Ben kaybedene de bakarım, kazananın yanında!

Neresinden başlayacağını kestirmeyeceğin yazılardan biridir bu.

Şuradan mı başlasam, buradan mı başlasam dediğin türden bir yazı.

Önce şunu bir söyleyeyim hele.

Palandöken'e ve Yakutiye'ye mevcut başkanların yeniden aday gösterilmelerine ne kadar sevindiysem, Fatih Cengiz'in aday gösterilmediğine üzüldüğümü söylemeliyim.

Hiç şık olmadı.

O,böylesine bir vedayı haketmemişti bir defa.

Yine de partisinin kendi bileceği iştir.

Her şeye rağmen, alınan bu kararın da, şehrimize, ülkemize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.

Şimdi gelelim, asıl söyleyeceklerime..

***

20 yıllığa dayanan samimiyet ve dostluğumdan ötürü Bulutlar hariç, hem Korkut'u hem de Cengiz'i, belediye başkanlığı adaylığı dönemlerinde yakından tanıma fırsatım oldu. Ama Fatih Cengiz'i milletvekili Ömer Özyılmaz'ın danışmanı olarak da tanırdım, fakat açık söyleyeyim, öyle uzun boylu bir samimiyetimiz olmamıştı.  Ayrıca,Vakıflar eski Bölge Müdürü Nihat Cengiz'in oğlu olduğunu da bilirdim,hem o hem de o güleçliği ile kendime yakın da bulurdum. Ne yalan söyleyeyim,her ikisini de hem kişilik olarak sevdim, hem de belediye başkanı olarak beğendim. Zaten daha önce bir yazımda da belirtmiştim. Her 3 merkez ilçe belediye başkanı da, gördüğümüz kadarıyla başarılı. Kalacaklarsa hepsi kalmalı. Yerlerine gelecek olanlar nasıl bir yeteneğe ve kabiliyete sahip olacak ki,değişmelerine gönlümüz razı olsun. Ve hatta hatta çok yakından biliyorum. Muhyettin Aksak'ın personel aktarımı sayesinde belediyelerde rahat bir dönem geçirdiklerini ve başarılarında onun çok etkili olduğunu da ifade etmiştim. Bunu derken de elbette ki aday adayı çoğu dostumu da incitmiştim. İster istemez de bana gönül koymuşlardı. Ama öyleydi. Kırılmaya, gönül koymaya gerek yoktu. Canları sağolsun. İncinmişlerdi yine de..

***

Her neyse. Kim ne düşünür bilmem ama, AK Partisi Mehmet Sekmen örneğinde olduğu gibi ilçe adaylıklarında da sürpriz yaptı. Hele Aziziye'ye gösterilen aday,resmen 'dayatma'nın kralı!  Partili arkadaşlar ve hele de oradan aday adayı olanlar ne düşünür onu da bilmem ama ben bir seçmen olarak bunu da kabul edemem, edemiyorum! AK Partisi bir Sekmenörneğini de Aziziye'de sergilemiştir ve bunu da benim şahsen en azından kısa sürede kabullenmem mümkün görünmüyor. Sanıyorum bu konuda sadece ben dediğimle kalacağım! Belki de o aday kardeşimizle de yine ben kötü olacağım! Siyasetin kötü tarafı da işte bu. Kabul etsen de, etmesen de, bu böyle. Başta sevgili gazeteci arkadaşım, Aziziye aday adaylarından Muhammet İspirli olmak üzere hepsi de susma hakkını kullanacak, hiçbir şey olmamış gibi davranacaklardır! Yazık ki, öyle de olacak!

