Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, 2015'in yaklaşmasıyla birlikte, bir süredir Ermeni Soykırımı'nın 100. yıldönümünü farklı gündemlerle karşılaştırmalı bir çerçevede ele alma çabalarındaki artış dikkat çektiğini söyledi.
Erzurumajans-Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, 2015'in yaklaşmasıyla birlikte, bir süredir
Ermeni Soykırımı'nın 100. yıldönümünü farklı gündemlerle
karşılaştırmalı bir çerçevede ele alma çabalarındaki artış dikkat
çektiğini söyledi. Eğilmez, "Bu noktada özellikle 100. yıldönümü aynı
tarihe denk gelen Çanakkale Savaşı'nın Soykırım anmaları ile karşı
karşıya getirilmeleri söz konusu" dedi.
II. Meşrutiyet'in
ilanından sonra Osmanlı ordusuna kabul edilmeye başlanan
gayrimüslimlerin genelde muharip sınıf yerine, geri hizmetlerde
bulunduğunu anlatan Eğilmez, "Önce balkan savaşları sonra dünya savaşı,
büyük bir coğrafyayı ve milyonlarca insanı yakıp kavururken, ister geri
hizmet olsun ister muharip sınıf olsun Türk ordusu dahilinde savaşan
herkesi etkiliyordu. Bazen geri hizmette de olsa her asker hayatını
kaybedebiliyordu. Başka bir açıdan bakıldığı zaman, bir ülke savaşa
girmişse ırkı, dini ve dili ne olursa olsun her vatandaşın, düşman
güçlerine karşı bütün varlığı ile ülkesini koruması gerekir. Aksi
davranış ancak hainlikle açıklanabilir. Dolayısıyla I.Dünya savaşı
sırasında Türk ordusu bünyesinde sayıları az olsa da Ermeniler yer almış
ve bunlardan ölenler de olmuştur. Buna karşılık Ruslarla birlik olup,
kendi tebaası oldukları Osmanlı Devleti'ne karşı savaşan binlerce Ermeni
vardır. Aynı zamanda Türk devleti birçok cephede emperyalist güçlere
karşı savaşırken, yine ermeniler yurtiçinde çeteler kurarak masum halkı
katledip, Osmanlı ordusunu arkadan vurmuştur. Eğer Osmanlı ordusundaki
ermeni sayısıyla, hainlik eden ve düşman tarafında geçen ermenilerin
sayısını karşılaştıracak olursak, kaşımıza denizde bir köpük çıkar.
Başka bir değişle, Çanakkale'de az sayıdaki ermeni ülkeleri için
savaşırken, Anadolu'nun birçok yerinde binlerce ermeni, yaşadığı
toprakları kana bulamıştır. Bu anlamda binlerce ermeni, Çanakkale'de
bomba atan, kurşun sıkan düşmana yardım etmiştir." diye konuştu.
ÇANAKKALE SAVAŞI TÜRK ASKERLERİNİN YAZDIĞI BİR KAHRAMANLIK DESTANIDIR
"Çanakkale Savaşı, Türk askerinin yazdığı bir kahramanlık destanıdır"
diyen Yrd. Doç. Dr. Eğilmez daha sonra şunları kaydetti; "Türk askeri,
denizde ve karada, kendinden çok üstün kuvvetlerle savaşmış ve vatan
toprağını büyük bir fedakârlıkla savunmuştur. Savaş günlerinde ülkesi
için savaşan her fert, olması gerekeni yapmış ve vatandaşlık görevini
yerine getirmiştir. Dini, dili ne olursa olsun Çanakkale'de veya bu
coğrafyanın herhangi bir köşesinde savaşıp can vermiş herkesi, dil, din,ırk ayrımı yapmadan saygıyla ve minnetle anıyoruz. Ama o eşsiz
mücadeleye, o büyük destana kirli ellerin uzanmasına da izin
vermeyeceğiz. Çanakkale'de Ermenilerin ayrıca anılması isteklerinin
tamamı, diaspora planıdır. Böyle bir durumun çeşitli odaklar tarafından
dillendirilmesi bile büyük bir saygısızlıktır. Böyle bir faaliyetin, çok
küçük bir bölümüne bile izin verilmesi, Çanakkale'de verilen büyük
mücadeleye ve bu millete yapılmış çok büyük bir ayıp olacaktır. Son
günlerde sıklıkla dile getirilen bu tür söylemler, 2015 yılında
Çanakkale Zaferini ve Şehitlerimizi anma törenlerine karşı yapılacak,
araya girme planlarının ön hazırlığıdır. Masum bir maske altında
anlatılan Çanakkale savaşlarında görev almış ermeni ve gayrimüslim
askerlerine ait hikâyelerinin tamamı, art niyetle dile getirilmektedir.
Bütün kamuoyu tarafından bilinmelidir ki sinsice hazırlanmış planın
farkındayız ve gelişmelerin takipçisiyiz."