Bu şehirde yaşamak,yaşatmak, bu şehirde ölmekten, öldürmektendaha zor.
Şehir kültürü denen olay şehri oluşturan; bu yapıda önemli görevler üstlenen insanın yaşamıdır aslında.
Peki bu şehirde yaşayanların şehir kültürüne katkısı nedir acaba?
"Ben de Erzurumluyum"demekten başka ne yapıyoruz?
Şehir için, gelecek için hangi çalışmalar yapıyoruz?
Şehrin yöneticilerine topu atmak dışında hangi soruna çözüm üretiyoruz?
Yöneticilerin gelip geçici "biz"in ise kalıcı olduğunu kaçımız biliyoruz?
Biz demişken şehir olarak ne kadar "biz" olabildik?
O kadar "ben" in arasında "ben"leri "biz" yapabilecek kim var bu şehirde?
Dadaş kavramı yolda göğsünün (afedersiniz) kıllarını göstere göstere yürüyen, sağa sola laf atan "sözde"leremi kaldı?
Kim var aramızda bunlara tepki gösteren?
Seni, beni, onu, bunu yeri geldi mi hepimizi sarsacak olaylar karşısında hangi birimiz ses çıkarıyor bu şehirde?
Bu şehir ne zaman içinde yaşayanların sorunları çözdüğü bir yer olmaya başlayacak?
Yaklaşık 10 yıldır köylerde yaşayan biri olarak, köy yaşamına elveda dediğim son bir ayda şunu gördüm ki; bu şehire şehir diyorsak, köylere ne demeliyiz?
İnsan içinde yaşadığı ortamda her an bir kuralsızlıkla karşılaşır mı sizce?
Bu şehirde duraklar ne için vardır?
Otobüslerin duracağı yere durak der; yapılan durakları otopark yaparsanız, o şehir nasıl şehir olur?
Polisevinin Bosna caddesine bakan tarafındaki durakta bir tane otobüs duruyor mu acaba?
Durak duraklıktan çoktan çıkmış otoparka dönmüş resmen. Otobüs bu şehirde duracağı yerde durmaz, durmayacağı yerde de çok rahat durur. "Durmak yok yola devam"denmiş ya bir kere sanki bizim otobüslere söylenmiş. Şehir de bu şekilde şehir olur heyhat.
Bir şehirde geceleri köpek sürülerine rastlanır mı?
Akşamları şöyle Şükrüpaşatarafına , Dadaşköy yoluna bir uğrayın bakalım. İki ayaklı köpeklerden bahsetmiyorum yanlış anlamayın, dört ayaklılardan, havlayanlarından bahsediyorum. Peki şehrin yöneticisi ne yapar? Ne yapacak halk şikayet etmiyorsa oturup bakacak.
Arabalarda korna neden çalınır?
Uyarmak için.
Peki bu şehirde korna çalma cesaretini gösterebilecek babayiğit var mı sizce?
Evet sözüm ona bu şehirde korna çalmak eşittir küfretmek. "Sen beni uyaramazsın" tepkisini göze almaktır korna çalmak. Tepki budur.
Hani şehirde at arabaları dolaşamayacaktı? Kurallar hangi şehirde süs için konulur? Ara sokakları geçtim çıkın ana caddeye Cumhuriyet caddesine görün bakalım at arabaları şehirde turlamıyor mu?
Hangi şehirde arabanızın önüne ya da arkasına başka bir araba park ederek yolunuzu kapatır. Şikayet ettiğinizde "suçlu" yine siz olursunuz.Acil bir işiniz olsa vay halinize.
Neyse atalarımız demiş ya "Reşit sen söyle sen işit"diye. Reşitliğin alemi yok vesselam...
TAKVİM NE İÇİNDİR?
Milli Eğitim Bakanlığı il içi ve ildışı tayinlerde her sene bir takvim hazırlar.
Bu takvime göre başvuru alınacak tarih,onaylama süreci tarihi,atamaların yapılacağı tarih açık açık yazılır.
Ama her ne hikmetse bu takvime uyulmaz. Gerekçe de gösterilmez.
Şimdi soru şu :
Madem takvimdeki tarihe uymayacaksın neden takvim yaparsın?
Atama tarihine "belli değil, açıkladığımız gün görürsünüz" diye yazın olup bitsin.
Hiç değilse binlerce öğretmen bilgisayar başında stres yapmamış olur.
