Bedava et ve balığa kim ne dedi?

Bedava et ve balık baldan tatlıdır" deyince, hem tepkiler hem de cevaplar gecikmedi.

Önce tepkilerden başlayalım.

"On numara bir yazıydı" diyenler çoğunluktaydı fakat yazıyı yerden yere vuran tepkiler de az değildi.

Oysa biz o yazıda, "?niye bedava et ve balık dağıtıyorsunuz" dememiştik. Yazıyı okuyanlar bilecektir ki eleştirimiz, dağıtım şekline dairdi.

Dün önce Yakutiye Belediyesi'nden, değerli meslektaşım Kenan Biliz aradı.

Kenan, Yakutiye Belediyesi'nin basın müdürüdür ama önce, iyi bir gazetecidir. Bugün belediye başkanı Ali Korkut'un pr'ı böyle yüksekse bunda amil kişi Kenan Biliz'dir.

Kenan, Yakutiye Belediyesi'nin toplam elli ton et dağıtacağını söyledikten sonra şunları ekledi:

"Bu elli ton et'in maliyeti tamamen belediyemiz bütçesinden karşılanmaktadır. Kombina müdürlüğüne şu şartı sunduk: Bu hayır işi için dağıtılacak et, stok malı olmayacak ve tamamen Yakutiye Belediyesi sınırlarındaki besicilerden ve köylülerden temin edilecek hayvanların kesilmesiyle elde edilecek. Bunun için toplam 600 adet büyük baş hayvan kesilecek. Aynı yardım Ramazan ayında da yapılacak. Et'in nasıl dağıtılacağı ve kimlere verileceği hususunda ise, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın yanı sıra, şehrimizde hayır işi yapan dernek ve vakıflardan yardım aldık.

O kuruluşlar bize ilçemiz sınırlarındaki yoksul ailelerin listelerini verdiler, biz de belediye olarak o listeleri muhtarlıklara çek ettirdik. Dağıtım esnasında izdiham yaşanmaması için elimizden geleni yapıyoruz ancak onlarca kişi aynı anda et almaya gidince ister istemez bu görüntüler ortaya çıkıyor. Araştırıyoruz, izdiham oluşmadan başka nasıl dağıtırız diye? Çünkü maksadımız bu hayır işinden siyaset devşirme değildir. Belediyemizin mali imkanları artıkça, dargelirli vatandaşlarımıza yönelik hizmetlerimiz artarak devam edecektir."

Tabii ki belediyelerin görevleri yalnızca bildik hizmetlerle sınırlı değildir. Her belediye mali imkânları nispetinde sosyal projelere de kaynak aktarır. Fakir fukaraya yardım etmek de bu kapsamdadır. Fakat bu hizmetler yapılırken kimsenin rencide olmamasına azami dikkat gösterilmelidir. Keşke beşer kilo et dağıtılan o vatandaşlarımız ellerinde makbuz kombina önünde kuyruk oluşturacağına, et'ler evlerine gönderilse? Sanırım bu çok büyük çaplı bir organizasyonla mümkün olabilecek bir hizmet?

Umuyorum belediyelerimiz bu noktada en ideal yapıya kavuşurlar.

Dün yine aynı meseleyle ilgili başka ziyaretçilerimiz de vardı.

Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Muhammed Atamanalp ve aynı fakültede öğretim üyesi olan Yrd. Doç. Mahmut Kocaman gazeteye teşrif etmişlerdi.

Dekan Bey, bize Palandöken Belediyesi'nin ekmek arası balık ikramının arka planını anlattı.

Belediye o gün, 2 bin 500'ü levrek, bin 500'ü alabalık olmak üzere, toplam 4 bin balık dağıtmış. (pişmiş olarak)

Levrekler İzmir'den alabalık ise, Erzurum'dan Su Ürünleri Fakültesi'nden temin edilmiş. Belediye'nin bu ikramdaki rolü şuymuş: Balıkları pişirip, ahaliye ikram etmek. İzmir'den gelen levreklerin bedelini Ege İhracatçılar Birliği karşılamış. Yani belediye parayla balık alıp dağıtmamış. (Kaldı ki parayla alıp dağıtmasında bir sakınca yok. İtirazımız bu işin medenice yapılamamasınadır)

Muhammed Atamanalp'i ta öğrenciliğinden beri tanırız. Muhterem pederi Prof.Dr. Celalettin Atamanalp, Erzurum'un simge isimlerindendir.  Hem sosyal faaliyetleriyle Erzurum'a mührünü vurmuş bir hocamızdır hem de yarım asra yakın üniversitede öğrenci yetiştirmiş bir büyüğümüzdür.

Muhammed'te babasının yolunda bir akademisyen... Genç yaşta profesör oldu ve yine genç yaşta dekanlık gibi önemli bir görevi üstlendi.

Muhammed'e sordum, "Durup dururken bu balık ikramı nerden aklına geldi?" diye?

Cevabı çok ikna ediciydi ve Erzurum için son derece lüzumlu bir gerekçeydi.

"İstiyoruz ki hemşerilerimiz daha çok balık yesin ve sofralarımızda balığı eksik etmeyelim. Ancak bunu başarabilmek için önce insanlarımıza balığı anlatmalıyız ve mümkünse balığı ayağına götürmeliyiz. Sağolsun Palandöken Belediyesi bu hususta çok önemli bir sosyal görevi yerine getirdi. Bizim fakülte olarak yapamayacağımız bir organizasyonu belediye yaptı ve bu işbirliği sayesinde binlerce kişiye balık ikram edildi. Eğer başka kurumlarımızın da ilgisini çekerse, balığı biz karşılayalım, ikramı da onlar, böylelikle halkımıza daha çok taze taze balık yedirelim."

Niye olmasın?

Yeter ki bu ikramlar yapılırken ölçü kaçırılmasın ve insanlar "yığın" olarak görülmesin.

Et meselesi de aynı. Madem belediyenin imkânı var, şu halde yoksul insanlarımıza yardım eli uzatılsın. Ancak kimse rencide edilmesin ve belediye asli işini ıskalamasın... Yollar çamur ve çukurdan geçilmiyorsa, belediyenin yapacağı sosyal hizmet eleştiri konusu olur. Çünkü belediyenin en baş görevi güzel bir şehir vücuda getirmektir.

Bizim itirazımız da zaten işin bu yanınaydı?
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • ali büyük 01 Ocak 1970 02:00

    hemen geri vites...