Nedense güzel şiiri son dizelerinden tanırım, bayılırım bayılır.
Bir de okuyanı güzel olursa, bal kaymak olur, o zaman gel keyfim gel!
Şiir denince aklıma gelenlerden birisi olan Attila İlhan'ın bir şiiri var mesela. Bayağı bir severim. Okurum kendi kendime ara ara. 'Mevsimi' diye..
Şöyle der orada Attila İlhan.
''mevsimidir
nedense ölmeye heveslenir insan
uzaya
bir avuç yıldız tozu gibi savrulmaya
rayından çıkmıştır yaşamak
bir eskimişlik duygusu nereye baksan
gücü yetmez kimsenin kimseyi kurtarmaya
çünkü ne güzeller
zehir zemberek güzeldir artık
ne zehir zemberek çirkindir
yeni çirkinler.''
***
''Rayından çıkmıştır hayat!''
İlk okumuşluğumda en çok da şiirinde bu lafını beğendiydim üstadın!
***
Bilmiyorum size de öyle geliyor mu, ama bana Erzurum artık acaip yorgun geliyor! Heyecansız ve de çoğu an sıradan. Yorulmuşa benziyor bir hayli. Yorulmuşluğunu geçtim, en kötüsü bizi de yoruyor şehr-i mübarek! Şöyle ''Erzurum seninle gurur duyuyor'' diyeceğin, omuzlara alacağın, hoyratça övüp övüp göklere çıkaracağın daha adam da kalmamış gibi hissettiriyor nedense. (Göklere çıkarttığın adamı sonra yerden yere vurman da güzeldi be!) Belki de abartıyorum ama,yaşayanının Reyhani gibi gidesi, 'kaptan'ın şiirindeki gibi heveslenmesi ölmeye! Tövbe tövbe..
***
Hadi sizi iyi tanırım, şimdi bu dediklerimi oraya, buraya çekersiniz. Şunu söyleyeyim çıkayım bari.
Artık top ayağındayken tribünleri hop ayağa kaldırmıyor Erzurum'um!
Siz gene abarttığımı sanın.
'Hızlı tren' projesi gitmiş, yerine 'hızlı fren' projesi uygulanmış gibi geliyor bana biraz da bu durum..
***
Ya da şöyle diyeyim.
Her gün karşısına geçtiğin televizyon hep aynı şeylerden bahsediyor sanki de, yeni bir şeyler izlemek isteyesin geliyor..
Üzerine giydiği giysinin eskidiğini, yeni bir şeyler giymek gerektiğini hissettiriyor.
İzlediğin sağbekin orta yerine topu yine taca atması, şöyle ceza sahasına 'muz orta' yapmasını beklemen gibi..
Ne bileyim, belki de, evet belki de,
Her gün yediğin aynı yemeğin bıkkınlık verdiğini, mutfakta şöyle bol yağlı, salçalı yeni bir şeyler yapılıp yenilmesi gerektiğini anlatıyor.
Belki de en kötüsü, 'aynada her gün aynı adamı görmekten' bayağı bir bıkmış olman!
Evet, odur belki de!
***
Üfff! Ne bileyim, ben sıkıldım işte.
Şehir heyecanını kaybedince ben de herhal heyecanımı kaybetmiş oluyorum galiba.
Eskisi gibi sağ taraftan değil, bu aralar yataktan kalkarken sol taraftan kalkıyorum.
Şekil a da olduğu gibi!
Yok, yok.. Raydan çıktım ben acaip! Durum onu gösteriyor!
***
Hadi Attila İlhan'dan başladım, Mevlana'dan bitireyim bari.
''Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım!''
Mutlu Pazarlar..