Bu nasıl bir habercilik?

Olay şu:

20 Mayıs 2012 tarihli Hürriyet’te, Arda Akın imzalı bir haber yayımlandı.

“965 milyonluk olimpiyat vurgunu” başlığıyla verilen o haberde, güya 2011 Üniversite Kış Oyunları’nın ihalelerinde “965 milyonluk vurgun” yapılmış ve bu vurgunu da eski adıyla Özel İdare, şimdiki İl Genel Sekreterliği yapmış!

Haberde, sapla saman öylesine birbirine karıştırılmış ki, konuyla yakından uzaktan ilgisi bulunmayan milli eğitim eski müdürü Fevzi Budak da, hedef gösterilmiş. Fakat asıl “bir numaralı fail” olarak, İl Genel Sekreteri Selami Altınok işaretlenmiş.

Bu haberi bu haliyle okuyan herkes, son derece doğal olarak, “Vay be, adamlar malı nasıl götürmüşler” deyip, ardından da okkalı bir küfür basmıştır.

Peki gerçekte durum ne, yani Erzurum İl Genel Sekreterliği, 2011 Üniversite Kış Oyunları’ndan ötürü, gazetenin dediği gibi, “büyük vurgun” yapmış mıydı?

Bu soruya, “evet” veya “hayır” cevabını vermeden önce, 2011 Üniversite Kış Oyunları’nı hangi kamu kurumunun düzenlediğine bakmak gerekir.

Gazetenin yazıişleri aslında bilir de ama biz iyi niyetle bu ayrıntıyı bilmediklerini düşünelim. Dikkatli ve dürüst bir editörün yapacağı şey şudur:

Muhabirin getirdiği bu iddialı haberi, adam akıllı araştırmak ve haberin ayaklarının sağlam biçimde yere basmasını temin etmektir. Hürriyet gibi haberciliğin en güçlü ismi olan bir gazete, böyle bir hata yapmaz. En basit şekliyle, yazıişleri Erzurum’u arasa ve dese ki, “Kadir Bey, İstanbul muhabirimiz bize böyle bir haber getirdi, ne diyorsun?”

Doğan Haber Ajansı Müdürü Kadir Sabuncuoğlu, hemen müdahele ederdi ve derdi ki, “İyi de 2011’in ihaleleriyle, İl Genel Sekreterliği’nin yakından uzaktan alakası yok. Haberde çok ciddi maddi hatalar var.”

Muhtemelen kimse böyle bir soru sormadı ve Hürriyet, büyük bir skandala imza atmış oldu.

Selami Altınok’un açıklamasını bugün basında göreceksiniz.

Aynı açıklama Palandöken’de de manşetten verildi. Selami Altınok dün yaptığımız görüşmede, iki gözü iki çeşme perişan haldeydi.

Adamcağız ağlamakta haklıydı. Kendisiyle ve kurumuyla zerre kadar ilgisi olmayan bir suçlamanın bir numaralı sanığı olarak gösteriliyordu.

Oysa…

2011’le ilgili tüm alım satımlar, ihaleler, harcamalar Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından yapıldı. İl Genel Sekreterliği, hele hele de Fevzi Budak, bu sürecin fersah fersah uzağındadır.

Genel Sekreter Selami Altınok, yana yakıla feryat ediyor:

“Benim hakkımda soruşturma yok, evim basılıp aranmadı, gözaltına alınmadım. Bu iş bizim kurumun sorumluluğunda olan bir iş değil ki, diyelim ki acaba gözden kaçan bir şey mi oldu. Bu nasıl bir düşmanlıktır ki, haysiyetimi ve şerefimi böylesine acımasızca karalamak istiyorlar.”

Hürriyet gazetesi bu soruya cevap vermek zorundadır:

Bir insanın onuru ve haysiyeti bu kadar kolay nasıl harcanır? Aslı astarı olmayan bir yalan haber yapmak basın ahlakına nasıl sığar?

Aradan iki gün geçti ve haberin yalan olduğu anlaşıldı, buna rağmen Hürriyet arkasına bile dönüp bakmadı. Bir insanın hayatı kararmış, insan içine çıkamaz olmuş kimin umurunda!

İl Genel Sekreterliği ile ilgili, başka bir meseleden ötürü mümkün ki bir adli veya idari soruşturma olabilir. Kaldı ki, Selami Altınok kendisiyle alakalı böyle bir soruşturma olmadığını da söylüyor.

Hürriyet, geçen Pazar günü, haberciliğin namusu gereği çöpe atması gereken bir yalanı, manşete çıkardı.

“Erzurum’da 965 milyonluk olimpiyat vurgunu”

Bu kadar basit…

Hem öyle bir basit ki, 2011 Üniversite Kış Oyunları’nın toplam giderinin (tesisler ve organizasyon dahil) 700 milyon lira bile olmadığı halde, sözde vurgun 965 milyon lira olmuş!

“Bu ülkede yolsuzluk olmaz, bütün kurumlar sütten çıkmış ak kaşıktır” demiyoruz, demeyiz de… Lakin doğru ne, ise onu söylemek lazım…