Canım yanıyor, içimde bir ses isyan et, daha ne duruyorsun diyor.
Direniyorum...
Kulağım, "acil"den gelecek haberde...
Bir umut bekliyorum, "baban eceli yendi" diyecekler...
Babam yüz yaşını aşmış bir adam, büsbütün hasta...
Ölüm sanki de O'nun için biçilmiş bir kaftan...
Ama işte öyle değil dostlar, hem de hiç öyle değil...
O benim babam..
O'nu ölüm döşeğinde görmek istemesem de...
Biliyorum doktorların da bizim de yapacağımız hiç bir şeyi yok...
Evet..
Ama siz benim yerimde olsanız babanızı o ölüm döşeğine yatırır mıydınız?
Babam çok hasta çok...
Sevgili dostlar; içimden bir şey yazmak gelmiyor.
Her canlı ölümü tadacaktır ilahi düsturuna iman etmiş biriyim.. Babam da ölecek ben de...
Her canlı gibi öyle ya da böyle ölümü tadacağız...
Sizin babanız öldü mü, sorusunu sorarken aklıma hep bizim Orhan Bozkurt gelir. Çünkü O, babasını öyle genç bir yaşta kaybetti ki hayatın bütün yükü Orhan'ın omzuna bindi.
Yok; benim babam öyle değil. Şu anda yoğun bakımda yaşama dair mücadele veriyor ama o benim babam...
Yani Feyzullah Çavuş...
Baba, sen oradasın biz burada. Görüyorum durumun hiç de iyi değil.
Kendimi kandırmak istemiyorum. Sevgili babacığım, seni öyle görmekten de yüreğim acıyor.
baba sen orda biz burada....
Olmuyor hacım, olmuyor hacım...
Bak gelinin Mine ağlıyor, kızın ta Almanya'dan geldi, torunların üzgün... Haydi ayağa kalk be baba...
Baba; vazoları kırmanı özledik, kabloları koparmanı...
Anlamıyor musun baba, seni çok özledik. O çok yaptığın yaramazlığa rağmen...
Haydi gel baba, bütün kabloları kopar, bütün dolapların kapaklarını kır...
Her zaman olduğu gibi Mine bu kez de kızmayacak...
De haydi baba ayağa kalk...
Merve de, Rabia da, Arnisa da seni çok özledi..
Belki bilmiyorsun ben sana söyleyeyim, bir de torununun oğlu var.
Adı,Mehmet Çınar...
Senin için hep "Hacı Dede" dedi...
Daha dört yaşında ama o da seni özlüyor.
Sevgili babacığım, sen yoğun bakımdasın biz güya dünyada...
İnan ki aklımız da yüreğimiz de sende...
Hacı baba...
Bizi içeri almıyorlar.
Almanya'dan gelen kızına bile bir Yasin okumasına izin vermediler. Ablam, Yasin'in son cüzünü okuyamadan odadan attılar! Neyse bu da bir şey... Ya Doktor Nazım olmasaydı, ey ablacığım sen babana yarım yamalak da da olsa o Yasin'i okuyamazdın...
Hacı baba...
Seni oradan gözlüyorum. İçim kan ağlıyor. Bir kez daha sana sarılmak istiyorum. Ve baba biliyor musun, gelinin Mine ve torunların Ömer, Nurdan, Merve, Rabia, Arnisa ve de torunun oğlu Mehmet Çınar seni çok özlüyor...
Hepimiz, "haydi gel" diyoruz...
Seni özledik be hacım...
En çok sıkıntıyı çeken Mine başta olmak üzere, herkes seni çok özledi..
Baba...
Bak ben kimim?
Ben ünlü bir gazeteci, işadamı, sivil toplum temsilcisi ve de birilerinin ifadesiyle bilmem ne haltım...
Samimiyim sevgili babacığım, senin yanında bir şey değilim...
Haydi gel babacığım...
Sen ki Feyzullah Çavuş'sun...
Harbi-i Umumi'de savaşmış adamsın. Sen ki yokluğu da görmüşsün varlığı da...
Haydi baba bir sürpriz daha yap...
Biliyorum ciğerlerin ihanet ediyor, ama sen baba, sen bu bir asırlık hayatında, kim bilir ne ihanetler görmüşsündür.
Son bir gayret... De haydi baba, sen öyle derdin ya " De haydi Mine"
Şimdi sıra sende baba...
De haydi, ayağa kalk...