Davutoğlu: "Gerçek cumhuriyetçilik mecliste konuşmaktır. Philadelphia ile paralel konuşmak değildir."
Erzurumajans-AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin grup
toplantısında hitap etti. Davutoğlu, görüşmeleri ertelenen İç Güvenlik
Reformu Paketi'nin çıkacağına vurgu yaparak "Hiçkimse bu bir haftalık
ertelemeyi İç Güvenlik Reformu paketinden herhangi bir şekilde zamana
yayıldığı veya vazgeçildiği gibi bir intibaya kapılmasın. İç Güvenlik
Reformu Paketi çıkacaktır, çıkacaktır, çıkacaktır. Bu bir haftada bütün
partilere düşünme teneffüsü imkanı veriyoruz. Düşünsünler. Kılıçdaroğlu,Pensilvanya'yla yürüttüğü paralel çalışmaları şöyle bir düşünsün,
halkın önüne nasıl çıkacak onu tefekkür etsin" dedi.
"MÜZEYYEN SENAR'A BİR KEZ DAHA ALLAH'TAN RAHMET DİLİYORUM"
Konuşmasına
başlarken hayatını kaybeden Müzeyyen Senar'a rahmet dileyen Davutoğlu,
"Konuşmamın hemen başında büyük sanatçımız, derin izler bırakmış
sanatçımız Müzeyyen Senar'a bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum.
Onun yolunda giden sanatçılarımızın Türk sanat müziğine daha büyük
katkılar yapacağına inancımız tamdır" diye konuştu.
"ÇÖZÜM SÜRECİ HER ŞEYDEN ÖNCE KALPLERİN SÜRECİDİR"
Çözüm
sürecine değindiği konuşmasında Davutoğlu, "Ak Parti hareketi on yıllar
boyudur parçalanan, kutuplaştırılan bir toplumu birleştirme
hareketidir. Aşağılanan, tahkir edilen her toplum kesimine sen bu
ülkenin öz vatandaşısın, paryası değilsin ve olmayacaksın diyen bir
harekettir. Biz olağanüstü kongremizde de daha öncesinde de çözüm
sürecini önümüzdeki siyasi gelişmelerin merkezine oturttuk. Çözüm süreci
bazılarının anlamak istediği veya saptırarak anlatmak istediği gibi
salt teknik bir süreç değildir. Çözüm süreci her şeyden önce kalplerin
sürecidir. Birbirine düşürülmeye çalışılan kardeşlerin yeniden buluşma
hareketidir. Birçok provokasyonla karşılaştık çözüm sürecinde. Bıkmadık
usanmadık. Çok çetin bir on yıl oldu çözüm süreci bağlamında. Her yolu
denedik. Her yöntemle bu süreci başarıya ulaştırmaya çalıştık. Bunun
karşısında olanlar içeride ve dışarıda bu süreci baltalamak isteyenler
de her yöntemi kullanarak çözüm sürecini durdurmak, mümkünse engellemek
mümkünse daha fazla düşmanlık tohumu ekmeye kalkıştılar. Şu veya bu
yönde ulusalcılar içeride karşılıklı etnik ve mezhebi çatışmayı
körüklediler. Biz ise inadına çözüm, barış, demokrasi dedik ve demeye
devam edeceğiz. İnşallah önümüzdeki günlerde çözüm sürecinde çok daha
ileri adımların güzel gelişmelerin olduğuna hepiniz şahitlik
edeceksiniz" ifadelerini kullandı.
"MİLLETİ BÖLEN, PARÇALAYAN YAKLAŞIMLARLA SİYASET YAPILAMAZ"
Alevi
vatandaşlar üzerinden siyasi provokasyon yapıldığını belirten
Davutoğlu, "Biz milleti parçalanmaz, ayrılmaz bir bütün olarak onurlu
vatandaşlardan oluşmuş tarağın dişleri gibi birbiriyle eşit, birbiriyle
kardeş bir topluluk olarak görüyoruz. Sünni-Alevi ayrımı benzeri
ayrımlar üzerinden tahrik yapanlara özellikle de seçim yaklaşırken Alevi
vatandaşlarımız üzerinden siyasi provokasyon yapmak isteyenlere buradan
bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Milleti bölen, parçalayan
yaklaşımlarla siyaset yapılamaz. Birçok konuda çok sağlam adımlar
atıldı, atılmaya devam edilecek. Biz hiçkimsenin inancı, düşüncesi,
örfü, mezhebi dolayısıyla ayrıştırılmadığı yepyeni bir Türkiye'ye doğru
yürüyoruz" şeklinde konuştu.
