Cuma günü Palandöken İlçesi’nin Belediye Başkanı Sayın Orhan Bulutlar, Basın Müşavirir Tahir Çolak ile Erzurumajans’ı ziyaret etme nezaketini göstermişti.
Bazı toplantılarda ayaküstü yaptığımız selamlı sabahlı birkaç cümlelelik konuşmalardan birşeyler çıkartacak kadar yetenekli olmadığım için bu sohbet benim için önemliydi.
Kimlikler masaya konulmadan, dostane bir söyleşi ile karşınızdakini dinlemenin ve anlamanın zevkli yanı olduğu kadar ilginç yanı da oluyor.
Her tazelenen çayda başka bir konuya geçiliyor, her yudumda o konunun içeriği derinleşiyordu. Yine de ne ben laf arasına sıkıştırdığım gazeteci sorularından kaçınabildim, ne de Sayın Bulutlar siyasi mesajlar vermekten eksik kaldı.
Mesela, arada bir Sayın Başbakan’ın adını anarak O’nun siyasi duruşunu belirtirken gizli hayranlığını ne kadar gizlemeye çalışsa da bunu anlamak o kadar zor olmuyordu.
Her belediyenin umarsız derdi durumuna gelen kamuya ve çalışanlarına olan borç belasını sordum.
“Bir kuruş kimseye borcumuz yok,” dedi. Ve göreve başladığında aldığı borç yükünü rakamlarla açıklamaya başlayınca, bizim Orhan Bozkurt da kaleme sarıldı ve notlarını almaya koyuldu. Zaten yapılması gerekeni yapıyordu; ama dedim ya, benim derdim Başkan Bulutlarla değil, İlahiyat Fakültesi’nde dirsek çürüten Orhan Bulutlar’dı.
Peki, dedim, devraldığınız bu borç yükünü nasıl attınız sırtınızdan?
Yine detayları ve rakamlarıyla açıklamaya başladı; yine Orhan Bozkurt not almaya başladı ve yine Turhan Bozkurt acar bir gazeteci edasıyla fotoğraflamaya devam etti.
Sayın Bulutlar’ın rakamları değil ama şu cümlesi aklıma yer etti.
“Gereksiz yere para harcamam, gerektiğinde ise bundan kaçınmam!”
İşin sırrı buydu galiba, halka hizmet için harcarken cömer olmak, birilerine himmet için harcarken cimri olmak; ya da hizmete koştururken himmetten kaçınmak!
Ben Sayın Bulutlar’ın samimiyetine inanarak dinlemeye devam ettim.
Ben sormuyordum artık, Orhan Bozkurt soruyordu. (Bazen şu gazeteci kimliğini bir yana bıraksa ne hoş olacak!) Başkan da cevaplıyordu.
Falanca mahallenin çok eksikleri varmış, oraların bir an önce düzeltilmesi gerekiyormuş, yirmi beş yıllık ağaçlar getirtilecekmiş… Çevre düzeni ve alt yapı çok önemliymiş…
Peki, anladık da benim gerçekten derdim Milli Türk Talebe Birliği’nde görev yapmış, Yüksek İslam Enstitüsü Federasyonu’nda Genel Başkan Yardımcılığı’nda bulunmuş Orhan Bulutlar’ın hayata bakışı ve duruşudur.
Bununla ilgili aklımdaki soruları soramadan yolculamak zorunda kaldık Sayın Orhan Bulutlar’ı…
En kısa zamanda çay davetine uyacağımızın sözünü de verdik. Aklımdaki soruları da o güne sakladım; kesinlikle Orhan Bozkurt’un ağzını bantlamayı ihmal etmeyerek gideceğiz elbet!