AK Parti'de hareketli günler yaşanıyor. Bir yanda henüz sonucu bilinmeyen temayül yoklamasına dair spekülasyonlar; öbür tarafta yeni tartışmalara sahne olan anketler...
Parti yetkililerinin sonuca ilişkin tek kelimelik bir açıklaması olmamasına karşın, sonucu gösteren pusulalar dağıtılıyor!
Filanca hiç oy alamadığı için hezimete uğramış, falancanın oyları çuvallara sığmamış!
Fakat ortada bir garabet var.
Kullanılan oy sayısı ile aday adaylarının aldığı iddia olunan oyların toplamı arasında 400 fark var. Yani 400 kişi daha oy kullanmış olması gerekir ki, elden ele dolaştırılan pusuladaki rakama ulaşsın.
Hoş bu pusulayı hazırlatıp servis edenler de biliyor ki, temayül yoklamasının sonucunu, bırakın buradan birilerini genel başkan yardımcıları dahi bilmiyor. Çünkü oy torbaları komisyon önünde açılıp sayılacak. Çıkan sonuç da Erdoğan'a bildirilecek.
Uygulama bu olmasına rağmen kafaları karıştırmak için türlü numaralar çekiliyor.
Sadece kimin kaç oy aldığı ile de sınırlı değil bu numaralar...
Artık belden aşağı vurmalar da başladı!
Bütün dert dava, rakipten önce ipi göğüslemek!
Şekli nasıl olursa olsun fark etmez.
Manzara, önceki seçimlere oranla çok daha iç karartıcı.
İnanılır gibi değil, ama gerçek şu:
Bazı aday adayları, "ben olmasam da olur, yeter ki falanca çıkmasın" derken, bu hedefine erişmek için her yolu mubah görüyor.
İftira ve karalamanın bini bir para!
Bu gidişattan nasıl bir sonuç çıkacak merak ediyorum.
Parti kurmayları bu ateşe bir su serpmez iseler, sürecin ilerleyen günlerinde kavga daha da alevlenecek ve yarın birbirlerinin tabutlarının altına girecek insanlar, birbirlerinin yüzlerine bakamaz hale gelecek.
Çünkü iş şirazesinden çıkmak üzere...
Kamil anlamda yapıldıktan sonra esasında belediye başkanlığı hele hele de anakent başkanlığı ateşten bir gömlektir.
Türkiye, 30 Mart'tan sonra yeni bir döneme giriyor. Büyükşehirlerin il sınırları, belediyenin önünde başlayıp en ücra yerdeki mezrada bitiyor.
Erzurum'un durumu ise, büsbütün içler acısı...
21 ilçe, bin dolayında köy, onlarca mezra...
"Belediye başkanı olayım da nasıl olursa olsun" sevdasındaki bir aday adayı kılı kırk yarması gerekirken, yarışa balıklama dalıyor.
Vaatlere bakıyorum da, çoğunun ayağı yere basmıyor.
Belli ki adam neye talip olduğunu dahi doğru dürüst bilmiyor.
Ama "beni başkan yapın" diyor.
Bunu derken de, rakibine belden aşağı vurmayı, yarışın bir gereği zannediyor.
Umuyorum ki, bütün bu olup bitenlerden Tayyip Bey bi şekilde haberdar olsun.
Ve de kural dışı vuran ne kadar yarışmacı varsa hepsi ring dışına atılsın.
Çünkü bu anlayıştaki aday adaylarının aday olması memleket için büyük bir felakettir.