Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut, önceki gün basının karşısına geçti
ve belediye başkanı seçildiğinden buyana yaptığı çalışmaları özetledi.
Son derece düzgün hazırlandığı her halinden belli olan bu sunumda,
karşımıza özetle şöyle bir tablo çıktı:
Yakutiye Belediyesi, bir yıl öncesine kadar, personel maaşı ve tedarikçi
ödemelerini yapamıyordu. Bugün aynı belediye sadece kamulaştırmadan
ötürü, şehre 50 milyon liralık bir kaynak sağladı.
Ali Korkut’un da defalarca altını kalınca çizdiği gibi, belediyenin
bataktan kurtulup, iş yapan bir kurum haline dönüşmesindeki aslan payı,
kuşkusuz ki AK Parti hükümetine ait.
Şayet belediye personelinin başka kurumlara geçmesini sağlayan o saya
çıkmasaydı, pek çok belediye gibi Yakutiye de, yaklaşık 900 çalışanı ile
borç batağında debelenip duruyor olacaktı. Baksanıza, 830 personelden
660’ı o imkan sayesinde başka kurumlara geçmiş. Bu da, belediyeye ayda
birkaç milyonluk yeni bir kaynak sağlamış.
Ali Korkut gözü kara bir belediye başkanı. Erzurum’un düzgün bir şehir
olabilmesi için, önce yıkılması gerektiğine inanıyor. Yaptığı tespite
göre, çekirdek şehirde yaklaşık 15 bin metruk bina var. Yakutiye son üç
yıldan beri ancak 1500 kadar metruk binanın kamulaştırmasını yapabilmiş.
Kolay değil; yılların ağır ihmali elbette ki üç yıl içinde telafi
edilemezdi. Üstelik kentsel dönüşüm gibi devasa bütçeler gerektiren
işler, tek başına bir ilçe belediyesini aşar.
Fakat Korkut’un şu sözü altı çizilmesi gereken bir tespitti:
“Siyaset kaygısı olan kimse kentsel dönüşüm yapamaz. Ben beş yıllığına
seçildim; sonrasına dönüm bakmam. Bu beş yılı en yararlı şekilde nasıl
geçiririm diye düşünüyorum. Yeniden seçilir miyim seçilemez miyim
şeklinde bir hesap içinde değilim.”
Yakutiye Belediyesi’nin son üç yılda şehre artı değer olarak kazandırdığı pek çok hizmet mevcut.
Misal; ancak medeni şehirlerde rastlanılacak olan “Kent Bilgi Sistemi”
Yani bazılarının “halkı fişliyorlar” dediği sistem. Ali Korkut’un
üzerinde ciddiyetle durduğu bu sistem sayesinde, Yakutiye sınırlarında
yaşayan on binlerce insanın eğitiminden, sağlık durumuna kadar, sosyal
yapısını gösteren bilgi depolandı. Ve bu bilgileri isteyen her kurum
kullanabiliyor.
Kaç bin yoksul var, kaç bin insan üniversite mezunu, kaç bin kişi akraba
evliliği yapmış, kaç bin insan belli bir hastalıkla mücadele ediyor.
Kaç bin aile kaç çocuklu gibi…
Öte yandan Yakutiye, İSO kalite belgesi sahibi bir belediye… Takdir edersiniz ki bu belge kimseye laf olsun diye verilmez.
Yine Doğu’da ilk Kent Konseyi’ni kuran da Yakutiye Belediyesi oldu.
Erzurum’un bir tane şehir meydanı yoktu. Ali Korkut’un cesur çıkışı
sayesinde Yakutiye Medresesi’nin önü yeniden düzenlendi ve tam anlamıyla
olmasa da şehir bir meydana kavuştu.
Eğriye eğri, doğruya doğru demeliyiz ki, tarihe gerçekçi not düşelim.
Bir dönem önce aynı belediye, çalışanının maaşını ödeyemiyordu, çöp kaldıramıyordu.
Şimdi üç yıl içinde artık büyük belediyelere mahsus projelere imza atan bir Yakutiye var karşımızda.
Üç Kümbetler’in çevresinin açılması ve Cumhuriyet Caddesi’ne alternatif
olacak Recep Akdağ Caddesi’nin açılması asla sıradan işler değildir.
O toplantıda öğreniyoruz ki Ali Korkut, yaptıklarının yanı sıra bir de yapacaklarının planını çıkarmış.
Misal; Yeğenağa Mahallesi’nde “Kültür Sokağı” ve Gürcükapı Camii’nin
etrafının açılarak şehre yeni bir meydan kazandırılması. Ayrıca
kamulaştırılması yapılan Üç Kümbetler’de kültür ve kongre merkezi
kurulması, butik oteller yapılması ve modern bir çarşı oluşturulması…
Yine çok önemli bir projesi ise, kentsel dönüşüm aracılığıyla
Mahallebaşı’nda köklü bir değişim yapmak… Ve şehrin yanı sıra, Yakutiye
sınırlarında kalan 33 köye hizmet ulaştırmak…
Erzurum, yerel yönetim noktasında uzun yılların ihmaline uğramış bir
şehirdir. Dolayısıyla bir belediyenin üç yıl içinde bu ağır ihmali
ortadan kaldırması mümkün değil.
Şüphesiz ki diğer belediyeler de boş durmuyorlar ama Erzurum öylesine
ıskalanmış ki yedi gün yirdört saat çalışsanız da açık kapanmıyor.
Buna rağmen Ali Korkut’u tebrik ediyoruz. Çünkü O, hastalığı doğru teşhis etmiş ve doğru tedavi uyguluyor:
Erzurum’un şehir olabilmesi için, önce yıkılması ve enkazdan kurtulması gerekiyor.