HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş: "Proje partisi olarak gelenler kendi geliş gerekçelerini bize benzetmeye çalışıyorlar."
Erzurumajans-Halkların
Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,
partisinin grup toplantısında konuştu.
HDP grup toplantısında Çözüm
Sürecine ilişkin olarak silah bırakma çağrısı hakkında konuşan Demirtaş,"Biz bu hükümetin barış getireceğine zerre kadar inanmıyoruz, güvenimiz
yok demişiz. Bunu dersen demek ki süreci bozmak istiyorsun, anlamına
geliyormuş. Onlar barış hayalini satmak istiyorlar. Biz gerçek barışı
halkımıza armağan etmek istiyoruz. Seçime 3 ay kala tam da barış
hayallerini halka pazarlayacaktık buna engel oldunuz diyorlar. Ben de
diyorum ki iyi ki engel olmuşuz. Biz sizin bu ülkeye demokrasi, özgürlük
ve barış getireceğinize zerre kadar inanmıyoruz. Açıklama benden dolayı
25 gün gecikmişmiş. Ben sormak istiyorum bunu söyleyen kişiye. Açıklama
7 ay önce yapılacaktı? 7 ay geciktiren kimdir? O çağrı cumhurbaşkanlığı
seçimlerinden sonra gelecekti, ortak açıklama; 7 ay önce niye
yaptırmadınız bu çağrıyı? Seçime yakın yapıp barış rüyalarını pazarlamak
istediler. Buna öfkeliyiz, kızgınız, eleştiriyoruz diye de barış
karşıtı olmuşuz. Ama AKP'ye güvenmiyoruz. Bu kısmı çıldırtıyormuş
onları. Güvenmiyoruz, güvenmiyoruz. Anlamıyor musunuz, güvenmiyoruz.
Evet PKK silah bırakacak. Ama biz PKK'ya silah bıraktıracağız. Bunu biz
başaracağız" dedi.
"DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞÜ BİZİM AÇIMIZDAN ASLA SONLANMAYACAK"
Konuşmasına
hayatını kaybeden yazar Yaşar Kemal'i anarak başlayan Demirtaş, "Büyük
ustaya bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun
inşallah. Hem ailesine hem Türkiye halklarına, eserleri 40 dile
çevrildiği için bütün dünya ezilenlerine baş sağlığı diliyorum. Emekçi
bir yaşam ve adaletten yana bir mücadele 91 yıl boyunca ilkeli bir duruş
herhalde her insana nasip olmaz bu şekilde yaşamak, bu şekilde ölmek.
Bu özgürlük ve barış yürüyüşü, demokrasi yürüyüşü bizim açımızdan da
asla sonlanmayacak. Bizim açımızdan da asla tamamlanmayacak bir yürüyüş
olarak devam edecek. Anısına bağlı kalacağımızın sözünü veriyorum" diye
konuştu.
"CEZA MUHAKEMELERİ KANUNUNA GÖRE BU KİŞİLERİN SERBEST BIRAKILMASI BÜYÜK BİR HUKUKİ HATA"
İş
kazalarına değinen Demirtaş, Mecidiyeköy'de yaşanan ve 10 işçinin
hayatını kaybettiği asansör faciasında yürütülen soruşturmayı
eleştirerek "Devlet kendi eliyle iş kazalarının, iş cinayetlerinin yüzde
90'ını saklamış. Bizim resmi veri olarak kullandığımız SGK verileri
maalesef yalan üzerine kurulmuş bir veriymiş. Türkiye'de neredeyse
ortalama hergün 20 civarında iş cinayeti yaşanıyor. İş cinayeti olarak
kayıtlara geçmediği için bunlar haberdar olamıyoruz.
En son
asansör faciası yaşandı ve o iş cinayetinde 10 işçi yaşamanı yitirdi.
Hemen ertesi gün bu ülkenin başbakanı şunu demişti. 'Biz bu olayın
peşini bırakmayacağız, çok etkili bir soruşturma yürütülecek. Bunların
cezaları verilecek' demişti. O olayda tutuklanan kişiler sadece 3 ay
tutuklu kaldılar. Hepsi serbest kaldı. Deliller daha toplanmadı.
