Kodamanlar, koltuk tutanlar, köşe kapanlar, pusuda yatanlar, bakanlar, takla atanlar, cemaatler, cemiyetler, başkanlar, racon kesen beyler!
Bir dakika...
Kim haklı, ne kadar haklı, gidişat hayırlı mı, tüneldeki ışık güneş mi, yoksa karşıdan gelen kamyonun farı mı?
Ne demiş atalar;
Körler sağırlar, birbirini ağırlar!
Lafımız ortaya yarası olan gocunur, olmayan alıp voltasını salınır...
Anlamak, çözmek, karar vermek bugünlerde pek mümkün değil!
Bizde atalarımıza danıştık. Bakalım'atalar'ne demiş, belki bir hayrı dokunur...
***
Affetmek büyüklüğün şanından ve aman diyene kılıç kalkmaz, demişler misal; bak şahane...
Ama o da ne!
Bir başka ata grubu da,intikam soğuk yenir, keser döner sap döner gün gelip hesap döner, bugün sana yarın bana, demiş, hay Allah!
Dost dediğin kara günde belli olur, demişler, ne güzel...
İyi de; düşenin niye dostu olmaz, üstelik düşene tekme de neyin nesi?
İyilik yap denize at, güzel de, 'besle kargayı, acıma yetime, merhametten maraz doğar...' üçlüsü ne ayak!
Sürüden ayrılanı kurt kapıyorsa, kurunun yanında yaş niye yanıyor ve her koyun niye kendi bacağından asılıyor ki?
İki elin sesi varsa, nerede çokluk orada niye b..kluk?!
Hadi yalan söyleyenin mumu sönüyor, beter olsun da; doğru söyleyen niye köy bulamıyor kardeşim?
Ne yapmak istemiş bu atalar!
***
Ne dediklerini sanıyorsunuz ki...
Aslında onlarda hiçbir şey dememiş, sadece kutuplaşmışlar!
İkilik-ayrışma-didişme denen nane bize onlardan miras...
Nabza göre şerbet dolaşıyor genetik olarak damarlarımızda...
Onlar da 'işine geldiği gibi tayfasındanmış' ve atamız neyse biz de oyuz neticede!
Devam edersek, iki çıplak bir hamama yakışır diyen de biziz, iki gönlü bir samanlıkta basan da, anasına bakıp kızına talip olan da biziz, beş parmağın bir olmadığını fark etmiş süper zekâlar da...
Ve hiç düşünmüyoruz !
Erken kalkan yol alıyorsa, hiç uyumayan şeytan bunun neresinde?
Damlaya damlaya göl oluyor da, taşıma suyla değirmen niye dönmüyor!
Zararın neresinden dönersek kar madem, battı balık niye yan piri, yan piri gidiyor?
***
Hadi 'ata' denen yüce şahıslar zamanında demiş, biz niye ısrar ediyoruz ki; iyi insan lafı üstüne gelir, demek varken, sinsice; 'iti an çomağı hazırla ..' diye haykırıyoruz!
Öğrenmenin yaşı yoksa eğer, ağacı yaşken bükmenin mantığı ne?
Hiç merak etmez miyiz, cana geleceğine mala gelsin diyen de biz, mal canın yongası diyen de, öfke baldan tatlıysa öfkeyle kalkan şen şakrak oturmaz mı, madem perşembenin gelişi çarşambadan belli, dereyi görmeden paçayı sıvayanın üstüne niye gülüyoruz ki!
***
Bal tutan parmağı yalar, devletin malı deniz, yemeyenin malını yerler, öksüz hırsızlığa çıkmış ilk geceden ay doğmuş ve benzeri 'suç ve suçluyu öven' atalar da bizim atalarımız, 'alma mazlumun ahını' diyen de!
***
Haliyle... Bir tavır, bir karar, bir duruş arifesinde; aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık!
Gördüğünüz üzere, sizin şahitliğinizde başvurduk atalarımıza, belki kafamızı açarlar diye, ama heyhat!
Netice, hüsran...
Vaziyet dersen;
Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı!
Dedik ya, biz buyuz işte; körler sağırlar birbirini ağırlar...
Anlayana sivri sinek saz, anlamayana bırak davulu zurnayı bu sözler de az!
- balaban 01 Ocak 1970 02:00
atalarımız zamanında da iyi iyi ve kötü insanlar yaşamış lar. Sonuçta atalarımızın doğrusu eğrisinden çok olduğundan dolayı da dünyaya nam salmışlar.Lakin herkes doğruyu eğriyi bilir amma işine geleni yapar.hatta bunu yazanda doğruyu yazıp atalarımızı gizliden aşağılamaya çalışmış olabilirmi diye de düşünmek lazım.
- Erzurumlu 01 Ocak 1970 02:00
Üstad yazı harika anlayana ama biraz deyimler sözlüğü gibi olmuş oda anlayana neticede makalenin sonunda bağladığın gibi davul zurna sinek saz işi bunlar bizim millet herşeyi anlarda işine geldiği gibi yazılarınızı devamlı takip ediyorum erzurumda ender yazanlardansınız sponsorsuz reklam vereni pofpoflamayanlardan kaleminize sağlık