Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nce organize edilen ‘Geleneksel Ramazan Şenlikleri’ iptal edildi.
İYİ BİR KARAR OLMUŞ. MİLLETİ EĞLENDİRECEM DİYE DİNİNDEN DİYANETİNDEN EDEN UYGULAMALARI BU BELEDİYELER NİYE YAPIYOR Kİ? HEM BU MÜBAREK AY İBADET AYIDIR EĞLENCE AYI DEĞİL. BÜYÜKŞEHİR DE BAKTI BAZI KESİMLERDEN TEPKİ ALIYORUM SONLANDIRDI. ŞİMDİ SIRA PARK PARASI ADI ALTINDA YOLLARA DİZDİĞİ YOL KESİP HARAÇ ALANLARI KALDIRSINLAR. BU HAKSIZ KAZANCA BİR SON VERSİNLER.
Zekai Kaya 3 Ağustosta açıklama yaptı, Büyükşehir 4 Ağustosta sahneleri ve çadırları kaldırdı, Askerlerimiz 5 Ağustosta Şehit düştüler. Ahmet Bey bu ne perhizz bu ne lahana çorbası etme eyleme iyice komik duruma düşüyorsunuz. :)
Acaba faşist ülkücü ve mhp li kesimin kürtçe şarkılar söyleniyor,vatan elden gidiyor hurafelerine ve kürt fobisine kurban gitmesin eğlence alanları.bu bize şunu gösteriyor demekki Ahmet küçükler ve ekibi mhp lilere boyun eğdi ve çekindiler.bu şehire adam akıllı huzur ne zaman gelecek Kürdüyle,Türküyle, Çerkeziyle,Çingenesiyle,Hemşinlisiyle,Zazasıyla ne zaman kardeşçe yaşayacak bu insanlar bu enfes ve temiz havası olan şehirde.Gelecekten hala umudu olan insanlardanım umarım herşey düzelir.
YAKUTİYE MEYDANINDAKİ REZALETİN DURMASINI İSTİYORUZ.BU BAŞKANLAR BÖYLE DEVAM ETTİKÇE AK PARTİYE OY FALAN YOK.GEÇEN SEÇİMDE TAYYİP`İN HATIRINA OY VERDİM KÜÇÜKLER`e.BU SEFER TAYYİP ERZURUM BELEDİYE BAŞKAN ADAYI OLSA VE BİLSEM Kİ O DA BÖYLE ŞENLİKLER YAPACAK 100 OYUMDAN BİRİNİ VERMEM.BÖYLE MÜSLÜMANLIK OLMAZ...
çok yerinde bir karar sayın başkanı tebrik ediyorum
sayın başkanın aldığı bu kararı destekliyoruz.Ramazanın ruhuna aykırı olan görüntü kaldırlarak gereken yapıldığı için sayın başkanı Tebrik ederiz.Şimdi sıra yakutiye meydanında şenlik yapan yakutiye başkanında.O da hassas davranıp karnavale dönüşen şenliği iptal etsin.Millet ibadetini ruhuna uygun yapsın.boş vaktinde şenliğe değil sılah-ı rahim dediğimiz akrabalarına gitsin fakir fukarayı gezssin.selamlar- Hayırlı Ramazanlar Diliyoruz.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDAKİ MAĞLUBİYETİMİZİN MANEVÎ SEBEBLERİ Tarihçe-i Hayat isimli eserde, Birinci Cihan Harbi musibetinin ve mağlubiyetinin sebebi hakkındaki hitabeden alınan az bir kısmında Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri diyor ki: «Bir Cuma gecesinde, nevm(uyku) ile âlem-i misâle girdim. Biri geldi, dedi: ? Mukadderat-ı İslâm için teşekkül eden bir meclis-i muhteşem seni istiyor. Gittim... Gördüm ki: Münevver, emsalini dünyada görmediğim, Selef-i Sâlihînden ve a`sârın mebuslarından her asrın mebusları içinde bulunur bir meclis gördüm. Hicab edip kapıda durdum. Onlardan bir zat dedi ki: ? Ey felâket - helâket asrının