Tanıklar daha dinlenmedi. Ceza Muhakemeleri Kanununa göre bu kişilerin
şu anda serbest bırakılması büyük bir hukuki hata. Hükümet uluslararası
para babalarına şu mesajı veriyor. Diyor ki senin paran varsa benim
ülkeme getir kardeşim. Türkiye'de işçi çok ucuz. İşçinin canı çok ucuz.
Biz hesap sormayız. Fatura kesmeyiz. Ceza vermeyiz. Bu mesajı vermiş
oluyor" ifadelerini kullandı.
"EKONOMİ BAKANI SEÇİME KADAR İKNA EDİLEBİLMİŞ DURUMDA"
Faiz
tartışmaları hakkında değerlendirmede bulunan Demirtaş, "Ekonomi ciddi
bir şekilde sinyal veriyor. Patladı patlayacak. Seçim öncesi ekonomik
kriz çıkmasın diye cumhurbaşkanı sürekli Merkez Bankası'na talimat
yağdırıyor. Sadece önümüzdeki 3 ayı kurtarmaya çalışıyorlar. Dolar
fırlıyor. Cumhurbaşkanının umrunda değil. Yeter ki faizler düşsün piyasa
canlansın ki insanlar ekonominin tıkırında gittiğini zannetsinler. Bunu
kurtaralım diyor. Zaten seçim sonrası kıyamettir ekonomide. Bunu
biliyor. Ama seçim öncesinde kriz olmasın diye elinden geleni yapıyor
cumhurbaşkanı. Ekonomik kriz patladığında artık işçisi, işsizi
kalmayacak. İşverenleri başta olmak üzere en büyük mağduriyeti
yaşayacaklar. Dolarla kredi almış olan bütün esnaf, sanayici tamamı
iflas edecek. Seçimi kazanayım diyor, umrunda değil gerisi.
Seçimi
kazanmak için kendi bakanını azarlamak, Merkez Bankası Başkanını vatan
haini ilan etmek dahil her şeyi yapabiliyor. Cumhurbaşkanının böyle bir
yetkisi var mı? Neye dayanarak Merkez Bankası Başkanına talimat
veriyorsun, faizi düşür diyorsun. Anayasayı ihlal ediyor. Bu Anayasa
beni bağlayan bir Anayasa değildir, diyor. Ben diyor, kendime güzel bir
Anayasa yapacağım seçimden sonra. İçinde Başkanlık da olacak. Benim
yetkilerim orada tanımlanmış olacak. Bunun için 400 milletvekili lazım,
400'cük. Bunu da halktan istiyor. Bu kadar başka bir vaadi yok.
Ekonomiden sorumlu bakan istifa, intihar noktasına geldi. Bu kadar
bunalttılar. O akşam başbakana istifasını sunmaya gidiyor ama seçime
kadar ikna edilebilmiş durumda Ekonomi Bakanı. Merkez Bankası Başkanı
bırakmak istiyor, başbakan engelliyor" şeklinde konuştu.
"SEÇİM SONRASINDA VEYA SEÇİM ÖNCESİNDE AKP İLE HİÇBİR UZLAŞMAMIZ YOKTUR"
Demirtaş,"HDP konusunda kafa karışıklığı yaratmaya çalışıyorlar. Bizim seçim
sonrasında veya seçim öncesinde AKP ile hiçbir uzlaşmamız yoktur. Bu
haliyle olması da mümkün değil. Bizimle uzlaşmak isteyenler bizim temel
ilkelerimize bakacaklar. Bu ilkelerde uzlaşmak isteyen herkesle
uzlaşmaya varız. Biz başkasının ilkesizliği üzerinden yeni yaşam
kurmayacağız. Bizi her türlü komplo ile her türlü iftira ile yıpratmaya
çalışacaklar. Fakat kendi kirlilikleri kapatılamayacak boyutta olduğu
için çamur at izi kalsın politikası da tutmuyor" açıklamasında bulundu.
"BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ DÜŞMAN MIDIR?"
Konuşmasında
Bingöl Üniversitesi öğrencilerinin açlık grevi yaptığını belirten
Demirtaş, şu ifadaleri kullandı: "Bugün Bingöl Üniversitesi'nde
sekizinci gününde açlık grevleriyle birlikte eylemde bulunan öğrenci
arkadaşlarımı buradan selamlamak istiyorum. Bingöl Üniversitesi diyorum
ama yanlış anlamayın gerçek üniversite falan değil. Bir rektörü var
kendisi Elazığ'da Fırat Üniversitesi'nde kadrolu. Ama Bingöl'de rektör.
