HDP Eş başkanı Demirtaş, çok önemli açıklamalarda bulundu.
Erzurumajans-HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, çözüm sürecinin bir takvime bağlanmadığını ancak hükümetin, süreci hızlandırmak adına adımlar atacağı yönünde mesajlar verdiğini söyledi.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, çözüm sürecinde takvime bağlanan bir şey olmadığını, ancak hükümetin sürecin hızlanacağına dair kendilerine bilgi verdiğini, sürecin birinci aktörünün ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olacağını söyledi. Sürecin başkanlık sistemi ile birlikte değerlendirilmesinin kendilerini rahatsız ettiğini belirten Demirtaş, "Müzakere sürecinde Ak Partiile pazarlık mevzusu olamaz" dedi.
Demirtaş, sürece yönelik son gelişmeleri, makamında kabul ettiği bir grup gazeteciye şöyle değerlendirdi:
*VİDEOLU MESAJ: 1 Eylül Barış Günü'nde Öcalan'ın videolu mesajından bahsedildi. Bizim cenahımızda böyle bir tartışma olmadı. Fakat olsun isterdik. Görüntülü, sesli mesaj olur. Hükümet böyle bir şeye yanaşmadı.
*AF DÜZENLEMESİ DEĞİL: (Çözüm takvimi var mı?) Yazılı olarak bize, 'masada şunu yazdık, takvime bağladık' diye bir şey yok. Fakat hızlı bir çalışma yapmak istediklerini söylüyorlar. Ekim, kasımda Meclis'te yasalar çıkarılacak. TMK, ifade özgürlüğü, TCK gibi bir takım düzenlemeler olabilir. Bir af düzenlemesi değil ama geri dönüşü de kapsayan çalışma diyorlar. 'Kendi takvimimizi netleştirdiğimizde kamuoyu ile paylaşacağız' diyorlar.
*İSİM ÖNEMLİ DEĞİL: (Bu süreçte muhatabınızın Davutoğlu mu Erdoğan mı olmasını istersiniz?) Ben Erdoğan'ın çözüm sürecinde muhataplığı bırakmayacağı kanaatindeyim. Birinci derecede sorumlu olarak kendisini görecektir. İsim bizim için fark etmez. Anlayış çözümden yana olsun, demokratik adımları atsın bizim için yeterlidir.
*MUHALEFET OLARAK HATA YAPIYORUZ: Biz muhalefet olarak bir yerde hata yapıyoruz. Erdoğan'a kitapçık fırlatmadan önce muhalefet olarak bu haliyle nasıl yüzde 52 oy alabiliyor diye kendimize sorsak bence akıllıca muhalefet yapmış olabiliriz. Erdoğan'ı Erdoğan yapan şey ona fırlatılan kitapçıktır. Asıl halk iradesini alkışlayarak Erdoğan'la mücadele edebiliriz, kitapçık fırlatarak değil.
*HER KESİMDEN OY ALIYOR: Ak Parti her kesimden oy alıyor, biz muhalefet olarak bunu sormak yerine halkı aptal yerine koyan tutum sergilersek kazanmaya devam eder. Genel Kurul'da tavrım buydu. Bu iradeye saygı duymadan kimse iktidar olamaz. Ak Parti'den oy almadan kimse iktidarı alamaz. Doğru muhalefetle halk desteğinin artırılabileceğini gösterdik.
*TEKLİFİMİZ SIFIR BARAJ: Barajın kalkmasını kesinlikte dayatacağız. İleriki günlerde hem CHP hem Meclis dışındaki partilerin desteğini isteyeceğiz. Ak Parti'nin adım atması için demokratik basınç oluşturacağız. Partiyle seçime girip girmeyeceğimize yakın bir dönemde karar vereceğiz. Baraj kademeli olarak yüzde 7, yüzde 3 ve sonraki seçimde de sıfıra düşürülebilir. Teklifimiz sıfır baraj.
*BAŞKANLIK SİSTEMİ-ÇÖZÜM SÜRECİ: Biz başkanlık sisteminin Türkiye'de kabul edilemeyeceğini, desteklediğimiz bir model olmadığını belirttik. Erdoğan'ı başkan ilan ettik demekle olmuyor. Kesinlikle buna karşıyız. Karşılığında müzakere süreci gibi şeyler getirirlerse biz böyle bir şeye girmeyiz. Müzakere süreci Ak Parti ile pazarlık mevzusu olamaz. Mevcut parlamenter sistemin demokratikleşmesinden yanayız.
*AİLE ORTAMLARIMIZ DİNLENİYOR: Biz de siyasetçi olarak dinleniyoruz. Hükümetin görevi aynı zamanda dinlemeyi önlemektir. Bu kadar rahat bir şekilde hem kendi ülkemiz, hem başka ülkeler bizi dinliyor. İşin cılkı çıkmış. Sadece telefonlarımız değil, aile ortamlarımız, toplantılarımız dinleniyor. Evimde arkadaşlarımın yaptığı ziyaretler de dinleniyor. Dışarıda araç bekliyor. Korumaları gönderiyoruz uyarıyoruz, kaçıp gidiyorlar.
'PKK silah yardımı isterse'
*PKK'YA SİLAH YARDIMI NİYE OLMASIN?: (Türkiye'nin peşmergeye silah yardımı yapması konusunda talebiniz oldu mu?) Böyle bir talebimiz olmadı. Türkiye ile silah ticareti konusunda bugüne kadar sıkıntı yaşadıklarını düşünmüyoruz. Türkiye asıl şu soruyu sormalı kendine. Orada daha çok PKK savaşıyor. PKK Türkiye'den silah yardımı isterse ne yapacak? Asıl ciddi soru o. Madem barışacak, niye olmasın mesela. IŞİD gibi bir barbarlığa karşı orada daha çok PKK'lılar, YPG'liler savaşıyor. Türkiye'de de barış olacak, geri dönüşler olacak. PKK Türkiye'ye karşı silahı bırakacak. Orda da halkı savunabilen, koruyabilen güç olarak neredeyse onlar kaldı. Niye olmasın. Marjinal gibi geliyor olabilir ama...
*BAĞIMSIZLIĞI DESTEKLERİZ: (Kürdistan'ın bağımsızlığını destekler misiniz?) Parti olarak destekleriz. Ulusların kendi kaderini tayin hakkı vardır. Kürtlerin de bağımsız devlet kurma hakkı vardır. Bunu kendi içlerinde kararlaştırıp ilan ederlerse Türkiye'nin kesinlikle Kürdistan'ı ilk tanıyan ülke olmasını isteriz.
IŞİD'E karşı 'Kürt ordusu'
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), IŞİD'in saldırılarının ardından Kuzey Irak'ta Sincar (Şengal), Mahmur ile Suriye'de Kürtlerine yaşadığı Rojava'ya gönderdiği aralarında milletvekillerinin de bulunduğu heyetin, gözlem ve inceleme raporunu açıkladı. Açıklamaya HDP Eşgenel Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı ve DTK Genel Başkanı Ahmet Türk ile milletvekilleri katıldı. Demirtaş, IŞİD'in saldırılarına karşı Kürtlerin ortak savunma mekanizmasını kurup, ordulaşmaya kadar gitmesi gerektiğini söyledi. Demirtaş, "IŞİD vahşetini durdurabilmenin yolu uluslararası güçlerden medet ummak değil, kendi özgücüne dayanarak bulunduğu her yerde kendi savunmasını geliştirmek gerçekleştirmektir" diye konuştu. Milliyet