adamı! Senin de reyin var, fikrini beyan et. Ayakta durup dedim: ? Sorun, cevap vereyim. Biri dedi: ? Bu mağlûbiyetin neticesi ne olacak? Galibiyette ne olurdu?... Dedim: ? Musibet, şerr-i mahz olmadığı için, bazan saadette felâket olduğu gibi, felâketten dahi saadet çıkar. Eskidenberi İ`lâ-yı Kelimetullah ve beka-yı istiklâliyet-i İslâm için farz-ı kifaye-i cihadı deruhte ile, kendini yekvücut olan Âlem-i İslâma fedaya vazifedar ve hilâfete bayraktar görmüş olan bu devlet-i İslâmiyenin felâketi, Âlem-i İslâmın saadet-i müstakbelesiyle telâfi edilecektir. Zira şu musibet, mâye-i hayatımız ve âb-ı hayatımız olan uhuvvet-i İslâmiyenin inkişaf ve ihtizazını harikulâde ta`cil etti... Tekrar biri sordu: ? Musibet, cinayetin neticesi, mükâfatın mukaddemesidir. Hangi fiilinizle Kadere fetva verdiniz ki şu musibetle hükmetti. Musibet-i âmme, ekseriyetin hatasına terettüb eder. Hâzırda mükâfatınız nedir? Dedim: ? Mukaddemesi, üç mühim erkân-ı İslâmiyedeki ihmâlimizdir: Salât, Savm, Zekât. Zira, yirmi dört saatten yalnız bir saati, beş namaz için Hâlık Taalâ bizden istedi. Tenbellik ettik. Beş sene yirmi dört saat talim, meşakkat, tahrik ile bir nevi namaz kıldırdı. Hem senede yalnız bir ay oruç için nefsimizden istedi. Nefsimize acıdık. Keffareten beş sene oruç tutturdu. On`dan, kırktan yalnız biri, ihsan ettiği maldan zekât istedi. Buhl ettik, zulmettik. O da bizden müterâkim zekâtı aldı. El cezâu mincinsi`l-ameli Mükâfat-ı hâzıramız ise; fâsık, günahkâr bir milletten, humsu olan dört milyonu velâyet derecesine çıkardı; gazilik, şehadetlik verdi. Müşterek hatadan neş`et eden müşterek musibet, mazi günahını sildi. Yine biri dedi: ? Bir âmir, hata ile felâkete atmış ise? Dedim: ? Musibet-zede mükâfat ister. Ya âmir-i hatâdârın hasenatı verilecektir, o ise hiç hükmünde, veya hazine-i gayb verecektir. Hazine-i gaybda böyle işlerdeki mükâfatı ise, derece-i şehadet ve gaziliktir. Baktım, meclis istihsan etti. Heyecanımdan uyandım. Terli, el pençe yatakta oturmuş kendimi buldum. O gece böyle geçti.» (Tarihçe-i Hayat: 130)
Sayın Küçükler önce sebeb olduğunuz bunca günah için tevbe edin.Allah`tan mağfiret dileyin.Sonra da `Biz kadere ne fetva verdirdik ki başımıza bu Birinci Cihan Harbi` geldi sorusuna Bediüzzaman`ın verdiği cevabı işin ehli birine sorup öğrenin.O zaman verdiğimiz şehitleri daha iyi anlarsınız.
Ahmet Bey`in aldığı karar halk üzerinde ne kadar etkileyici olur , nasıl tepki alır ? ; bilinmez ama mevcut Ramazan etkinlikleri hoş olmayan olayların olmasına neden oluyordu.Kaldırılması uygun olmuş.Darısı Yakutiye Belediyesi Meydanına...
Yerinde, doğru karar. Gerekçesi farklı da olsa ramazanın öz ve ruhuna uygun bu kararından dolayı Başkanı kutluyorum.