ELİNE GEÇMİŞ.EVİRİR ALIR, ÇEVİRİR ALIR.TUMDEN İPTAL EDİN.VESSELAM.

  • murat çoban 26 Temmuz 2021 18:35

    onur bey sizdem ricam şu türksel süperonline iptal konusunu gündeme getirmeniz erzurum tabiriyle güddüsün güddüsünü oynatıyorlar size zahmet bir kaleme alırsanız seviniriz