Başbakan Davutoğlu 4 bakan hakkındaki yolsuzluk soruşturmasını yine "darbe" iddiaları ile açıklayıp, CHP'ye Şişli eleştirisi ile üstünü örtmeye çalıştı.
Erzurumajans-Başbakan
Ahmet Davutoğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. 2015 yılının
ilk grup toplantısında Meclis Soruşturma Komisyonu'nun dört eski bakan
hakkında verdiği kararı değerlendiren Davutoğlu, "Kendi mücadelemizi
kendimiz veririz. Neyi ne zaman yapacağımıza biz karar veririz. Hangi
tedbiri ne zaman alacağımıza biz karar veririz. Hiç kimsenin küçük tilki
hesaplarıyla yönümüzü değiştirmeyiz. Soruşturma Komisyonunun objektif
raporuna saygı duyarız. Meclis'imizin takdirine saygı duyarız. Bu
süreçte ve bundan sonra kaldığımız yerden yolumuza kesin bir
kararlılıkla devam ederiz" dedi.
4 ESKİ BAKAN GRUP TOPLANTISINDA YOK
Ayrıca
Meclis Soruşturma Komisyonu'nda alınan karar ile Yüce Divan'a sevk
edilmeyen eski bakanlar Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Muammer Güler ve
Erdoğan Bayraktar'ın grup toplantısında yer almamaları dikkat çekti.
"HDP TEŞKİLATINA TAZİYELERİMİ İLETİYORUM"
Konuşmasının
başında tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Halkların Demokratik
Partisi (HDP) Adana Milletvekili Murat Bozlak'a rahmet dileyen Başbakan
Davutoğlu, "Yeni yılla birlikte TBMM olarak ilk kaybımızı da verdik.
HDP Adana Milletvekili Murat Bozlak'ı kaybettik. Bu vesileyle kendisine
rahmet diliyorum. Ailesine ve HDP teşkilatına taziyelerimi iletiyorum"
diye konuştu.
"ASTSUBAYIMIZ MİT'İN BAŞARILI OPERASYONUYLA ÜLKEMİZE GERİ GETİRİLDİ"
Suriye
sınırında alıkonulduğu açıklanan ve dün MİT'in operasyonuyla Türkiye'ye
getirildiği belirtilen astsubaya geçmiş olsun dileklerini ileten
Davutoğlu, konu ile ilgili olarak "Dün ülkemizin yakından takip ettiği
bir olay konusunda olumlu bir gelişme yaşandı. Suriye'de kaçakçılarla
mücadele esnasında Suriye sınırında bu mücadele sırasında alıkonulan
astsubayımız Milli İstihbarat Teşkilatımızın son derece başarılı bir
operasyonuyla ülkemize geri getirildi. Kendisine, ailesine, TSK'ya
geçmiş olsun diyorum. Milli İstihbarat Teşkilatımızı başarılı
çalışmasından dolayı bir kez daha tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı.
"BU ODAKLAR İÇ VE DIŞ İŞ BİRLİKÇİLERİYLE NE YAPMAK İSTİYORLARDI?"
Son
bir senenin muhasebeni yapan Davutoğlu, "Geçen sene 2014 ocağındaki ilk
grup toplantısını ve o günlerin Türkiye'sindeki tartışmaları gözler
önüne getiriniz. O günlerde Ak Parti grubu ve cumhurbaşkanımız, Ak Parti
grubunun genel başkanı ve başbakanı olarak, hep beraber tam bir kadro
halinde omuz omuza Türkiye'yi 2023'e taşıma hedefi yolunda bıkmadan
çalışırken bir başka çevre bir başka odak, iç ve dış koalisyonlar
Türkiye'ye karanlık bir yıl yaşatma çabası içindeydiler. Geçen sene bu
vakitler biz TBMM'de çalışırken birileri de 19 Ocak'ta yapacakları MİT
TIR'larına yönelik operasyon çalışması içindeydiler. Şimdi bunların
hepsi ortaya çıktı. Evet, gün hesap günüdür. Gün hesap verme günüdür. 1
yıl içinde yapılan her türlü faaliyetin hesabını sorma günüdür. Herkes
bilsin biz hesap sorma makamındayız. Millet olarak ve milletin
temsilcileri olarak hesap sorma makamındayız.
Ne yapmak
istiyorlardı bu odaklar, iç ve dış iş birlikçileriyle? Kanatları altına
aldıkları muhalefet partileriyle 3 hedefleri vardı. Siyaseti
istikrarsızlaştırmak, siyasi istikrarsızlık doğurmak, ekonomik krize
sebebiyet verecek bir psikolojik ortam hazırlamak, Türkiye'yi
uluslararası alanda itibarsızlaştırmak ve mümkünse yalnızlaştırmak. Bu
hedeflere ulaşabildiler mi? Ulaşamadılar. Ulaşamayacaklar. Bu hedeflerle
neye yöneldiklerini sormak da bunun hesabını hem millet huzurunda hem
tarih huzurunda sormak da bizim görevimizdir" şeklinde konuştu.
