Nur içinde yatsınlar. 2003 yılının Mart ayında kaybettiğim rahmetli anneciğimin annesinde, yani benim anneannemde görmüştüm ilk o hali. Belki okuyucular olarak sizlerde de benzer örnekler muhakkak vardır. Ne zaman evimize gelse o anneannem televizyona sırtını döner konuma gelir, öyle otururdu. Televizyonda haberler dahi okunsa sırf 'namahrem' diye anneannem sırtını ekrana alır, bir saniye dahi olsa o ekrana bakmazdı. Kuşkusuz o onun anlayışıydı ve bu haline saygı duyar, bu halin iyisini kötüsünü hiç de sorgulamazdık. O onun kararıydı elbette, herhangi bir kelam bize düşmezdi.. Ama şimdi anlatacaklarım için iki kelam etmesem kendimi çok kötü hissederim!
***
Öteden beri hep duyardım. Zaten ilk duyduğumda da kulaklarıma inanamamıştım. Ama sonra bir başkası da söyleyince, iyice inanmaya başladım. Ben söyleyenin yalancısıyım. Başlıkta sözünü ettiğim Müdür,sırf günah diye evinde televizyon bulundurmazmış. Evet, evet.. Sözünü ettiğim Müdür önemli bir kurumun başında olan biri! Basbayağı bir amir! Hali de bir nevi anneannem hali! Eşi ve çocuklarını da televizyon denilen o 'zararlı'(!) alışkanlıktan korumak için evine televizyon almayan o Müdür, haber veya proğram izleyeceği zaman gider başka yerlerde izlermiş. Zaten kamuya ait bir yerde (Palandöken'de bir otelde) böyle bir haber veya proğram seyrederken 'benim evimde televizyon yok' demiş de ben dahil o duyanların bu şekilde haberi olmuş.
***
Aslında insanların yaşam doğrularına karışmanın doğru olmadığına inananlardanım. Herkesin elbette ki kıyafet, inanç ve düşünce hürriyeti vardır ve ona herkes kadar ben de saygılıyım. Hatta evinde televizyonun olmadığını öğrendiğim bu Müdüre de saygı duyuyorum. Ama nedense o Müdürü o görevde tutana saygı duymak istiyorum ama bak işte onu pek yapamıyorum. Bunu biraz da Erzurum'un, 'kış turizmi merkezi' ve 'marka şehir' olma iddiasından dolayı yapamıyorum!
***
O Müdürün kim olduğunu merak ettiğinizi biliyorum. Çok da emin olmadığım için ismini şimdi buarada yazmamın doğru olamayacağını söylüyorum. Beni o konuda mazur göreceğinize inanıyorum. Bir siyasiye 'akraba' derecesinde yakın, gündemdeki, aslında 'tanıdık'bir Müdür! Televizyon meselesini de hemen hemen her basın mensubunun bildiğini demekle yetineyim. Ha bir de Muhyettin Aksak başta olmak üzere bir çok vekilin de alınmasını istediği ama bir türlü alınamayan bir Müdür. Hatta kulağıma geldi. Eğer bir gün ola ki 'alınırsa', o Müdürün yerine oturtmak istenilen bir ismin de İl Başkanı Murat Kılıç'ta olduğunu da söyleyebilirim.
***
açık açık şuna Turizm müdürü desenize ha bire dolandırıyor lafı kıvırıyorsunuz.