HAFTANIN SORUSU!
Kimler bu sene 1.sınıfa başlayacak?
60 aylıklar mı?
66 aylıklar mı?
Dilekçe verenler mi?
Doktor raporu alanlar mı?
Okulu sevenler mi?
Torpilliler mi?
Ne kadar zormuş şu 1.sınıf meselesi.
4+4+4 ün yap boz tahtasındaki soruları çözen beri gelsin?
Öyle bir ülke düşünün ki; eğitim sistemi her sene değişsin. Yazık çok yazık.
BİR SÖZ PİR SÖZ
Brütüs'ünyaşadığı yerde Sezar ölmeye mahkumdur!
``Pir``im yazınız enfes.Haddim olmasa da bir kaç şey eklemek isterim. 1-Erzurum`da ``şehir kültüründen`` önce ``tepki kültürünün`` gelişmesi gerekiyor.Dediğiniz gibi şikayet etmeden yetkililer harekete geçmiyorsa,rahatsızlığımızı onlara duyuracağız. 2-En büyük tepki merkezi sandıktır. 3-Halen bir parti il başkanı `yüzde 70 oy alırız` diye açıklama yapıyorsa,onu dumura uğratmak en büyük tepki olur. 4-Millet olarak en büyük eksiğimiz içimizde hamiyetli insanların yok denecek kadar az olmasıdır.Peygamberlerin büyüklük sebeplerinden biri de hamiyetli olmalarıdır.Bakın Kur`an Hz.İbrahim için ne diyor:``Şüphe yok ki İbrâhim, tek başına bir ümmetti.``(Nahl Suresi,120).Bir büyük zat ne diyor:Kimin himmeti milleti ise,O tek başına bir millettir. 5-İçimizden bir kaç kişi bu peygamber ufkunu yakalasa her şey düzelir emin olun. 6-``Maharet ayrı,salahat ayrı bir şeydir``.Bize hem işinde mahir, hem sağlam Müslümanlığa sahip adam gerek. 7-Dert+Dert+Dert meselesine gelince:Hocam teessüf ederim anlamayacak ne var.Anlaşılması gereken şu:72 aydan büyükler 1.sınıfa gitmeyecek:) 8-Daha anlaşılmadıysa;aha da 4+4+4 sistemine 2 çarpı 2 katiyyetinde çözüm:60-65 ay arası zorunlu değil veli dilekçesiyle kayıt olabilir.66-68 ay arası zorunlu fakat veli dilekçesiyle kayıt olmayabilir.69-71 ay rası zorunlu fakat doktor raporuyla kayıt olmayabilir.
Hemşehriniz Dursun Ali ERZİNCANLI Bey`in, ``Şehirler kabus dolu,köylere duman düştü...`` dizelerini hatırlattınız. Sadece Erzurumun değil, ülkemizdeki pekçok şehir hala aynı durumda maalesef. İnsanlara sadece ``İNSAN`` olduğu için değer verilmedikçe, cüzdanımız vicdanımıza galip geldikçe ve ``İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN`` ERDEMİ şahsi POLİTİK rantların altında kaldıkçane yazık ki otobüs duraklarını otoparka çevirenlere, gece dolaşan sürülere ve de 1.sınıflara bir DUR diyen olmayacak. (Musa YILDIZ Bey`in son cümlesi çok düşündürücü)
yazınız 10 numara bir yazı.tebrikler.1.sınıf ların okula başlamasıyla alakalı sorularınız da da harika bir dokundurma var. evet 1.sınıfların nasıl başlayacağını biliyoruz ama o kadar çok teferruat var ki .
66 Aylık olanlar aile terçihine göre başlayacak eğer ailesi istemiyorsa dilekçe ile başvurup okutnayacak anaokuluna gönderecek çok zor değil..Bakan Nabi AVCI herkesin anlayacağı bil dilde anlattı.. Ayrıca çağdaş olacğaız diye 90 yıldır eğitim sistemi sürekli değişen başka bir ülke yok osmanlıya nazaran eğitimde 0 yol kat etmişiz demek ki eğitim ve harf devrimi hiç bir katkı sağlamamış. Dünyaya mal olmuş devlet okulunda yetişen nobel ödüllü bir bilim adamı bir astronot bir kimyager bir biyolog yetişmemişse eğitim sistemini 90 yıl önce değiştirenlerden sorgulamak lazım