"EKONOMİK KRİZ BEKLEYENLERE CEVABIMIZ NETTİR, ÇOK BEKLERLER"
Başbakan
Davutoğlu, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Önce siyasi istikrarı
bozma hedefi. Biliyorlardı ki dış ve iç çevreler onların maşaları son 12
yıl içinde eğer Türkiye yükselen bir güç haline gelmişse bunun sihirli
kelimesi demokratik istikrar. Sadece istikrar demiyorum çünkü otoriter
rejimler de istikrar sağlayabilir. Ortadoğu'da bazı şahsiyetlerin 30-40
iktidarda kalmaları gibi. 12 yıllık bizim en büyük başarımız demokratik
istikrardı. 9 kez milletimizin önüne gittik ve her seferinde daha büyük
bir destekle milletimiz bize iktidar verdi. 2011 haziranında milleten oy
alarak millete hizmet eden bir kadroyu karanlık odakların hesaplarıyla
devre dışına itmek istediler. O kadronun başbakanını dönemin başbakanı
diye adlandırarak Türk siyasi hayatından uzaklaştırmak istediler.
Milletle kucaklaşarak Türk siyasi hayatına girmiş olanlar böyle karanlık
komplolarla siyasi hayatın dışına itilebilirler mi?
Millet tarih
sahnesinde varsa onun temsilcileri de bu tarih sahnesinin belirleyicisi
olmaya devam edecektir. İkinci hedefleri ekonomik kriz çıkarmaktı.
Geçen sene hatırlayın ne haberler çıkardılar. Gezi provokasyonlarından
sonra, 17-25 Aralık olaylarından sonra, 19 Ocak'tan sonra ne haberler
çıkardılar. Ekonomik kriz kapıda dediler. Her an Türkiye krize girebilir
dediler. Kara haber tellallığı yaptılar. Paralel çete onun uluslararası
teşvikçileri ve yurt içindeki iş birlikçileri hep kara haber üretmeye
çalıştılar. Ama ne oldu? Türk ekonomisi her zamankinden daha dayanıklı
her zamankinden daha güçlüdür. Bahçeli bu sabah konuşuyordu. Kendi
dönemini hatırlasın. Yolsuzluk dediği anda biz 2001 krizini
hatırlatırız. O krize giden hortumlanmaları o krize doğru yaşanan
gelişmeleri hatırlatırız. Bizim ekonomik kriz bekleyenlere cevabımız
açık ve nettir. Daha çok beklerler"
"OTORİTELEŞMEYE KARŞI TÜRKİYE'DEKİ EN BÜYÜK DEMOKRATİK REFORM HAREKETİNİN SÖZCÜSÜ OLDUK"
Ak
Parti'nin Türkiye'deki en büyük demokratik reform hareketinin sözcüsü
olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Üçüncü hedefleri Türkiye'ye uluslararası
alanda itibarsızlaştırma, mümkünse yalnızlaştırma. 4 yıldır
uluslararası medyanın her türlü karalama kampanyasıyla karşı karşıya
kaldık. Başka ülkelerde olan olayları görmeyen uluslararası medya
bizdeki en küçük olayı canlı yayınlarla vermeyi alışkanlık haline
getirdi. Bir anda sanki düğmeye basmışçasına uluslararası medya,
bugünlerde onlarda yazı yazan paralel çetelerin sözcüleri, içerideki iş
birlikçileri, dışarıdaki teşvikçileri hareket geçtiler. Tek hedefleri
vardı. Bir başarı hikayesini karalamak. Soğuk savaştan bu yana İslam
dünyası otoriterleşme, diktatörleşme ve terörle itham edilerek hep bir
kara dünya olarak takdim edildi. Bir hikaye bütün bu algıyı bozdu.
Türkiye'de
Ak Parti'nin iktidara gelmesiyle oluşan başarı hikayesi sadece
Türkiye'nin değil karalanan İslam dünyasının ve tarihte başarı
gösteremeyeceğine inanılan mazlum milletlerin hepsinde bir özgüven
uyandırdı. Son yıllarda bize karşı yöneltilen uluslararası
operasyonların arkasında bu başarı hikayesini karalama çabası var. Bir
yıl içinde 2 iddia sürekli gündemde tutuldu. Türkiye'de otoriteleşme
eğilimi var iddiası ve Türkiye uluslararası teröre destek veriyor
iddiası. Onların aklına Müslümanlık deyince sadece bu iki şey akla
geliyor. Biz ise aksine otoriteleşmeye karşı Türkiye'deki en büyük
demokratik reform hareketinin sözcüsü olduk" açıklamasında bulundu.
