Türkiye'nin içinden geçtiği can sıkıcı süreç malum... Neredeyse her sabah artık yeni bir krize veya ülkeyi sarsacak çaptaki bir tartışmaya uyanıyoruz.
Bir yanda "devlet içinde devlet" kurma sevdasındakilerin yapıp ettikleri, öbür yanda her yurttaşın ortak paydası olması gereken devleti, "kuşatma"dan kurtarma çabası veren siyasi bir irade...
Hoş bu kavganın galibi belli: Devlet!
Öyle ya devlet, derneğe benzemez ki...
Yahut da dernek kurmakla devlet yıkılmaz.
Neyse, besbelli ki er ya da geç Ankara bu dikenli yoldan mutlaka bir çıkış bulacak ve herkesin yüreğini ağzına getiren bu oyunlardan milleti kurtaracak.
Başka çaremiz de yok zaten...
Enseyi karartanlara izin vermeyin, göreceksiniz bu yokuşun sonu selamettir.
Geçenlerde elime bir rapor geçti. Beni heyecanlandırdı, istedim ki sizinle de paylaşayım.
Hiç olmazsa şu sıkıntılı günlerde az olsa Erzurum için moral olur.
İşte o rapor:
81'den, 35'i çıkardığınızda geriye 46 kalır.
Bu şu demektir:
Erzurum, "yaşanılabilir, güvenli" iller sıralamasında, 46 ilden daha iyi durumda. Hadi illa da müzmin müşteki olacaksanız, varın siz de deyin ki 34 ilden gerideyiz...
Olsun.
46 ilden ilerdeyiz ya...
Başka bir ifadeyle, karnemiz hep "pekiyi"lerle dolu değil ama ortadan da iyi...
En azından zayıfımız yok; bu az bi şey midir?
Doğrusu bu sıralamaya ziyadesiyle sevindim; öyle ya, sondan beşinci de olabilirdik?
Zira:
Bendeniz, "bardağın yarısı dolu" biçiminde düşünenlerdenim ve ufak başarılarla da sevinmesini bilirim.
Bu yüzdendir ki, ben de tıpkı Erzurum'un yarınlarına güvenenler gibi, uzmanların ülke genelinde yaptığı çeşitli araştırmaları son derece önemsedim.
Raporlardan anlıyoruz ki geçen yıl da benzer bir araştırma yapmıştı ve o yıl Erzurum bugünkünden daha iyi bir noktada değildi ne yazık ki...
Bu sonuçtan anlıyoruz ki Erzurum, her geçen yıl yaşanabilir şehirler arasında üst sıralara tırmanıyor.
Demek ki, yapılan somut hizmetler kimsenin gözünden kaçmıyor.
Misal; sağlık, kış turizmi, eğitim, ulaşım, güvenlik ve hizmet sektörü gibi alanlar...
Halbuki Erzurum kişi başına düşen milli gelir açısından son sıralardaki bir şehir. Yani yoksul bir yer...
Fakat son yıllarda tamamen kamu eliyle yapılan bir takım hizmetler öylesine arttı ve öylesine etkili oldu ki, Erzurum bir anda ülke genelinde dikkati çeken bir il oldu.
Daha bir iki yıl öncesine kadar, Erzurum'daki en büyük edebiyat, "yandık, mahvolduk" şeklindeyken, bugün, "acaba hangi alanda yatırım yapılsa iyi olur"u konuşuyoruz...
Karamsarlığın yerini umut aldı...
İşadamından, sade yurttaşına kadar herkes artık bu şehrin yarınlarına dair güzel rüyalar görüyor ve geleceğe sevgiyle bakıyor.
Tabii ki daha yolun başındayız ve henüz yapmamız gereken bir çok iş var. Lakin atılan bu adımlar öylesine bir itici güç oluyor ki, herkes gelecek planları yaparken, Erzurum'dan kaçıp gitmeyi artık düşünmüyor.
Erzurum, eksiğine ve gediğine rağmen yaşanabilir iller arasında 35. sırada...
İlk on içinde de olabiliriz; asla hayal değil.
Yeter ki, yakaladığımız şu şansı layıkıyla değerlendirebilelim.
Tamam; kendimizi kandırmayalım ve olmadık hayaller peşinde koşmayalım.
Doğru...
Doğru ama realiteyi de görelim ve geldiğimiz noktayı iyi okuyabilelim.
"Yandık, mahvolduk" demek de çare değil ki...
35. sıra sizi tatmin etmiyorsa ki, etmemelidir. Gelin o vakit ilk on içinde olmak için daha yaşanabilir bir Erzurum'u hep birlikte vücuda getirelim.
Ama önce buna herkesin inanması lazım...
Zira inanmadan başarmak mümkün değil.