Kayak yapmadığım için hiç pişman olmadığımı ama bar tutmayı bilmediğim için büyük pişmanlık yaşadığımı daha önceki bir yazımda bahsetmiştim.
Dışarıdan bakıldığında nasıl görünüyor pek kestiremiyorum ama Erzurum'da yaşayan her 'dadaş'ın illaki bar bildiği düşünülüyor gibime geliyor!
Ama hepimiz de biliyoruz ki, durum hiç de öyle değil.
Ben gibi çoğu Erzurumlu da bar bilmez, bırakın artık tutmasını, hayatında sırf bir hatıra resmi için de bar kıyafetli bir resim dahi çektirmemiştir.
***
Doğrusu evinde duvara asılı veya albümde saklı bar kıyafetli bir resim bulundurmamak bir eksiklik değil ama her Erzurumlunun illa da bar bilmeyi, tutmayı, o dadaşlık kavramına uygun o folklör kültüründen uzak olmaktan dolayı için için yandığına da yüzde yüz eminim.
Zaman zaman rastladığımız düğün veya benzeri eğlence ortamlarında iki figür ortaya koyamamanın ezikliğini duyan bizler, tam tersi sahnede fink atan diğer eşimizi, dostumuzu da fena halde kıskanmışızdır yani.
Belki şu an için artık benden iş geçmiştir, ama Orta 2'de ki Berat'ı mutlaka bu tatil döneminde bar'a yönlendireceğim.
Bu işin kaçarı yok artıkın.
***
Esasında belki de fırsat bulamadım bar öğrenmeye, tutmaya.
Onca yıl Halk Eğitim Merkezi'ne gittik-geldik, arada onu da çıkartabilirdim, bir ceht edip de çoğu arkadaşım gibi o işe kanalize olamadım.
Erzurum'da çoğu barcıda emeği geçen, Müdürlük yaptığı zaman bu şehire sayısız da Türkiye birinciliği kazandıran Müslüm Çağlar hocamın onca sıcak yaklaşımına ve de ilgisine rağmen, Fransız kaldım hep davula, zurnaya.
Yanaırım da ona yanarım.
Yahu bizim gazeteci dostumuz İspirli Muhammet'i de geçtim, elin Faslısı Muhammet kadar dahi olamadım. (Muhammet İspirli bar'ın kralını tutar, kızı da öyledir)
Türkiye Gazetesi'nin muhabiri iken 1999 yılında Erzurumspor'un forveti Faslı Muhammet'e, getirdiğim Halk Eğitim Merkezi'nde bar kıyafeti giydirip haber için resim bile çektirdim, onu bile barcı yaptım ama ben dadaş elbisesine hep Fransız kaldım, yanarım da işte ona yanarım.
Ne kötü ki, belki bugün Face'den arkadaşım Faslı Muhammet Badraoui, o barcı kuyafetli resmini saklıyor, ama barın ve barcının içinde benim bir tane yelekli dahi resmim yok.
Hele de o Faslı Muhammet, resim işi bittikten sonra, Halk Eğitim Merkezi'ni çıkışta, 'Senin de böyle resmin var mı?' diye sorduğundaki utancım ve üzüntüm, anlatılacak gibi değil.
Mahçup da olmuştum ama o saplama dahi bir kulağımdan girdi, diğerinden çıktı.
***
Aslında diyeceğim şu.
Bir sömestri dönemi daha geliyor.
Çocuklarımızın kuran kurslarına giderek kuran'ı kerim öğrenmelerinin yanında bar, İngilizce kursları ve değişik branşlardaki sportif faaliyetler gibi sosyal aktivitelere iştiraklarına özellikle önem verilmeli diye düşünüyorum.
Hele de Erzurum'da Erzurumluculuk oynayan ben ve benim gibileri de dikkate alaraktan çocukların mutlaka bar öğrenmelerini sağlamak gerekir diye düşünüyorum.
Erzurum barlarının gelecek nesillere aktarılmasına da katkı sağlayacak olan o tür faaliyetler ile hem çocukların bar öğrenmeleri hem de boş zamanlarını en iyi şekilde değerlendirilmeleri sağlanmış olacak.
Alkışlarım onlara gitsin.
Büyükşehir, Yakutiye ve Palandöken Belediyesi'nin bu anlamda çalışmaları olduğunu biliyorum.
Bunlar güzel işler.
Ama niye faaliyetler arasına bar kursları olmaz, onu da anlamam mümkün değil.
Ben galiba Halk Oyunları Derneği'ne kanalize olacağım ve bir şekilde bar konusunda ora ile bu işe başlangç yapacağım.
Oğlan ile birlikte benim de bir iki oyunu tutmasını öğrenirsem de değmeyin artık keyfime..