Bu manzara...

Her şeyin konuşulduğu ama bir tek yerel hizmetlerin tartışılmadığı şu seçim arifesinde, aslında en büyük çileyi sokaktaki sade vatandaş çekiyor.

Görüntü kirliliği derseniz, istemediğiniz kadar.

Öyle ki yer gök kâğıttan, ipten, afişten, broşürden, naylondan ve poşetten geçilmiyor.

Sanki vatandaş bu görüntü kirliliğine bakıp da ona göre oy kullanacak!

Bitmedi...

Bir de gürültü kirliliği var!

Vatandaşı canından usandıran bir işkence...

Sabah mesai saatiyle başlayıp, gece yarısına kadar süren ve kimin ne dediği belli olmayan bir gürültü...

Partiler zannediyor ki, ahali bu gürültü kirliliğinden etkilenip filanca partiye oy verecek.

Yok böyle bir şey...

Çünkü ahali, o gürültünün içeriğini de anlamıyor, kimin kim için oy istediğini de duymuyor.

Berbat bir Türkçe ve bozuk cihazlar!

Şehirlerarası yolcu otobüslerinin mola yerlerinde yapılan çağrılara rahmet okutacak türden kötü anonslar...

Tamam; biliyorsunuz ki birileri adayın biri için oy istiyor ama anlayamıyorsunuz, o aday kim ve hangi partiden...

Osmanlı'nın son döneminde, bugünkü ifadeyle basından sorumlu bir nazır (bakan) vardı. Adam bakan fakat ne çıkar ki doğru dürüst okur yazar bile değilmiş.

Görevi icabı her gün neşriyatı (basını) takip ediyor.

Gazetenin biri, o günkü Osmanlı yönetimine muhalif yayın yapıyor ama öyle usturuplu yazılar yayımlıyor ki, Osmanlı'nın neşriyat nazırı satır aralarındaki giydirmeleri anlayamıyor.

Derken bir gün nazır efendi o gazetenin umum müdürünü arayıp aynen şöyle diyor:

"Hissediyorum muhalif şeyler yazıyorsunuz, fakat dua edin ki anlayamıyorum yoksa ocağınızı söndürürüm."

Biz de bugün hissediyoruz: Şehrimizde bir seçim olacak ve birden çok parti bu seçimde yarışıyor ama inanınız ki anlayamıyoruz kim ne söylüyor ve kim bu şehrin yarınlarına dair nasıl bir program sunuyor?

Anlayamıyoruz. Çünkü: Etrafta sadece görüntü ve ses kirliliği var.

Rahmetli Seracettin Avar (Saraç ağabeyi) DYP'nin seçim propagandasını yaparken, "Ezesi hırsızların partisine oy vermeyin" diye araca bağlı hoparlörden çağrı yapar dururdu.

Kendisine sorduk, "Ağabeyi" dedik. "Nedir bu ezesi hırsızlar, hangi partiyi kasdediyorsun?"

Rahmetli, "ANAP'ı diyorum" demişti ve sonra da niye "ezesi hırsızlar" şeklinde bir ifade kullandığını kendince izah etmişti.

Adeta halk aşıklarının muamması gibiydi.

Saraç ağabeyi iddia eder di ki söyledikleri kamuoyunda anlaşılıyor ve kabul görüyor.

Haksız da sayılmazdı.

O seçimde DYP Erzurum'da ANAP'ı ezip geçmişti.

Bugünkü ise, muamma bile değil...

Kulağa da göze de hitap eden yok!

Neyse ki seçime iki haftadan az bir zaman kaldı.

Dananın kuyruğu artık kopmak üzere...

Bazıları vatandaşın zekâsıyla ve izanıyla alay edip duruyor ya, inanınız ki 30 Mart'ta herkes Hanya'yı da Konya'yı da görecek.

Vatandaş, birilerinin bu ülkeye "cambaza bak cambaza" oynatmak istediğini görüyor.

Oyun da bozulacak, tuzaklar da...

Neyse...

Biz esas konumuza dönelim.

Evet; bu ses ve görüntü kirliliği vatandaşa artık gına getirdi.

Sabahın 7'sinde eline megafonu alıp bağıran o partili acaba kendi kendine soruyor mudur hiç?

Bu şehirde; hasta olan, nöbetten evine dönen ve gece ders çalışan birilerini rahatsız ediyor muyumdur?

Zannetmiyorum...

Öyle bir kaygısı olsa zaten sabahın 7'sinde avazı çıktığınca bağırmaz.

Bazı adayların unuttukları gerçek şu:

Vatandaş ne caddeleri-sokakları boydan boya kaplayan parti flamalarına, ne baştan başa giydirilmiş araçlara, ne duvarların cephelerini süsleyen afişlere, ne de cızırtıdan ibaret kalan anonslara bakıp belediye başkanı seçmeyecek...

Yani?

Birileri kendilerini boşuna paralayıp duruyor.

Ahali bu ülkede kimin kaç okka çektiğini biliyor ve son günlerde de yakından görüyor.

"Hayır bilmiyor" diyorsanız.

Az daha sabredin, şunun şurasında 30 Mart'a bi şey kalmadı...

Ak mı, kara mı ortaya çıkacak nasılsa...
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • mehmet taş 01 Ocak 1970 02:00

    duran saatte 2 defa doğru zamanı gösterir ya! sende ara sıra doğru söylüyorsun!! millet o cambazları görüyor! kral çıplak, akp bayrak asınca sesiniz çıkmıyordu!!! diğer partiler asmaya başlayınca kirlilik yaygarası başladı!! bu memlekette sadece bayrak kirlililiği, ses kirliliği yok! yorum kirliliği var, istismar kirliliği var, parelelel kirliliği var! kendisini boşuna paralayanlar içerisinde acaba sizde olmayasınız??

  • kemal ati 01 Ocak 1970 02:00

    memleket sahapsız mehmet bey! Seçimden önce gazetelerdede açıklandıki caddelerde karşıdan karşıya bayrak asımı olmayacak. Ama dinleyen kim en başta akp ondan sonra mhp işin cılkını çıkardılar

  • Onur Hasan 01 Ocak 1970 02:00

    Selami ALTINOK yaptığı açıklamada ``ben Mehmet ŞENER`e Röportaj vermedim sadece nezaket ziyaretinde bulundu`` dedi . Bununla ilgili bir yazı bekliyorduk ama...