Recep Akdağ Sağlık Bakanı iken en çok eleştirildiği husus, kimseye randevu vermemesiydi!
Hatta biz Fırfırik'te her daim de bu randevu meselesini dilimize dolamıştık!
Adamın Türkiye Cumhuriyet tarihinin en uzun süreli ve en iyi Sağlık Bakanı olduğu söylendiği anlarda da hepimizin dilinde bir şekilde kimse ile muhatap olmadığı, kimsenin kolay kolay görüşemediği mevzusu vardı!
Isıtıp ısıtıp bunu getirirdik ortaya!
Sağlık Bakanlığı'nda reform yapması filan önemli değildi!
Kapısı açık mıydı, Erzurum'dan giden rahatlıkla görüşebiliyor muydu, bize o lazımdı!
Ben ne yapayım 'leblebi gibi' her ilçeye hastane-mastane açmasını.
Kapısını açıyor mu, çay-kahve ikram ediyor mu, sen ondan haber ver!
***
Ben onu bilir onu söylerim.
Öyle projeli, mrojeli başkan arayışları İstanbullara, Ankaralara, Eskişehirlere, ne bileyim, Kayserilere falan gelmiş!
Kim ne söylerse söylesin.
Bana da tın!
Zira Erzurum'da kimsenin-mimsenin projeye falan takıldığı çok yok.
Belediye başkanında aranan en önemli özellik, yanına 'rahatlıkla gidilecek' olması!
***
Özel kalemde fazla takılmıyorsan eğer, hem o kalem müdürü en iyi kalem müdür, hem de o belediye başkanı en iyi belediye başkanıdır!
Siz hiç seçimden önce İmar Daire Başkanın kim olacak, Kültür ve Sosyal İşleri kime emanet edeceksin diye bir belediye başkan adayına soru soran birini duydunuz mu?
Sanmıyorum.
Ama ben bilirim ki, en iyi belediye başkanı favoriniz, seçilmesi halinde kapılarını halka açacağını söyleyen, kendinizi makamda değil de evinde hissettiren başkan olacağını vaadeden adaydır!
***
Hiç görmüyor musunuz, duymuyor musunuz veya..
Allahın bildiğini kuldan niye saklayayım ki?
Ahmet Küçükler'in koltuğuna talip olanlar mevzu bahis olduğunda, yanına rahatlıkla gidilip gidilmeyecek olmasına bakılmıyor mu?
Dokunmak,dokunulmaktır arzu edilen!
Sohbettir,muhabbettir aslında istenen
Bahanedir kahve, lafın gelişidir kahvehane!
O yüzden bu seçim mutlak hayatiyete geçmesi istenen projenin değil, yanına gidilecek adamın seçimidir!
--