Bu Gıyaseddin Baydaş denen rektör, akrabalarından oluşan bir şirket
kurmuş orada. Kapıda bir tabela var Bingöl Üniversitesi yazıyor sadece.
Şimdi öğrencilere kan kusturuyor. Burası benim üniversitem diyor. Milli
Eğitim Bakanı'na, YÖK Başkanına buradan sesleniyorum. Bu üniversitede
neler oluyor? Bunlar yenilir, yutulur iddialar değil. Bu öğrenciler
düşman mıdır? Bingöl Üniversitesi öğrencileri düşman hukukuna mı
tabiidir? O rektöre buradan sesleniyorum. Haddini bilmeye davet
ediyorum. O öğrencilere kalkan eller kırılır. Bunu bilmesini istiyorum"
"PKK'YA SİLAHI BİZ BIRAKTIRACAĞIZ"
Demirtaş,silah bırakma çağrısı ve çözüm sürecinde kendisine yönelik yapılan
eleştiriler hakkında konuşarak "Bu uygulamalar, bu anlayış ile birlikte
ülkeye barış getireceğim iddiasında olan bir politikayı biz nasıl
bağdaştıracağız? Ben bunu söyleyince süreç karşıtı oldum biliyorsunuz.
İmralı Heyetimizle birlikte hükümet ortak bir açıklama yaptı. Bu
açıklamadan sonra herkes çok iyi hatırlar ki biz uzun süredir bu
açıklama için uğraşıyoruz dedik. Elbette ki bu ülkede kesinlikle
silahlar susmalı, kesinlikle silahlar bırakılmalı. Biz asla savaş,
çatışma istemiyoruz. Koşullar ne olursa olsun demokratik siyasetten
yanayız. En kısa zamanda bu çağrının gereğinin yapılması için herkesin
hazırlık yapması gerektiğini belirttik. Burada hükümetin rahatsız olduğu
ne var peki?
Biz bu hükümetin barış getireceğine zerre kadar
inanmıyoruz, güvenimiz yok demişiz. Bunu dersen demek ki süreci bozmak
istiyorsun, anlamına geliyormuş. Hükümetle barış konusunda
anlaşamadığımız en temel konu budur. Onlar barış hayalini satmak
istiyorlar. Biz gerçek barışı halkımıza armağan etmek istiyoruz. Seçime 3
ay kala tam da barış hayallerini halka pazarlayacaktık buna engel
oldunuz diyorlar. Ben de diyorum ki iyi ki engel olmuşuz. Tekrar
ediyorum. Biz sizin bu ülkeye demokrasi, özgürlük ve barış
getireceğinize zerre kadar inanmıyoruz. Açıklama benden dolayı 25 gün
gecikmişmiş. Ben sormak istiyorum bunu söyleyen kişiye. Açıklama 7 ay
önce yapılacaktı? 7 ay geciktiren kimdir? O çağrı cumhurbaşkanlığı
seçimlerinden sonra gelecekti, ortak açıklama; 7 ay önce niye
yaptırmadınız bu çağrıyı? Seçime yakın yapıp barış rüyalarını pazarlamak
istediler. Buna öfkeliyiz, kızgınız, eleştiriyoruz diye de barış
karşıtı olmuşuz. Ama AKP'ye güvenmiyoruz. Bu kısmı çıldırtıyormuş
onları. Güvenmiyoruz, güvenmiyoruz. Anlamıyor musunuz, güvenmiyoruz. Sen
parlamentoda İç Güvenlik Yasa Tasarısını tekme tokat geçirmeye çalışan
bir iktidarsın. Neyine güveneceğiz senin? Seçim barajını mı düşürdün.
Neyine güveneceğiz? Ne yaptın barış konusunda. Hangi adımı attın da
mahçup ettin bizi de bugün bizden hesap soruyorsun? Bu hükümet bu ülkeye
kalıcı barışı getiremez. Evet PKK silah bırakacak. Ama biz PKK'ya silah
bıraktıracağız. Bunu biz başaracağız" diye konuştu.