SiyasetHaber Girişi : 23 Aralık 2015 14:47

Cumhurbaşkanı'ndan Kılıçdaroğlu ve Eren Erdem'e sert cevap

Cumhurbaşkanı'ndan Kılıçdaroğlu ve Eren Erdem'e sert cevap
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu çok sert bir dille eleştirdi. Erdoğan, halkın Kılıçdaroğlu'na mektup yazmasını istedi.
Erzurumajans-Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu çok sert eleştirdi. "Onlar adına utanıyorum" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlardan Kılıçdaroğlu'na mektup yazmalarını isteyerek, CHP ve Kılıçdaroğlu döneminde yaşananların hatırlatılmasını istedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 17. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK SİSTEMİ


Demokrasi piramidimizin tavanı ile tabanının kucaklamaşması olarak gördüğüm toplantılarımızın ülkemiz için önemli yer teşkil edecektir. Milletimizin oylarıyla işbaşına gelenler işbirliği içinde olacaktır. Tüm kamu görevlileri bu seçilmişler tarafından alınan kararları arama konusunda çok daha dikkatli olmalıdır.

Belediye başkanı kendisine değil, ilçesine iline hizmet için getirilen kişidir. Bakana, başbakan, cumhurbaşkanı makamların emanetini üstlenen kişilerdir. Biz seçilmişler olarak vazifelerimizi en iyi şekilde yapacağız ki, atanmışlardan da aynı şeyi bekleyeceğiz. Halkın desteğini alamayan bürokratlardan beklediği desteği göremez.

Ülkemizde mevcut yönetim sistemi oldukça sorunludur. Sıkıntılı, tartışmalıdır. 7 Haziran-1 Kasım arasında bunu çok net gördük. Bürokratik oligarşi seçilmişe karşı tavır koydu. Birçok yerde dirseklerin farklı bir şekilde dönmeye başladığını gördük, ben de şahit oldum. Bürokratik oligarşi ülkelerin felaketidir. Bu sadece Türkiye için de geçerli değildir. Bunları yaşadık. İktidarlar güçlü olmazsa bürokratik oligarşi iktidar olma gayreti içine girer ve ülkede her şey durur. Siz o ülkede sıçramayı, gelişmeyi bekleyemezsiniz. İşler durur. Muhtarlar bunu devirmelidir.

Biz fotoğraftaki çarpıklıkları düzeltebilmek için sürekli yeni anayasa diyoruz, başkanlık sistemi diyoruz. Milletimiz başkanlık sistemini tartışsın. Biz bundan niye korkuyoruz, kaçıyoruz? Dert başka. Karar merci TBMM ardından milletimiz. Ama artık milletimizin de açık ve güçlü bu talebine siyasi partilerin daha fazla duyarsız kalamayacağı kanaatindeyim. Türkiye'de demokrasi ne kadar güçlü olursa, muhtarlarımız da o derece güçlü olur.

Siz sıradan bir güç değilsiniz. Ülkemizde 50 bini aşkın muhtarımız var. Tüm muhtarlarımızın tamamı, ya da çoğunluğu bu meseleye sahip çıkarsa, bu dönemde yeni anayasa konusunda somut ilerleme kaydedilebilir. Ama sabah başka akşam başka konuşmama şartıyla. Başbakanlığım döneminde arkadaşlarıma "Bu işi bitirmemiz lazım" dedim. Bizim derdimiz üzüm yemekti, bağcıyı dövmek değildi. Bağcı ile işimiz yoktu. Çalışmalar başladı 47 maddeye gelindi. Anamuhalefet lideri "47 maddeyi halledelim" dedi, iş tıkandı. Bunlar çok namuslu, çok şerefliler ya, "4 partinin de imza koyması lazım" dedi. Anamuhaleftle iktidar olarak bu anayasa değişikliğini yapmaya yetiyor. 47 maddeyi 15 günde çıkaralım. Top çevirdiler, dürüst davranmadılar, yalan söylediler ve o 47 madde öyle kaldı. Şimdi 60 maddeye geldi aynı numarayı çektiler. Yine maalesef dürüst davranmadılar.

"ONLAR ADINA UTANIYORUM"

Rusya sınırımızı ihlal ettiği için karakutusu üzerinden propaganda yürütüyor. Bunu şova dönüştürmüşlerdi. Daha sonra tahribattan bu bilgilerin okunamadığını iddia ettiler. Bizim tereddütümüz yoktu. Bu tür zorlama propaganda şovları bunları daha da mahçup etmekten fazla anlam taşımıyor. Ama bu olay ülkemizde pek çok şeyi deşifre etti.

