Son birkaç gündür yazıyoruz şu özel halk otobüsü meselesini... Yolcunun kolunu sıkıştırıp, polisin “dur” ihtarına uymayan ve ekiplerle kovalamaca yaşayan sürücü, yaklaşık bin lira ceza ile sıyrıldı bu işten ya da sıyrıldığını sanıyor...
“Nasıl olur?” demeyin, o klasik ifadeyle; bu ülke de herşey mümkün olabiliyor... Çünkü “Ben yaptım, oldu” mantığından kurtulamamış idareciler, bu ülkede ya da bu şehirde yaşanılmaması gereken herşeyin mimarı olabiliyorlar.
Malum otobüs sürücüsü de bu mantığın bir ürünü... O ki, polisin “dur” ihtarına uymamış, ortalığı birbirine katmış, ancak polis merkezi yerine Yoncalık’a götürülmüş!...
Niye Yoncalık?
Hala cevap yok...
Polis Yoncalık’a götürmüş, cezayı kesmiş!.. Sonra da “Haydi arkadaş sana güle güle” demiş...
Nasıl olsa polisin “dur” ihtarına uymamak suç değil! Şaşırmayın, gerçekten suç değil! Diyelim ki, polis size “dur” dedi. Durmaz giderseniz, peşinize düşer. Kısa bir kovalamacanın ardından yakalanırsanız en fazla trafik ihlalinden ceza keser bırakır. Tabi gerçekten bir suç işlememişseniz...
Nasıl olsa otobüs sürücüsü de bişey yapmamış! Vatandaşın kolunu sıkıştırmış, polislerle köşe kapmaca oynamış, birbiri ardına trafik kurallarını ihlal etmiş ve o kadar insanın canını tehlikeye atmış...
Olsun varsın... Sonuçta kimsenin burnu kanamamış, ortada şikayetçi de yok! Haydi arkadaşım Yoncalık’a... İşimizi görürüz orada sonra sen sağ biz selamet...
Bu kadar zaman polis muhabirliği yaptım böyle birşey görmedim!
Soruyorsunuz; “Efendim niye polis merkezine değil de, Yoncalık’a götürüldü?”
Cevap şu:
“Siz bizim yaptığımızı sorgulayamazsınız”
Kentin üst düzey bir emniyet yetkilisinden duyulmaması gereken sözler bunlar...
Sanırım sayın Müdür Yardımcısı biz gazetecilerin kamu adına görev yaptığını unutmuş!
Kendisine bunu hatırlatmakla birlikte İçişleri Bakanlığı’nın üzerinde önemle durduğu ‘İç Güvenlik Sektörünün Sivil Gözetiminin Geliştirilmesi’ projesini de şöyle bir aklından geçirmesini tavsiye ediyorum.
Bu projeyi ve projenin amacını yazmama gerek yok sayın Müdür Yardımcısı zaten konuyu tüm detaylarıyla biliyor.
Proje kapsamında “Ben yaptım oldu” mantığıyla hareket edilemeyeceğini de biliyor...
Yine projenin işleyişinde gazetecilerin de görev aldığını ve herkesin “neden” diye sorabileceğini de biliyor...
Bilmediği bir tek şey var...
“Efendim sürücü niye Yoncalık’a götürüldü?”
Bir tek bunu bilmiyor! Belki (!) biliyor da işine gelmiyor... Topu Valiliğe atıyor!..
“Emniyet niye açıklama yapsın. Bu şehrin Valisi var. Gidin açıklamayı ondan alın”
Boşuna dememişler, “Bir bilene sor” diye... O ki, Emniyet bu konuda hiçbirşey bilmiyor biz de bir bilen olarak sorularımızı İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a yönelteceğiz. Sayın Atalay, nasıl olsa önümüzdeki günlerde Reform İzleme Kurulu toplantısı için geniş bir katılımcı topluluğuyla Erzurum’a gelecek. Sayın Bakan’ın bu tür konulara olan duyarlılığını ve şeffaflığa verdiği önemi gayet iyi biliyoruz.
Umarım, Sayın Bakan da sizlere, “Nedir bu iş?” diye sorduğunda şimdi olduğu gibi sus pus kalmazsınız.