Bu tablo beni umutlandırdı...

TUİK'in 2013 yılı verilerine göre, Erzurum'un son yıllardaki nüfus yapısı şu şekilde değişiklik gösteriyor:
Erzurum'un bugünkü toplam nüfusu 766 bin 729.
2007 yılında 784 bin 941 kişi, 2008 yılında 774 bin 967 kişi, 2009 yılında 774 bin 207, 2010 yılında 769 bin 085, 2011 yılında 780 bin 847, 2012 yılında 778 bin 195, 2013 yılında 766 bin 729. Bu tabloya bakıldığında, Erzurum'un nüfusu son 7 yılda 18 bin 212 kişi azalmış.
Peki bu iyi bi şey mi kötü bi şey mi?
"Mükemmel, çok iyi" dememiz mümkün değil. Ancak eski yıllardaki nüfus göç hızına bakıldığında, en azından bardağın yarısı dolu diyebiliriz.
Zira göç'ün ciddi ölçüde hız kestiği anlaşılıyor.
7 yıl içinde sadece 18 bin kişi göç etmiş.
80'lerin sonu, 90'ların başında göç hızı öyle bir hal almıştı ki, bırakın 7 yıl içinde 18 bin'i, yalnızca bir yılda 34 bin kişinin göç ettiğine tanık olmuştuk.
Şurası muhakkak ki, Erzurum gibi şehirlerin nüfusunun milyon ve üzerinde olması çok zor.
Nedeni belli: İklim, ekonomi, rakım, hayat şartları ve merkeze uzaklık...
Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde dahi Erzurum'la aynı kriterlere sahip şehirlerde de milyonu bulan nüfuslar yoktur.
Kaldı ki bir şehrin gelişmişlik ölçüsü elbette nüfusuna göre değildir. Tamam, yoğun nüfus olması o şehrin cazibe merkezi olduğu anlamına gelir ancak Türkiye gibi henüz kamil anlamda kalkınmasını tamamlayamamış bir ülkede, nüfus oranı tek başına başarı öyküsü olmaz.
Yılın yedi sekiz ayını ağır kış koşulları altında geçiren, sanayisi olmayan tarıma dayalı üretimi çok cılız olan bir şehirde 700-800 bin civarında bir nüfus barınıyorsa, tüm olumsuzluklara rağmen demek ki o şehir yarınlara dair umut veriyor.
Nedir o umut?
O umut, son yıllarda AK Parti ile başlayan adımlardır.
Misal; turizm, hayvancılık, sağlık, eğitim ve hizmet sektörü...
Bu alanlarda meydana gelen olumlu gelişmeler, insanların doğup büyüdükleri topraklarında yaşamaları için etken bir nedendir.
Terör endişesi ve tehdidinden arınmış bir iklim de bu etkene moral değeri yüklüyor.
Erzurum nüfusunun yarısından fazlası şehir merkezinde yaşıyor. Bu da hükümetlerin hedeflediği kırsaldaki nüfusu azaltma politikasının burada işliyor olduğunu göstermektedir.
Şehirde bedavadan iş ve aş dağıtılmıyor belki fakat son yıllarda artan imkanlar, köyünden kalkan bir ailenin Erzurum'u tercih etmesini sağlıyor. Oysa önceki yıllarda yükünü tutan şehre uğramadan sahile koşuyordu.
Bugün metropollerin hali ortada...
Kişi başına en yüksek gelirin olduğu Kocaeli'nde bile artık iş de aş da en büyük sorun.
Erzurum emekliler için ideal bir şehir değil.
Çünkü bu rakım ve bu iklim beraberinde bir çok sağlık sorununu doğuruyor ama genç nüfusun tercih etmesini gerektiren özellikler yavaş yavaş da olsa artık var.
Eğitim, sağlık, iş, sosyal yapıdaki dönüşüm ve ulaşım...
Erzurum'un yaşanılabilir bir şehir olması için gerekli olan ihtiyaçlar, son yıllarda çok daha kolay ulaşılabilir hale geldi.
Tamam; daha yolun başındayız, ama mesafe aldığımız da muhakkak...
Baksanıza Erzurum'da erkek nüfus (384 bin 015) ile kadın nüfusu (382 bin 714) arasındaki fark neredeyse iki bine kadar düşmüş. Bu da nüfus yapısının dengeli olduğuna en güzel karinedir.
Sizi bilmem ama bu tablo benim yüreğime su serpti.
Kimsenin silah ya da kanun zoruyla tutulmadığı bir şehirde göç'e fren konulmuşsa bu, yarın manzaranın tam tersi olabileceğine işarettir.
Dayan Erzurum, bugün dünden daha iyi, yarın bugünden de iyi olacak.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.