Erzurumajans-Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Zirvesinde ABD Başkanı Donald Trumpla yaptıkları görüşmede Münbiç ve F-35 konularının ele alındığını söyledi. Erdoğan, Münbiç anlaşması şu anda planlandığı şekilde ilerliyor. Tabii ki asıl hedefimiz ABDnin PYD ve YPG ile bütün ilişkisini kesmesi. Şu anda öyle bir görüntü yok dedi. Erdoğan F-35ler konusunda da Sayın Trump bu anlaşmanın aynen uygulanacağını, gerekli talimatları verdiğini söyledi ifadelerini kullandı. Erdoğan bedelli askerlik düzenlemesiyle ilgili olarak da Konuyla ilgili Milli Savunma Bakanımız çalışmalarını yapacaklar. Ne kadar kişiyi kapsayacak, hangi yaş grupları arasında olacak, ücret ne kadar olacak, tüm bu konular belirlenecek. Zannediyorum en kötü ihtimalle yeni yasama döneminde (1 Ekimde başlayacak) açıklamış oluruz. Belki Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile çıkarmayı da deneyebiliriz. O zaman daha erkene çekmiş oluruz açıklamasında bulundu.
Milliyet gazetesinden Mehmet Sosyal'ın haberine göre, Cumhurbaşkanı Erdoğanın, Brükseldeki NATO Zirvesi dönüşünde uçakta yaptığı değerlendirmeler şöyle:
BAŞARILI BİR ZİRVE
Brükseldeki bu toplantı, içeriği itibariyle başarılı geçen bir zirve oldu. Zirve münasebetiyle terörle mücadelede müttefik ve ortaklarımızdan terör örgütleri arasında ayrım gözetmeksizin tam destek ve dayanışma beklediğimizi vurguladık. İki günlük zirvenin birinci gününde gündemin ağırlıklı maddesi külfetin adil paylaşımı konusuydu. Bu çerçevede, Türkiyenin üzerine düşen sorumlulukları fazlasıyla yerine getirdiğine işaret ettik. Irakın terörle mücadele kapasitesini güçlendirmeyi de içerecek şekilde güvenliğine katkı sağlamak amacıyla bir eğitim misyonu başlatılmasına karar verildi. NATOnun Irakta başlatacağı eğitim misyonuna komutan yardımcılığını üstlenecek olmamız Irakın istikrar ve güvenliğine atfettiğimiz önemin ve NATOya taahhüdümüzün somut bir tezahürüdür. Zirvede ayrıca askeri risklerin azaltılması ve şeffaflığın sağlanması amacıyla Rusya ile siyasi ve askeri diyaloğun canlandırılması gereğine işaret ettik.
NATOYA DESTEK(NATO Zirvesindeki külfet paylaşımı tartışmaları)
Başkan Trumpın külfet paylaşımı ve bütçe onayları konusunda söyledikleri tartışma konusu oldu. Şu an itibariyle desteği çok az olan ülkeler var. Ve Trumpın Biz yüzde 4.2 oranında NATOya destek veriyoruz. Burada o kadar zengin ülkeler var ki bunların bir kısmı hala yüzde 1in altında. 2yi dahi yakalayamayan ülkeler var. Biz ABD olarak biz bu sıkıntıları üstlenmek durumunda değiliz gibi yaklaşımları söz konusu oldu. Daha sonra dar kapsamlı sadece liderler yanlarında 2 kişi olmak üzere bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıda yeniden ele alma durumu oldu. Türkiyenin şu anda desteği yüzde 1.8 durumunda. Bizim tabii ayrıca malzeme ve mühimmat noktasındaki harcamalarımız da 30 milyar dolar civarında. Bizim böyle bir gayretimiz var. Türkiye bu noktada da iyi bir konumda. Bunu da artırarak devam ettirmeyi hedefliyoruz. NATO bu yönüyle ülkemize karşı çok daha olumlu bakıyor.
OBAMA DÖNEMİNDE ALINAN KARAR
Afganistanda 686 askerimiz ve subayımız bulunuyor. Aynı zamanda Kabil Havaalanının güvenliği de bizde. Savunma harcamalarında 1.7-1.8 civarında iken diğer ülkelerde oran düşük olunca, 5-6 ülke bu yüzde 2lik orana yaklaşmış veya aşmış durumda. Türkiyeye yönelik bir şey söyleyemiyorlar. Ama Obama döneminde konulan hedef 2024e kadar bütün ülkeler GSMHnin yüzde 2ye çıkmalı denmişti. Trump bunun ötesine geçerek 2024e kadar oranın yüzde 4 olması gerekir gibi bir yaklaşımı söz konusu oldu. Bütün bunlarla beraber, yapılan görüşmelerde ülkeler, Obama döneminde alınmış olan karara uyulması gerektiğini ifade ettiler. Hepimizin birçok sıkıntısı var. Eğer biz bu denilen rakamları ödemeye kalkarsak ben milli eğitimde ne yapacağım, sosyal yardımda ne yapacağım diyerek karşı çıktılar. Başka yaklaşımlar da var. Örneğin bu noktada doğal gaz alımıyla ilgili olarak Rusyaya bu kadar yapılan yatırım ve ödemeler bunlar ele alınmalı gibi yaklaşımlar var. Biz bu konularda gerek Rusyadan doğalgaz alıyoruz, İrandan alıyoruz, Azerbaycandan alıyoruz hatta hatta zaman zaman yetmiyor, Cezayirden aldığımız oluyor. Bunu çeşitlendirmemiz lazım, bunu çeşitlendirmezsek 81 milyon nüfusa bakıyoruz.
