Erzurum, 70’li yıllarda başlayıp 80’li yıllarda artarak devam eden göç erozyonuna maruz kalan bir şehirdir.
Şa-yet bu hızda süren bir göç olmasaydı tahminlere göre, bugün şe-hir il nüfusu en az 2 milyon civarında olacaktı.
Fakat son sayımla ortaya çıkan tablo gösteriyor ki Erzurum’un, 2011 yılına göre nüfusu binde 0.34 oranında düşmüş.
Bu tabloya göre iki sonuç olabilir:
Bir,Erzurum’da göç hız kesti. İki, hayır göç hız kesmedi. Ancak şöyle oldu:
Erzurum, bir yandan göç verirken, bir yandan da çevre illerden göç
aldı.
Bana göre de ikincisi geçerli.
Şehrin demografik yapısı da zaten bunu göstermektedir.
Yani Erzurum, sermaye ve nitelikli insan göçü vermeye devam ederken, beri yandan da niteliksiz göç alıyor.
Buna rağmen Türkiye fotoğrafına yakın duran bir sonuç çıktı:
Nüfusun 393 bin 81’i erkek, 387 bin 766’sı kadın…
Bu tablonun bize sunduğu başka bir gerçek ise şudur:
80’li
yıllarda nüfusun yüzde 60’ı kırsalda yaşarken, bugün bu oran, yüzde
40’lara kadar düşmüş. Gerçi bu bile hala AB standartlarına göre yüksek
bir orandır.
Erzurum’un toplam 20 ilçesi var. Bu ilçelerden
Yakutiye, 184 bin 674, Palandöken 162 bin 162 ve Aziziye de 51 bin 532
nüfusu ile hem “merkez ilçe”sıfatı taşımaktadırlar, hem de toplam
nüfusun yarısından fazlasını barındırmaktadırlar.
Başka bir
yanıyla, Pazaryolu toplam nüfusun içinde sadece 0.55’lik bir paya
sahipken, Yakutiye 23.7 ile en büyük oranı temsil ediyor.
Erzurum’un
göç veren bir il olduğunu anlamak için birçok veriye bakmak mümkünken,
bir gösterge de, 20 ilçeden 13’ünün nüfusunun azalmış olmasıdır.
Bu
arada, İspir, Narman, Olur, Pazaryolu, Tortum, Uzundere ve Yakutiye
ilçelerinde ise, kadın nüfus oranı erkek nüfusa göre fazla…
Önümüzdeki
yerel seçimden itibaren, yeni yasa uyarınca büyükşehir belediyesinin
sınır ve sorumluluğu il sınırı olacak. Bu da demek oluyor ki, kırsalda
hayat biraz daha zorlaşacak. Böylelikle belki birkaç yıl içinde,
kırsalda yaşayan nüfus yüzde 30’lara kadar düşecektir.
Özetleyecek
olursak bugün ki tabloya göre, Erzurum’un toplam nüfusu 800 bin olursa,bunun 500 bini kent merkezinde, 300 bini de kırsalda yaşacak.
Peki Erzurum şimdiki iktisadi yapısına göre 500 bin insanı barındırabilecek bir potansiyele sahip mi?
Ne yazık ki değil.
Düşünün
ki 30 yıl önce Erzurum’un muadili sayılan illerde tıpkı bizde olduğu
gibi sadece bir tane organize sanayi bölgesi varken, bugün o illerde
dört ve beşinci organize sanayi bölgeleri kurulmuş biz ise hala
ikincisini nasıl kurabiliriz diye kara kara düşünüyoruz.
Dolayısıyla bu tabloyu dönüştüremediğimiz sürece Erzurum göç veren iller arasında hep yüksek yerlerde olacaktır.
Bugün
Palandöken’de göreceksiniz, Erzurum yeni organize sanayileri kuramıyor
ama şartlar öyle bir noktaya geldi ki, nüfusu bir milyonun üzerinde olan
illerde olması gereken 5. icra müdürlüğü Erzurum’da açıldı.
Yani Erzurum bir yandan nitelikli göç veriyor, öbür yandan icralık bir şehir haline dönüşüyor.
Kent
merkezi nüfusu 400 bin civarında olan bir şehirde 5. icra müdürlüğü
açılmışsa, orada sistemin alarm üretmesi gerekir. Ama bizde bu acı tablo
en azından siyasetçilerin umurunda bile değil.
Halk olup bitenin artık farkında…
Gücü yeten gidiyor, yetmeyen tekkeyi bekliyor.
Peki sonunda çorba var mı?
İşte orası karanlık…