"MESELEMİZ SİVİL VE KATILIMCI BİR ANAYASAYI ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE YAZMAK OLACAKTIR"
Yeni
Anayasa vurgusu yaptığı konuşmasında Davutoğlu, "Ak Parti son 12,5 yıl
içerisinde özgürlükler konusunda cumhuriyet tarihinin bütün on
yıllarından çok daha derin izler bırakacak hamleler yapmıştır. Bu 12-13
yıllık dönem Türkiye'nin özgürlükler alanında attığı dev adımların
dönemi olarak hatırlanacaktır. Bu adımlara devam etmeye kararlıyız.
Bizim meselemiz özgürlükçü, hiçbir kısıtlamaya, hiçbir kayda tabii
olmayan sivil ve katılımcı bir anayasayı inşallah önümüzdeki dönemde
yazmak olacaktır. 7 Haziran seçimleriyle böyle bir anayasanın ayak
izlerini de kilometre taşlarını da dokumuş olacağız" açıklamasında
bulundu.
"MOLOTOF KOKTEYLİ ALIP SOKAĞA ÇIKACAKSAN PROVOKATÖR OLURSUN"
Muhalefet
partilerini eleştiren Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:
"Güvenlik olmadığı zaman özgürlükler hayata geçirilemez. Üç muhalefet
partisinin birlikte arkalarındaki gerçek muhalefet olan paralel
muhalefetin de Pensilvanya'da yapmak istediği şey, Türkiye'yi kaos
ortamına sürüklemek. 6-7 Ekim olaylarından sonra çok ciddi bir iç
güvenlik reformuna ihtiyaç hissedildiğini gördük ve kapsamlı bir iç
güvenlik reformu hazırladık. Bize iç güvenlik reformunun içinde tek bir
fıkra gösterin ki evrensel demokrasi standartlarına aykırı olsun.
Gösteremezler. Sandıktan ümitleri olmadığı için iktidara gelmenin tek
umudu olarak kaosu görüyorlar. İstiyorlar ki öyle bir kriz çıksın ki
Türkiye'de iktidar değişimi mümkün olsun. Kılıçdaroğlu geçen hafta grup
toplantısında Türkiye'de otoriter bir yaklaşım olduğunu ve iç güvenlik
reformu üzerinden polis devleti kurulacağını iddia ederek halkı
direnmeye çağırdı. Direnmeye çağırdı. Bir partinin genel başkanısın
halkı direnmeye çağıracağına sandığa çağırsana be adam. Sandığa çağır,
sandığa. Beyefendinin sandıktan ümidi yok ki. Sandıktan hiçbir zaman
Cumhuriyet Halk Partisi çıkmadı ki ve çıkmayacak da. Barışçıl gösteriye
müdahale edilmez. Molotof kokteyli alıp da sokağa çıkacak olanların
önüne geçeceksen siyasetçi olmaktan çıkarsın provokatör olursun.
