Daha geçen yıl iktidar partisinin merkezdeki ilçelerden birinin başkanına sormuştum.
''Siz hiç çalışmasanız, seçmene gidip gelmeseniz, seçim sonuçları ne olur?'' diye.
Dobra dobra kişliği ile tanıdığım sevgili başkan, ayaküstü bu sohbetimizde yine lafı evirip, çevirmeden dostdoğru şu cevabı vermişti:
''Çok şey değişmez. Belki bizim çalışmamız gidip gelmemiz, alınan oyda yüzde 5 etkili oluyor. Onun dışında aldığımız oyların tamamı Genel Başkanımız ve Başbakanımıza aittir. Yalandan bunu kimse inkar etmesin. Hatta bir yerde adayın bile çok fazla artısı olmaz.''
***
BU konu ile ilgili başka çarpıcı bir örnek daha anlatmak istiyorum.
Bunu söyleyen de AK Partisi'nden bir arkadaş.
Bayağı da yetkili, tanınmış bir işadamı.
12 Eylül Anayasa Halk Oylamasının yapılacağı referanduma bir kaç gün kala, bu arkadaş milletvekillerimizin biri ile bir ilçemize gidiyorlar.
Araç içinde söz oradan, buradan açılıyor ve konu bu seçmen ziyaretlerine geliyor.
O arkadaşın yalancısıyım.
Milletvekiline diyor ki:
''Sayın vekilim, aslında bizim gitmemize bile gerek yok. Halk ne karar vermişse o sandığa nasıl olsa yansıyacak. Senin, benim gitmemin çok önemi yok. Hatta ne yalan söyleyeyim ağabey, sen gidiyor olduğun için de bazı ilçelerde oylarda bile düşüş olur!!!''
Bunu söyleyen partili, sözkonusu o vekilin o dönem özellikle o gittiği ilçe ile yakın ilçelerde çok da tutulmayan bir vekil olduğunu belirtiyordu ki, gerçekten de isimini bana söylediğinde, hak da verdim!
***
Bazen işte aklıma geliyor.
İnanın kimseyi itibarsızlaştırma, provoke etme amacında değilim.
Eğer öyle bir düşüncem varsa, Allah sorsun.
Sadece düşünüyorum bazen.
Genelde de yüksek sesle.
Mesela AK Partisi'nden Büyükşehir adayı Mehmet Sekmen hani ilçelere filan gidiyor ya. Eminim ki genelde de hayatında ilk defa gittiği ilçeler onlar. Acaba hiç gitmese Sekmen, sadece merkezde otursa filan, bu sandığa nasıl yansır.
Sanıyorum çok fazla bir şey farketmez.
Daha önce bir yazımda da bahsetmiştim.
Kimse küsüp darılmaz!
***
Ya da ben öyle sanıyorum.
Nihayetinde hepimiz de biliyoruz ki bu seçim genelde liderlerin ve partilerin seçimi.
Siz bakmayın öyle gidip gelmelere, gülücükler vermelere, proje açıklamalara, atar yapmalara, seçmenle şirin pozlar vermelere.
Evet, bu seçim partilerin ve dolayısıyla liderlerin seçimi.
Adayların hiç değil.
İl Başkanları veya teşkilatların zaten hiç değil!
***
Türkçe derslerine devam:...."başkanına sormuştum" ifadesinden sonra " : iki nokta üst üste işareti gerekli..... "Dobra dobra kişliği " kişiliği olacak..... "lafı evirip, çevirmeden " virgül olmayacak arada..... "çevirmeden dostdoğru şu " dosdoğru olacak.... "Genel Başkanımız " özel isim değil genel başkanımız olacak ..... "BU konu" Bu konu olacak ....... Ben yoruldum, devamını size bırakıyorum.