Balkan Harbi sırasında, "Edirne'ye Enver gireceğine, Bulgar girsin" diyenlerin temsilcileri bugün, "Erdoğan haklı çıkacağına, Putin haklı çıksın" mantığına büründüler. Bugün eski tüfek sosyalistlerin, güya libarallerin, bir takım isimlerin Rusya safında yer aldığını görünce bir takım gerçeğin farkına vardık. Bunlar bu milletin düşmanıymışlar. Bu düşmanlığı sürdürebilmek için kılıf olarak kullanıyorlarmış. İran varsa İran'a Rusya varsa Rusya'ya destek veriyor. Bu kişi Gezi olaylarından olayların başındaydı. Bunlardan biri de anamuhalefet partisinin milletvekili. Hiçbir vasfı olmayan bu isme anamuhalefet lideri de sıkı sıkıya sahip çıkıyor. "Yedirmem" diyor. Gırtlağına kadar çukura gömülmüş bir adamı milletvekili yapan biri bana göre aynı yolun yolcusudur. Türkiye'nin karşısındaki ülkelerin yanında yer alan şahsa genel başkanı da sahip çıkıyor. Girdiği hiçbir seçimi kazanamayan ana muhalefet liderin milettimiz haddini sandıkta bildirmeye devam edecektir. Bu millet onlara bu iftiralarını yedirir. 2002'den beri sürekli kaybeden bir şahıs her seçimden önce başarısız olursam burada oturmam diyor. Sonra pişkince oturuyor. Bu şahıs esnaflara derdini yazsın diyerek mektup istemiş. Bende milletimden bu şahsa mektup yazmasını istiyorum. Bu zata şunu yazmanızı istiyorum: Kaset kumpasıyla partisinin başına geldiğinin yüzüne vurulmasını istiyorum. Paralel Yapı'nın kuklası haline gelmeyi nasıl içine sindirdiğini sormanızı istiyorum. Bu zatın ağzını her açtığında hesap uzmanıyım diyor ama daha kendi partisinin hesabını tutamıyor. Türkiye böyle bir siyaset tarzını ve böyle bir muhalefet liderini hak etmiyor. Bu şahsın yaptığı terbiyesizliği de umursamıyorum. Dün yaptığı grup toplantısında söylediği şeyler yenilir yutulur cinsten siz Cumhurbaşkanına hareket edemezsiniz. Egemenlik haklarımızla ilgili bir olayda Rusya'nın karşısında yer aldılar. Türkiye Cumhuriyet'i en kritik süreçten geçerken kendi gemilerinin altını oyanların hesabını soracağız. Biz her fırsatta milletimize gidiyor derdimizi anlatıyor ve desteğimizi tazeliyoruz.Biz bugünlere Necip Fazıl'ın deyimiyle şöyle geldik:

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal. Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal, Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan; Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan. Biz her fırsatta milletimize gidiyor derdimizi anlatıyor ve desteğimizi tazeliyoruz.

Bu görüntüden, bu üsluptan onlar adına utanıyorum. Söylediklerimin konumumla ilgisi yoktur. Bu zatın şahsıma yönelik terbiyesizliklerini de karakterine verdiğim için çok önemli görmüyorum. Dünkü konuşması yenilir yutulur cinsten değildir. Siz bu ülkenin cumhurbaşkanına böyle hitap edemezsiniz. Bunların ağızlarından dökülenler, kalplerinde bedenlerindekidir.

TERÖRLE MÜCADELE

Suriye merkezli küresel mücadelenin merkezindeyken bu sürece katkı vermek şöyle dursun, çelme takanlara sözümüz vardır. Beraberliğimize, kardeşliğimize, istikbalimize karşı teröristlerle birlikte olanlara hadlerini bildireceğiz. Ülkemizin ve milletimizin hakkını savunacağız. Bizim abdestimizden şüphemiz olmadığı için namazımızdan şüphemiz yok. Milletimize hesabını veriyor ve desteğini alıyoruz. Birisinde 78 milyon vatandaşımızın her birinin gönlünü kazanmaya çalışırsınız, diğerinde varlığına borçlu olduğunuz militana yönelirsiniz. Doğuda, güneydoğuda, İstanbul'da olanlar bunlar değil mi? Bunlar Kandil'in talimatıdır. Bunlar iplerinin elinde tutanlarla siyaset yapıyor. Biz gerektiğinde anneden, vatandan, arkadaştan ayrı kalma pahasına bugünlere geldik.

Ömrüm boyunca milletime eser kazandırırken, bir yandan bu zihniyetle mücadele ettim. Bunların gerçek yüzlerini deşifre etmekte kararlıyım.

Ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgesinde bazı ilçe, mahalle, köylerinde yaşanan güvenlik sorunlarını takip ediyoruz. Bunlar sadece güvenlik sorunu değil. Camilerimizi, okullarımızı nasıl yaktıklarını görüyorsunuz. Hastanelerimizi nasıl yaktıklarımızı görüyorsunuz. Ambulanslarımızı afedersiniz nasıl ateşe tuttuklarını görüyorsunuz. Bundan halkımız zarar görmektedir. Halkımız terör örgütüne alet olmayı reddetmiştir, tüm vatandaşlarımı tebrik ediyorum. Devlet olarak, hükümet olarak vatandaşlarımızın gördüğü zararları gidereceğiz. Şehit olanları geri getirmek mümkün değil. Siviller, asker, polis, korucular şehit oluyor. Bu vatan kolay kolay 780 bin kilometrekare ile biz kalmadı. Namus ve şeref yoksunu bir insan serisi olsaydı, biz bu toprakları teslim alamazdık. Güvelik güçlerimiz sivillere, masumlara zarar vermemek için çok titiz bir çalışma yürütüyor. Amacına ulaşamayan terör örgütü halkımıza hizmet veren yerlere saldırıyor. Bugüne kadar demokrasi, hak, özgürlük, adalet gibi istismar ettikleri değerleri ayaklar altına alan örgütün gerçek yüzünü vatandaşlarımız görmüştür. Bölücü terör örgütü ile mücadele sonuna kadar tavizsiz sürecektir. Artık ne bu örgütün, ipini teslim eden siyasi partilerin devletimiz nezdinde hükmü kalmamıştır. Bölge halkıyla el ele vererek yaraları saracağız.

Kazılan her sokak başı, her işyeri, eğitimi aksayan her evladımız bu farkın şahididir. Ülkemizin ve milletimizin bekaası için bu bedeli ödemek zorundayız. Bir toprağın vatan olabilmesi için uğrunda ölebilecek insanların olması şarttır. Bu topraklar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarınındır. Bu devleti bölmeye güçleri yetmeyecek.

(Habertürk)
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • canıııım erzuruuuum 01 Ocak 1970 02:00

    SAYIN CUMHURBAŞKANIM BİZ MEKTUP YAZARIZ DA O OKUYABİLİR Mİ ACABAAAAA...