"DARBE TEŞEBBÜSÜ YAPANLAR MİLLET ÖNÜNDE MAHKUMDURLAR"
Türkiye'de
demokrasiye darbe vurulmak istendiğini savunan Davutoğlu, "Türkiye
bütün dünyada demokratik istikrarını ispat etmiş, ekonomik kalkınmasını
sürdüren, dünyada etkisini her an gösteren bir ülkedir. Bu imajı bozacak
her türlü çalışmanın karşısında olacağız. Komisyon kararı ne yönde
seyretmiş olsaydı dahi geçen sene yaşadıklarımız daha öncesinde 7 Şubat
2012'de MİT Müsteşarımızın hukuka aykırı bir şekilde sorguya
çağrılmasını, Gezi provokasyonları, 17 Aralık-25 Aralık provokasyonları,19 Ocak MİT TIR'larına operasyon, 27 Mart Dışişleri Bakanlığının
dinlenmesi, bütün bu süreç hiç şüpheniz olmasın ki bir darbe süreciydi
bir vesayet kurma süreciydi. Biz de bu sürecin karşısında dimdik durduk.
Birileri bütün bu süreç içinde Türkiye'de demokrasiye darbe vurmak
istedi. Hiç şüphe olmasın ki bu darbe teşebbüsü akim kalmıştır ve bu
darbe teşebbüsü yapanlar tarih önünde de millet önünde de hem
mahçupturlar hem mahkumdurlar" dedi.
"PARALEL ÇETENİN İÇ VE DIŞ ODAKLARLA YÜRÜTTÜĞÜ DARBE TEŞEBBÜSÜNÜN İÇİNDE YER ALDINIZ"
Konuşmasında
paralel yapıyı eleştiren Davutoğlu, "Paralel çete bu hesaplar içine
girmişken tek başına değildi. Bugün bu tartışmaları yürütmeye çalışan
muhalefet liderlerine sesleniyorum. Son 1 yıl içinde biz muhasebemizi
yapıyoruz. Bir de siz muhasebenizi yapın. Bir CHP milletvekili çıktı
dedi ki '30 Mart seçimleri öncesi paralelcilerle iş yapmakla hata
yaptık' dedi. Şimdi Kılıçdaroğlu hesap verme makamındadır. Bu darbe
teşebbüslerine karşı siz ne yaptınız? O darbecilerle iş birliği
yaptınız. Bu paralel çetenin iç ve dış odaklarla yürüttüğü darbe
teşebbüsünün de içinde yer aldınız. Hiçbir gelişme bu gerçeği örtemez"
diye konuştu.
"BURADA VESAYET KÜLTÜRÜ VAR"
Şişli
Belediyesinde yaşanan olayları hatırlatan Davutoğlu, "Şişli'de
yaşananlara bir bakın. Şişli eski Belediye Başkanı, CHP Büyükşehir
Belediye Başkan adayı oluyor. Onun oğlu yeni Şişli adayının yanına
veriliyor ve bir anlaşma imzalanıyor. Eğer Hayri İnönü yeni başkan
seçilirse sonrasında görevi eski başkanın oğluna devretmek için. Sonra
bu ortaya çıkıyor. Karşılıklı şantaj oluyor ve mafya devreye giriyor.
Burada demokrasiden önce pazarlık kültürü yürütülüyor. Burada bir
vesayet kültürü var. Burada babandan oğla geçen bir saltanat kültürü
var. Burada tehdit, şantaj ve şiddet kültürü var. Pazarlıktan,
şantajdan, şiddetten, saltanattan demokrasi ve cumhuriyet çıkar mı?
Çıkmaz. Şişli ölçeğinde bile bunu başaramayanlar Türkiye ölçeğinde hangi
iddiada bulunabilirler? Bunların hiçbir zaman demokratik zihniyeti
olmadı" ifadelerini kullandı.
"SORUŞTURMA KOMİSYONU ÇALIŞIRKEN İHSAS-I REYDE BULUNMAK BİR SUÇTUR"
Meclis
Soruşturma Komisyonu'nun 4 eski bakan hakkında aldığı kararı
değerlendiren Davutoğlu, açıklamasında şunları kaydetti: "Soruşturma
Komisyonu hukuki bir süreçtir. Başbakan ve bakanların görevleri
esnasında görevleriyle ilgili işlediği iddia edilen suçlarla
yetkilidirler. Bu konu objektif bir şekilde ele alınır. Geçen sene
ilgili bakanlarla ilgili iddialar ortaya atıldığında bakanlar, bakanlık
görevlerinden istifa ettiler. Kendi talepleriyle ve Ak Parti grubunun
iradesiyle Soruşturma Komisyonu kuruldu. Siyasetin yapması gereken görev
budur. Soruşturma Komisyonu bir kez kurulduktan sonra yasal ve anayasal
olarak komisyona herhangi bir şekilde etkide bulunmak hukuka aykırıdır.
