Ömer Hayyam’ın dediği gibi bu dünyaya kendi isteğimizle gelmiş değiliz. Rengimizi, bedenimizi, cinsiyetimizi önceden sipariş etme şansımız olmadı. Ne doğarken, ne yaşarken, ne de ölürken çoğu şartlarda eşit olmadık.
Kimi dünyaya sağlam bedenle ,sırça köşklerde gelirken, kimileri teneke barakalarda hayata merhaba dedi, kimileri ise engelli olarak hayata başladı.
İnsanlık olarak beraberce yürüdüğümüz hayat yolunda, kimileri düz parkurda koşarken, kimileri engellere takılarak bu yarışı sürdürmeye devam ediyor.
Düşünen beyinler için bu tablo elbette ki kâinatın esrarlı bir sırrı olarak yorumlanmakta ve buradaki mesajların nasıl okunması gerektiği sorgulanmaktadır.
Engelli olarak dünyaya gelenler veya hayatın bir döneminde herhangi bir sebepten dolayı engelli olanlar hayat yarışını en zor şartlar altında sürdürmeyi başaran cesur yüreklerdir.
Hayat onların önlerine ne kadar zor engeller çıkarmış olsa da onlar, her insanın fark edemediği sabır, azim, cesaret gibi kavramları iyi kavrayıp, engelleri birer birer aşmayı başarmaktalar.
İnsanlık olarak beraberce yürüdüğümüz yaşam yolunda, onların hayatlarını kolaylaştırmak, önlerindeki engelleri aşmada yardımcı olmak, yol arkadaşlığının ve kader birliğinin bir sorumluluğudur.
Bu düşünce ile her yıl 3 Aralık Dünya Engelliler Günü olarak idrak edilmekte ve bu günde engelli kardeşlerimizin sorunları, istekleri dile getirilip bir farkındalık oluşturulmaktadır.
Senede bir defada olsa empati yapılmasına vesile olan bu gün, İnsanlık onurunun her türlü engeli birlikte aşmamız gerektiğini hatırlatması açısından çok anlam ifade etmekte, engellerin aşılması halinde bu insanların dünyaya ne değerler kattığı tekrar duyurulmaktadır.
Yakın zamanda aramızdan ayrılan ünlü fizikçi Hawking’in yaşadığı tekerlekli sandalyesinden bilim dünyasında ne fırtınalar estirdiğine hepimiz şahit olmuştuk. İşitme engelli Beethoven’ın müzik dünyasındaki yeri tartışılmazdır. Görme engelli rahmetli Cemil Meriç, düşünen beyinleri az mı zonklatmıştı. Yine, görme engelli Âşık Veysel gören gözlerin göremediklerini nasıl saza ve söze dökmüştü. Hemşerilerimiz Âmalar Şeyhi Osman Kemâli Efendi ile Kadı Darîr’i nasıl unutabiliriz.
Bu anlamlı günde ,“Her canlı acı duyar, başkasının acısını duyan ise insandır” sözü doğrultusunda engelli kardeşlerimizi anlamak, onlara destek olmanın ilk adımıdır diyor, her insanın suçlu adayı olması gibi herkesin de engelli olma ihtimalinin bulunduğunu hatırlatmak isterim.
Bu gerçekten yola çıkarak, asıl engellilerin bilimden, irfandan, vicdandan, ahlaktan ve sevgiden yoksunlar olduğunu vurguluyor, tüm engelli kardeşlerime sağlık, esenlik ve huzur içerisinde geçirecekleri engelsiz, mutlu yarınlar diliyorum.
Köşe yazınızda konu ile ilgili alarak her şeyi çok güzel ifade etmişsiniz. Hiç bir şeyin bizlerin elinde olmadığını; kimin yarın ne olacağını bilemediği ve her bir şeyin bir düzenleyicisi olduğunu anlamamıza tekraren vesile oldunuz. Engelli kardeşlerimizi anlamamızın en güzel yolunun EMPATİ yapmak olduğunu düşünenler denim. İyi ki varsınız benim güzel abim.