Kılıçdaroğlu Meclis kürsüsünde konuşuyor aynı saatlerde Pensilvanya'daki
paralel yapının başı da New York Times'da makale yazıyor. Alın
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını makaleyle yan yana koyun tercüme edildi
zannedersiniz. Çünkü arkada bir el ikisine aynı talimatı veriyor"
DİLİ SÜRÇTÜ
Konuşmasında
dili sürçen Davutoğlu, Pensilvanya yerine Philadelphia diyerek "24
Nisan yaklaşıyor. Ermeni lobisi hareketli, Yahudi lobisi zaten
hareketli. Böyle kritik bir evreye girilmişken birçok lobi harekete
geçmişken New York Times'da bu makaleyle işaret fişeği veriliyor. Bir
taraftan Amerika içine işaret fişeği, o lobileri harekete geçirin
Türkiye'yi köşeye sıkıştırın diyorlar diğer taraftan da Kılıçdaroğlu'na
emsaj gönderiyorlar. Kılıçdaroğlu da mesajı alıyor aynı üslupla Meclis
kürsülerinde konuşuyor. Kılıçdaroğlu bu sana yakışmaz. Bir kere de
kendin gibi ol. CHP'li seçmenlere sesleniyorum. Dışarıdan yönlendirilen
lidere karşı sesinizi yükseltin. Gerçek cumhuriyetçilik TBMM'de
konuşmaktır. Halkla milletle konuşmaktır. Philadelphia ile paralel
konuşmak değil. Artık her şeyin paraleli çıktı. Aynı gün içinde paralel
makale paralel grup konuşması yapılıyor. Mübarek olsunlar paralelleri"
dedi.
"HİÇKİMSE İÇ GÜVENLİK REFORMU PAKETİNDEN VAZGEÇİLDİĞİ GİBİ İNTİBAYA KAPILMASIN"
İç
Güvenlik Reformu Paketi'nin çıkacağını vurgulayan Davutoğlu, "HDP sanki
6-7 Ekim olaylarında doğuda, güneydoğudaki vatandaşlarımızın hayatını
karartanlar onlar değillermiş gibi sanki molotof kokteyliyle yakılan
dükkanlar, dördüncü kattan atılan Yasin Börü ve arkadaşları onların
tahrik ettiği provokatörler tarafından öldürülmemiş gibi sütten çıkmış
ak kaşık gibi özgürlükleri konuşmaya kalkıyor. Peki o iki, üç gün içinde
vatandaşın hayat özgürlüğünü yok edenlere karşı bizim sessiz
kalacağımızı mı zannediyorsunuz. Biz tedbirimizi alırız. Hiçkimse bu bir
haftalık ertelemeyi İç Güvenlik Reformu paketinden herhangi bir şekilde
zamana yayıldığı veya vazgeçildiği gibi bir intibaya kapılmasın. İç
Güvenlik Reformu Paketi çıkacaktır, çıkacaktır, çıkacaktır. Bu bir
haftada bütün partilere düşünme teneffüsü imkanı veriyoruz. Düşünsünler.
Kılıçdaroğlu, Pensilvanya'yla yürüttüğü paralel çalışmaları şöyle bir
düşünsün, halkın önüne nasıl çıkacak onu tefekkür etsin" diye konuştu.
"AK PARTİ AYM'DEN ŞÜPHE EDİYOR OLSAYDI BİREYSEL BAŞVURU HAKKINI AYM'YE VERMEZDİ"
Yargıda
yapılan seçimlere değinen Davutoğlu, "Yargının itibarını tekrar
kazanması lazım. Türkiye'de adaletin ikame edilebilmesi için yargının
gerçek anlamda tarafsız gerçek anlamda bağımsız ve sadece vicdanıyla
hareket eden onurlu hakimlerin elinde itibar kazanması lazım. Bugün AYM
ve Yargıtay'a yeni başkanlar seçildi. Ak Parti eğer AYM'ye saygı
göstermemiş olsaydı ya da AYM'den şüphe ediyor olmuş olsaydı bireysel
başvuru hakkını 2010 referandumunda AYM'ye vermezdi. Diğer partiler AYM
üzerinden konuşan partiler 2010 referandumuna hayır dediler. Yani AYM'ye
güvenmediklerini ortaya koydular. Hiçbir örgütlü yapı, paralel yapı
yargıya nüfuz ederek yargıyı tekeline alamaz. Hükümet olarak yargının
gerçek bağımsızlığını, gerçek tarafsızlığını yargı, yasama, yürütme
arasındaki dengeli ahenk içinde çalışmayı benimsediğimizi bir kez daha
söylüyorum" ifadelerini kullandı.