***

Bir defa şu çok açık. Kim ne derse desin. Bu ilçe adaylıkları konusunda bir 'kazananlar',bir de 'kaybedenler' var! Kazananlar aşağı-yukarı belli! Ali Korkut ileOrhan Bulutlar! Ben kaybedenler derken aday adayı olup da kaybetmiş olanları zaten kastetmiyorum! Onları zaten kaybetmiş de görmüyorum artıkın! Bu belirlemede kaybedenler kesinlikle Muhyettin Aksak, İl Başkanı Murat Kılıç ve de il, ilçe yönetimleridir. Dedim ya. Kimse kusuruma bakmasın. Bunlara ayrıca Gençlik ve Kadın Kolları'nı filan da dahil ediyorum! Kimse yalandan yere kızıp- mızmasın ama, durum bu. İlçe aday belirlemesi Muhyettin Aksak ile daha çok onunla 'sıkı fıkı' il teşkilatının hezimeti ile sonuçlanmıştır! Öyle olmasa Fatih Cengiz de aday edilirdi, yönetimden adaylık için soyunan Mevlüt Doğan'lar, Ayhan Özsağlıcaklı'lar filan! Daha ilerisinde çok şeyler yazıp, çizeceğimizi sandığım için bu konuyu burada noktalamak, daha fazla birilerini üzmek istemiyorum. Ama görünen köy klavuz istemiyor. Durum bu merkezde. Ben böyle okuyorum en azından..

***

Bugünden itibaren AK Partisi'nde herşeyin eskisinden biraz daha farklı olacağını da düşünenlerdenim ayrıca. Bire bir bazı bildiklerim de olduğundan bu seçim döneminde hem Büyükşehir adayı Mehmet Sekmen'in hem de mevcut adayların çok da rahat bir seçim dönemi yaşayacaklarını sanmıyorum. Belki Adana örneğini görmeyeceğiz ama mevcut yönetimin bu seçim döneminde öyle eskisi gibi adayları için canhıraş bir çalışma sergileyemeceklerini düşünüyorum. Belki de benim dediklerim faraziye! İl Başkanı Murat Kılıç, adaylara başarı dileğinde bulunurken, bugünden tezi yok, birlik beraberlik içerisinde seçim çalışmalarına başlayacakları mesajını verecek ve 'sorun yok' diyecek!

***

Bu arada,hazır kalemi yine elimize almışken, bir iki kulis bilgisini de buradan sizlerle paylaşmak istiyorum. Deniliyor ki sırf Muhyettin Aksak'a yakın diye ve emrivaki Yakutiye'den aday adayı olmuş diye Fatih Cengiz'in üzeri çizilmiş. Pensilvanya ziyaretinin de aday edilmemesinde etkili olduğu iddia edilirken, yerine gelen ismin de bizzat Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpekile milletvekili Adnan Yılmaz'ın desteği ile adaylık şansı bulduğu öne sürülüyor. Cengiz'in ayrıca, Yakutiye'den aday adaylık başvurusu yaparken, Sağlık eski Bakanı Recep Akdağ'ı da bilgilendirdiği, ancak Akdağ'ın daha sonra, 'Bundan benim haberim olmadı' dediği da kaydediliyor! Bu arada, iki gün önce bir köy gezisine giden Mehmet Sekmen'in, Yakutiye adaylığı mevzu edilirken, Ali Korkut'u ima ettiği, o esnada orada bulunan kardeşi Hanefi Sekmen'in, 'İma ediyor ama, o. Yakutiye'nin adayı Ali Korkut' dediği öne sürüldü.

***

Baştan dedim değilmi? Yazacak, yorumlayacak çok şey var ama bugünlük fazla da uzatmayalım. Nasıl olmasa zaman çok. Daha çok yazar çizeriz. Hele bir bugünü atlatalım, sonrası Allah kerim!

---

NOT: Bir iki değişiklil hariç, ilçe adaylarında değişen çok şey yok. Madem eskiler yeniden aday edilecekti ya, onca aday adayı niye ortalığa düştü, bayağı bir merak ettim! Ne duydular acaba? Kim kulaklarına ne fısıldadı da, onca insan bir sürü masraf etmek zorunda kaldı? Demek ki birilerinin fena gazına geldiler. Öyle olmasa 200'e yakın aday adayı çıkarmıydı? Bu arada en çok da Numan Kurtulmuş'a güvenen bazı saf aday adayı arkadaşlarımız var, onlara sevindim. Onlara kalsa o gün için Tayyip beyle Numan bey pazarlık yapmış, Has Partili bir iki isim de Erzurum'dan aday gösterilecekti! Tayyipbeyi tanımamışlar halen daha, saflıklarıyla kaldı gariplerim! Daha geçen gün yolda karşılaştığım ve işini gücünü bırakıp Ankara'yı mesken tutan birine 'Tayyip bey kimse ile pazarlık etmez, bu işi unut' diyordum da, inanmadı bana!