Demokratik kapalım...

Bir parti kapatıldı.

Genel başkanı da siyasetten men edildi.

Daha doğrusu ‘ham’ edildi; ama hadım edildi mi belli değil!

 

Ankara’dan bizim oralara bakınca tam görünmüyor coğrafyamız.

Olabilir!

Mevsim kış… Kar tam dökmese de sisli oluyor akşamlar.

 

Bilen bilir, bu köşede zaman zaman ahkâm kesen kişi asla adadaki ferdin adını anmaz burada; ama şimdi o zatı-ı muhterimin ağzı kulaklarında, elleri havada şükrediyordur tanrısına!

Ellerini açıp Avrupa’ya, dualarına devam ediyordur.

Dağlarda dolaşanlar da “amin” diye katılıyordur hocalarına.

Buyurun cenaze namazına!

Pardon!... Buyurun dağlara!

 

Memleketimizin siyasi geçmişine baktığımızda hangi parti kapatılmışsa daha da güçlenerek çıkmıştır piyasaya.

Kim yasaklanmışsa o Türkiye Cumhuriyeti yönetiminde etkin olmuştur.

İster şiir okuduğu için yatsın damda, isterse başka nedenlerden girsin ranzalı hücresine; ama janjanlı olarak her zaman bu siyasiler gelip çıkmıştır meydana.

 

Basit bir piyes oynanıyor sanki!

Ya da bilinen bir filmin bilmem kaçıncı gösterimi!

Filmi daha önceden izlemiş olan bir fırlatma, filmin en heyecanlı yerinde herkes kasılmış beyaz perdeye bakarken, birden patlatıyor bombayı.

“Esas oğlan sonunda ölecek!”

Sineme salonunda bir mırıltı, bir hırıltı yükselip kaybolduktan sonra yine herkes filme dalıyor!

Şimdi de aynı ses yükseliyor işi bilenlerin içinden.

“Demokrasi denen nazlı kız sonunda ölecek!”

(Aslında kız değil, yedi gürbüz doğurmuş yedi kocalı Hürmüz’dür o!”

Yine bir hırıltı, bir mırıltı… Ve devam izlemeye!

 

Ne oldu da birden şahlandı bu şahsiyetsiz terör…

İllegal olan büyük rantın kaygısı mı; yoksa bin dokuyuz seksenden sonra ilmik ilmik örülen bir yaygıyı mı seriyorlar yolluk diye bu yola!

 

Son günlerdeki hain ve şerefsiz saldırı!

Haydi göreyim sizi!

Bu son saldırının olduğu bölgede de getirin koruculuk sistemini; geliştirin isterseniz!

Ben kendi adıma, “Para Koyan Kazanır” örgütünün bu kadar güçlü olduğuna inanlardan değilim.

Külahıma anlatsınlar benim.

 

Halkın arasında halktan biri olarak konuşup, değerlendiriyoruz bu kara günleri.

Sonuç mu?

Çoğunluğun fikri, “muhalefet ve hükümet bir hareket ederek bu oyunu bitirsinler,” diye düşünüyor!

Ama sadece düşünüyor!

Söylemeye korkuyor yurdumun çoğu insanı.

Çünkü, kimin eli kimin cebinde belli değil!

Çünkü,  korkak bir halk oluşturduk.

Konuşma!..Karışma!.. Diyerek bu günlere getirdik bu memleketi.

 

Kimse yanılmasın!

Siyasette bazı olanlar ve olaylar asla göründüğü gibi değildir.

Yersen, derler..

Bazıları yer, bazıları da yemezler.

Ben yemeyenlerdenim.

 

Şunu düşünmek abes mi acaba!

Ülkemde demokrasi olduğu, yani halkın sesi yükseldiği sürece hiçbir egemen devlet bu ülkeyi ve halkını kendi çıkarları uğruna kullanamadı..

Yoksa yakında ABD kaynaklı bir İran saldırısı mı var!

Ne bileyim işte.

Şeytan bu!

Dürtüp duruyor.

Haksız da değil yani!

Seksen darbesinin hemen ardından Yunanistan’ın Nato’ya girmesinin onayı falan!..

 

Buyurun beyler!

Siyasette güçlü olanlar her zaman ailece döndü köşeyi!

Gazete, gemi…

Gemi, demişken… Dönen olmuyor ki seferinden… Götüren götürüyor işte…

Darbe mi?

Zaten alışkınız bizler.

Bir darbe de sizden yesek ne çıkar!

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.