İftariyelik Horuz Şekerleri:
Horoz şekerleri, genellikle kış aylarında olmakla birlikte, Ramazan aylarında
iftariyelik olarak çocuklara alınırdı. Horuz Şekeri seyyar satıcıların
tablalarında satıldığı gibi, bazı gençler horoz şekerlerini, kamıştan örülü bir sepetin
kenarlarına sırala şekilde düzerek satarlardı.
Horuz şekeri satanlar, daha çok sokak aralarında yaptıkları "horuz şekeri" bağırtısı ile satış yapmaya koyulurlardı. Hatta bazı sokağa bakan evlerin geniş pencerelerinin iç kısmına oturtturulan çocukları gördüklerinde o pencerenin dibinde daha gür bir şekilde ve tahrik edecek bir tonda; "horuz şekeri" diye bağırdıklarına çocukların istekleri başlardı, bazı çocukların anne veya baba anneleri de çocukların isteklerini yerine getirenler de olurdu, çocukların isteği karşılamamak için, çocuklarını pencerenin iç kısmından kaldırarak horuz şekeri almamaya gayret edenler olurdu. Ancak çocuğun ağlayarak isteğini durduramazlardı. Çünkü, pencere önünden ayrılmayan horuz şekeri satıcının tekrar tekrar horuz şekeri diye daha gür bağırmasıyla, ağlayan çocuğu iyece tahrik ederdi. Ve anne zorla teminini yaparak o horuz şekerini istemeyerek alırdı. Horuz şekercide zorladığı aldırma neticesinde horuz şekerini satmış olurdu..
Horoz şekerleri: Horoz şeklinin yanında, başka birçok şekilde de üretilirdi. Mesela,
kamyon, tavşan, tren şekillerinde olan horuz şekerleri de vardı. Horoz şekerlerini
döken ve satan kişiler belli başlı mahallelerde toplanmışlardı. Bunlar: Gavurboğanda Nahat"Nıhat" Üç Kümbetlerde Gırcınkoslu Selahattin, Dere mahallesinde Rampa Mevlüt, Dağ mahallesinde Tilki Ahmet'ti...
Horuz şekeri fiyatları; gündüzleri tanesini beş kuruşa, eğer akşam saatlerinde ellerinde kalmışsa, indirime gider, çiftini
beş kuruşa satırlardı.
Evet geçmiş kültür serüvenimizde olan ve çocukluğumuzda tattığımız " Horuz Şekeri"ni de bu arada Ramazan iftariyelikler arasında dolayısıyla anmış olduk..