Gür ve yiğit sesli meslektaşım sevgili Ozan Arif, bugün sabaha karşı, "ölüme merhaba" diyerek hayâta vedâ etti. Haksızlıklar karşısında hiç ama hiç susmayan, toplumsal aksaklıkları ve çelişkileri eleştirmekten asla geri durmayan, etkili ve davudî sesi ve okuyuşuyla, dokundurucu mısralarla örülü unutulamaz şiirleri ile geniş kitleleri etkileyen, millî duruş ve kararlığı ile gönüllerimizde taht kuran bir Ozan Arif... 12 Eylül darbesiyle yurdunu terketmek zorunda bırakılan bir Ozan Arif.
Hastalığının Son dönemlerinde kaleme aldığı didaktik- yergisel (hiciv) şiirleri nedeniyle, vaktiyle gönül ve fikir birlikteliği yaptığı bazı siyâsı kişi ve çevrelerce, hasta yatağında bile hakaretlere maruz kalan ve fikri emeği inkâr edilen, ama son nefesine kadar doğruları hep söylemeye devam eden, millî vicdânın sesi ve özü bir Ozan Arif...
Gelenin konduğu, konanın göçtüğü bu ölümlü fani dünyayının gelip-geçiciliğini ve bir bakıma kendi yolculuğunu da hatırlatan "Var mı sana gelip kalan / Baştan başa murâd alan / Varın yoğun hepsi yalan / Aha geldim gidiyorum / Gülemedim şöyle bir gün / Senelerim geçti sürgün / Gönül sevdiğine dargın / Aha geldim gidiyorum / Arif der ki bunca yıl, ay / Geldi geçti vay dünya vay/ Yaşamaksa, yaşadım say / Aha geldim gidiyorum" özlü dizeleri ile Türk'ün bu büyük ve güçlü sesi ve soluğu Ozan Arif Şirin'e, yüce Mevlâ'dan rahmet diliyorum.
Türklük ülküsünün yiğit neferi; mekânın cennet, ruhûn şâd olsun.