TRUMP-PUTİN GÖRÜŞMESİ
Pazartesi günü Trump ve Putin, Helsinkide bir araya gelecekler. Bana göre bu zirve çok çok önemli. Bakalım bu zirvede hangi konularda mutabakat olacak, hangi konularda ayrı düşecekler, bunu izleyip göreceğiz. Bu arada biz de cumartesi (bugün) Sayın Putin ile bir telefon görüşmesi yapmayı planlıyoruz. Bu görüşmede Türkiyede dar kapsamlı bir görüşme teklif edeceğim. Bölge sorunlarını ele alacağımız bir görüşme olacak. Helsinkiden sonra böyle bir şeyi kabul ederse bizim için iyi olur. Belki bir veya iki ülkeyi daha davet edip bir organizasyonu gerçekleştirelim istiyorum. Bunları telefon görüşmemizde ele alacağız.
BEDELLİ ÇALIŞMALARI (Bedelli askerlik)
Konuyla ilgili olarak Milli Savunma Bakanımız çalışmalarını yapacaklar hazırlıklarını yapacaklar. Bunu inşallah seçimden sonra ele alacağız demiştim. Nasılı, nedeni, her şeyiyle, MSB yapacak çalışmayı. Ne kadar kişiyi kapsayacak, hangi yaş grupları arasında olacak, ücret ne kadar olacak, tüm bu konular belirlenecek. Zannediyorum en kötü ihtimalle yeni yasama döneminde açıklamış oluruz. O zamana kadar da hazırlıklarımızı bitirmiş oluruz. Belki Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile çıkarmayı da deneyebiliriz. O zaman daha erkene çekmiş oluruz.
KUR BASKISINA KARŞI MİLLİ PARAYLA TİCARET
(Gümrük birliğinin güncellenmesi) Bu noktada Türkiyeye yönelik çok da olumlu bir yaklaşım söz konusu değil. Sadece Türkiyenin masada olması gereğini, gerçeğini kabul etmiş vaziyetteler. Ama yeni yönetim sistemiyle neticeler alınmaya başladığı andan itibaren süreç daha farklı işleyecektir.
ÇİN İLE DE KONUŞUYORUZ
Kur baskısı sadece Türkiye için değil, her yer için geçerli. Kur baskısı denen olayı frenleyebilecek olan en iyi araçlardan biri, uluslararası platformda milli paralarla ticaret yapmaktır. Bunu Rusya ile konuştuk, kısmen başladık. İran ile kısmen başladık. Çin ile de konuşuyoruz. Alışverişi milli paralarla yaptığımız oranda kur baskısı da azalacaktır. Ama bunu tümüyle sıfırlamak tabii ki mümkün değil.
SÖYLEM BİRLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ (IMF Sözcüsünün Türkiye kararlı görünüyor açıklaması)
O tabii ki tartışmasız. Makro ve mikro ekonomik dengeler anlamında hassasiyetimizi korumaya devam edeceğiz. Ekonomide söylem birliği de çok önemli. Her ağızdan ayrı bir ses çıkmamalı. Olumsuzluklara fırsat vermeyeceğiz.
MUTABIK KALDIK
Bizim FETÖ ile mücadele konusunda ne denli kararlı olduğumuzu, Sayın Çipras dahil herkes biliyor. Kendisine, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, helikopterle kaçtıkları Yunanistanda barınmakta olan 8 darbeci askerin Türkiyeye iadesinde ısrarcı olduğumuzu anlattım. Tabii o da Edirnede sınır ihlali yapan askerlerinin üzerinde duruyor. Meselelerin halli için iyi niyetli biçimde gayret gösterme konusunda mutabık kaldık. Kıbrıs meselesini de konuştuk. Adanın kuzeyindeki güneyindeki gelişmeler noktasında Guterres çerçevesi diye anılan planı konuştuk. Gerek Dışişleri Bakanım, gerek İstihbarat gerekse Genelkurmay Başkanlarımız karşılıklı olarak bir araya gelip bunları, Egeyle ilgili konuları görüşecekler, olgunlaştıracaklar. Daha sonra biz de görüşeceğiz.