Komisyonun kendi doğası içinde ve hukuki kurallar içinde işlemesine
izin vermek gerekir. Bu soruşturma komisyonu mahkemelerde savcıların
yürüttüğü bir fonksiyon yürütürler ve nihai hükmü vermezler. Sadece bir
iddianame ve bir şekilde o iddialarla ilgili kendi görüşlerini
vicdanlarıyla birlikte hukuki bir norm içinde ortaya koyarlar. Biz bu
süreç içinde hiçbir şekilde komisyona müdahil olmadık. Hiçbir komisyon
üyesine şu veya bu yönde bir telkinde bulunmadık. Yasaların ve
anayasanın getirdiği sorumluluk da budur. Ama CHP ve diğer muhalefete
baktığınızda her gün ihsas-ı reyde bulundular. Bu konu bu kadar açık
idiyse niçin Soruşturma Komisyonuna ihtiyaç hissedildi. Soruşturma
Komisyonu çalışırken ihsas-ı reyde bulunmak bir suçtur.
Biz
Soruşturma Komisyonunu Ak Parti olarak kurduk. Soruşturma Komisyonu
süreci esnasında hiçbir müdahalede bulunmadık. Herhangi bir şekilde
telkinimiz olmadı. Şimdi herkesin Soruşturma Komisyonundan çıkan rapora
saygı duyması gerekir. Raporun detaylarını beklemesi gerekir. Yüce
Meclis'imiz bu konudaki nihai kararını aynı hukuki normlar içinde
verecek. Hiçbir şekilde bu tarz bir müdahale şu veya bu yönde yapılacak
müdahale doğru değildir. Soruşturma Komisyonu kendi vicdanıyla kendi
hukuk anlayışı içinde bir karar vermiştir. Bu kararın gereğini raporunu
verme suretiyle yapacaktır. Biz Ak Parti grubu olarak bu konuda
siyasetin atması gereken adımların tümünü attık"
"HİÇKİMSENİN TİLKİ HESAPLARIYLA YÖNÜMÜZÜ DEĞİŞTİRMEYİZ"
Soruşturma
Komisyonunun raporuna saygı duyacaklarını belirten Davutoğlu, "Çok
küçük hesapların içine girenlerin yürüttüğü bir kampanyaya dikkat çekmek
isterim. Bütün bu süreçte Soruşturma Komisyonu kendi kanaatini
oluştururken ve yazarken hiçbir şekilde baskı altına alınmamışken şimdi
bir şekilde kendi kanaatleri yönünde yüce Meclis'imizi Ak Parti
kadrolarını yönlendirme çabası içinde olanlar var. Onların bilmesi
gereken şey şu. Ak Parti bir vicdan hareketidir. Ahlak hareketidir,
reform hareketidir. Yolsuzluklarla ilgili de en net tedbirleri Ak Parti
aldı. Baştan itibaren yolsuzluklara sebebiyet verecek bütün kaynakları
kuruttuk. Yolsuzluklara karşı gerçek bir mücadele yürüttük. Bu mücadele
üzerinden birileri eğer Ak Parti içinde bir tartışma çıkarmak isterse
bizim alacağımız kararları etkilemek isterlerse onlara vereceğimiz cevap
açıktır. 4. Murat'a atfedilen güzel bir söz vardır.
Geçme
namert köprüsünden kogötürsün su seni, yatma tilki gölgesinde koyesin
aslan seni. Tilki hesabı içinde küçük hesaplarla Ak Parti kadroları
üzerinde birtakım yönlendirmelerde bulunmak isteyenler bilsinler ki biz
namerdin köprüsünden hiç geçmedik. Kendi mücadelemizi kendimiz veririz.
Neyi ne zaman yapacağımıza biz karar veririz. Hangi tedbiri ne zaman
alacağımıza biz karar veririz. Hiçkimsenin küçük tilki hesaplarıyla
yönümüzü değiştirmeyiz. Soruşturma Komisyonunun objektif raporuna saygı
duyarız. Meclis'imizin takdirine saygı duyarız. Bu süreçte ve bundan
sonra kaldığımız yerden yolumuza kesin bir kararlılıkla devam ederiz"
dedi.