Geçtiğimiz Pazar günü, Aziziye Tabyası’ndaki ağaçlar yandığında, yine çok üzülmüş ve kahretmiştik. Ancak bu yangının bir ihmal sonucu çıktığını düşünerek, işin içinde bir iş olduğunu düşünemedik. Nasıl ki dün Atatürk Üniversitesi’ne ait 30 dönümlük çamlık alan yandıysa uyandık:
Hayır; dedik. Peş peşe meydana gelen bu yangınlar ihmal veya kaza sonucu çıkan yangınlara benzemiyor. Bu yangınları birileri kasıtlı olarak çıkarıyor.
Nitekim polis de şüpheli bir aracın peşine düştü.
Muhtemelen terör örgütü PKK, Erzurum’da çamlıkları yakarak eylem yapıyor.
Bu eylem biçimi toplum için hiç de yabancı değildir. Çünkü henüz doğmamış bebeği anne karnında katledecek kadar zalimleşmiş bir terör örgütü, orman da yakar, yol da keser, insan da öldürür.
Dün ve Pazar günü de Erzurum’da olan budur; yani bu yangınlar terör örgütü eliyle çıkarılmış yangınlardır.
Diyelim ki, Aziziye Tabyası gözden ırak bir yer olduğu için, çıkan yangın piknik yapanlar tarafından çıkarılmış olabilir. Gerçi ilgililer bu ihtimale olmaz gözüyle bakıyorlar ama zayıf da olsa bunun olması mümkün. Fakat aynı ihtimal üniversitenin çamlığı için söz konusu değil.
Güvenlik var, giriş çıkışlar kontrol altında ve çevre ıssız değil.
Bu gerçeğe rağmen üniversite çamlığında 30 dönüm orman cayır cayır yakılıyorsa, mutlaka işin içinde bir iş var demektir.
Malumunuz bölücü PKK uzun zamandan beri Erzurum’da kan akıtmak ve iz bırakacak bir eylem yapmak istiyor. Örgüt üyeleri kendi aralarında yaptıkları muhaberede, bu niyetlerini açıkça ifade ediyorlar ve bu kalleşlik için fırsat arıyorlar.
Orman yakmak, PKK için artık çok bilinen bir eylem şekli.
Özellikle sahil kentlerinde bugüne kadar binlerce dönüm ormanı cayır cayır yaktılar ve zerre kadar vicdan azabı duymadan eylemlerini savundular.
Polis, henüz resmi olarak “Bu çamlıkları PKK yaktı” gibi bir açıklamada bulunmadı. Çünkü polisin de elinde çok güçlü kanıt yok. Ancak bu işlerden anlayan uzmanların yorumları ve şüpheli beyaz aracın aranması, fail olarak PKK’yı işaret ediyor.
Şayet bu çamlıkları yakmak, daha büyük eylemlerin habercisi ise, demek ki herkesin olduğundan daha çok dikkatli ve uyanık olması gerekiyor.
Ankara’da, İstanbul’da, Antalya’da kan akıtan kanlı PKK, bugüne kadar bölücülüğe yol vermemiş olan Erzurum’da büyük bir eylem yapacak ki, taraftarlarına, “Bakın girilemez, eylem yapılamaz, denilen Erzurum’u nasıl kana boyadık” desin…
Yanan ağacın yerine, zaman da alsa yenisini yetiştirmek mümkün. Ne var ki giden canı geri getirmek ve dağlanan yürekleri tamir etmek imkansız.
PKK bunu bildiği için kan akıtmaktan geri durmuyor.
Erzurum, hedef bir şehirdir ve PKK için eylem yapmak prestij anlamına geliyor.
Evet; evhama kapılmaya gerek yok ancak mahallede, sokakta, caddede, işyerinde hasılı her yerde herkes son derece dikkatli davranmalı ve şüpheli bir durumda polise haber vermelidir.
Şehrin göbeğindeki 30 dönümlük çamlığı yakan caniler her kim ise, yarın fırsatını bulmaları halinde insanı da yakacaklardır.